28 Şubat üzerinden bir mukayese

image

Son bir aydır devam eden gerilime, 28 Şubat üzerinden arkaplan hazırlamak isteyenlerin çabasına şahit olduk.

Türkiye değiştikçe zayıflasalar da, maksadına ulaşabilmek için kamuoyunu yanıltmak isteyenler her zaman olacaktır. Dolayısıyla, su-i misali geçip, hüsn-i misale bakmak ve onları çoğaltacak esasları tahkim etmek, zaman zaman da boy aynası gibi yanlışın üzerine tutmak daha doğru olsa gerek.

Misal: Bin Ladin öldürülmeden iki ay kadar evveldi. Brezilya'nın tirajı bir milyon iki yüz bine ulaşan haftalık haber dergisi, kapağına El-Kaide örgütünü taşımıştı. Habere göre El-Kaide militanları Brezilya'yı geçiş için üs olarak kullanıyordu. Brezilyalı Araplardan birkaç masum insanın fotoğrafının kullanıldığı haber, Türkiye'de fazlasıyla şahit olduğumuz türlerdendi ve "her yerde aynı hikâye" dedirtiyordu.

Haberde fotoğrafı kullanılanlar itiraz ettiyse de seslerini duyan olmadı. Zaten derginin yayınının ardından, elinde çift tabanca ile okul basan bir câni, lise talebelerinden on iki kişiyi öldürdükten sonra polis tarafından vurularak durdurulabilmişti.

Hadisenin şoku devam ederken katilin İslam'a ilgi duyduğu ve El-Kaide militanı olduğuna dair haberler verilmeye başlandı. Türkiye tecrübesi, belanın elini kolunu sallayarak geldiğini söylüyordu. Muhtemelen, haberlerin devamı ile toplumun infiali üzerindeki derinleştirici tesir belli bir seviyeye ulaşınca planlanan operasyonlar art arda gelecekti. Ama öyle olmadı!

Çünkü diğer medya organları, hadisenin meydana getirdiği şoka rağmen bir grubun yayınladığı haberlerin tesirine girmemiş, kendi araştırmalarını derinleştirmeye çalışmışlardı. Onların ulaştığı bilgiler, katilin Müslüman olmadığını gösteriyordu. Psikolojisi bozuk bir insanın eylemi vardı ortada. Bir psikopatın cinneti üzerinden El-Kaide örgütüne çıkılamayacağına dair yorumlar, diğer grubu köşeye sıkıştırmaya başladı.

İşte tam o sırada El-Kaide tezinde ısrar eden grubun televizyonlarında bir videobant yayınlandı. Katil, çenesinde bir karış sakal, kafasında sarık ve üzerinde entariyi andıran beyaz bir giysiyle konuşuyordu bantta. Kayda göre katilin en büyük ideali, Rio'daki dünyanın en yüksek ve görkemli "Jesus" heykeline uçakla çarpmaktı... Tıpkı 11 Eylül'de olduğu gibi...

Katilin kendi cep telefonu ile yaptığı kayıt, kıyafetleri ve söyledikleri orta yerde dururken, hâlâ "Bu işin içinde El-Kaide parmağı olamaz" iddiasının arkasında duran çıkar mıydı?

Evet, çıktı! Hem de El-Kaide iddiasını ortaya atan grubun dışındaki medya organlarının hepsi karşı çıktı. Onlara göre psikolojisi bozulmuş bir insan, bunların hepsini düşünebilir ve birtakım eylemlerin benzerini yapmak isteyebilirdi. Kılık ve kıyafetini özendiği kişilere benzetebilirdi. Bozuk psikoloji sebebi, bunları açıklayabilir ama eylemin El-Kaide'ye ait olduğunu iddia etmeye yetmezdi.

Kamuoyu da ikinci tarafın yanında yer almış ve aceleyle varılmaya çalışılan sonuçların toplumda fitneye sebebiyet vererek masum Müslümanların itham altında kalacağına kâil oldu. Toplumun sağduyusu karşısında bulan grup, telafi haberleri yapmak zorunda kaldı. Ve medyada bu dikkatli yayınları yapanların hiçbirisi Müslüman değildi. Dertleri Müslümanları korumak da değildi. Sadece mesleklerinin hakkını verdiler ve haklı çıktılar.

Bu örneğin ardından, hizmet hareketini 28 Şubat'çılarla beraber göstermeye yeltenenlerin yaptıklarına bakalım. O kadar rahat yazıp-çiziyorlar ki, bilmeyenler, 28 Şubat'ın başka bir ülkede yaşandığını zanneder. Kaset fırtınaları, açılan davalar, Nuh Mete Yüksel'in iddianamesi, mahkûm edemeyince davayı askıya alarak uzatmalar hiç yaşanmadı buralarda! On senedir her türlü badireye rağmen halk desteğini artırarak ülkeyi yönetenler ve onlara destek veren muhafazakâr taban da sazan balığı ya, hemen bunların dediğine inanacaklar... Bu da bir tip işte!

İnsan, her şeye rağmen bunlara dua etmek istese, ne diyeceğini de bilemiyor. Bir kimse, insan olarak kendisine ve ciddi bir mesuliyet altındaki kalemine saygı duymuyorsa ona ne denilebilir ki? Mehmet Akif Bey'in "Hey sıkılmaz, ağlamazsan, bari gülmekten utan!" ikazından gayri...

Leave a Reply