Yelken sırasında terapi yapıyor

Çağdaş Artu genç, dinamik, sporcu bir psikolog. Hobisi olan yelkeni mesleği psikolojiyle birleştirmiş. Türkiyede hatta dünyada ilk kez yelkende terapi yapan psikolog o. Hastalarını yelkenlisinde ağırlıyor, terapiye denize açılarak devam ediyor. Danışanının problemlerini birlikte İstanbulun siluetine denizden bakarak değerlendiriyor. 11 yaşından beri yelken yapan Çağdaş Artu, yelkende terapiyi, kurumlara ve bireylere hizmet veren, hayatı kolaylaştıran bir üyelik sistemi olan Boyner Back-up üylerine danışmanlık verirken hayata geçirmiş. Ben de o sayede kendisiyle tanıştım. Ondan yelken dersi alırken, sorularımı yanıtladı. Tekneye ayağımı attığım anda tüm problemlerimi geride bıraktım...

Merve Özaytekin
mozaytekin@posta.com.tr

- Yelken sporuna ne zaman merak saldınız?

11 yaşında, İzmir Karşıyakada yelken sporuna başladım. Karşıyaka Kulubünde alt yapıda bu işin fırınında yetiştim. Milli Takıma kadar yükseldim, yarıştım, dereceler aldım. Sonrasında da hoca oldum.

- Neden yarışçı değil de hoca olmayı seçtiniz?

Ege Üniversitesinde Turizm İşletme okumak için okula başladım. Üniversitede yelkene profesyonel olarak zaman ayırmak pek mümkün olmadı. Derslerle çakıştığı için antrenman yapmak yerine yelken eğitmenliğinde ilerledim. Sonrasında kendi şirketim CENOA Sailingi yine benim gibi Milli Takımdan olan bir arkadaşımla kurdum.

- Birçok yelken okulu var; sizin farkınız ne?

Kurumsal şirketlerle çalışmaya başladık. Sıradan yelken kursları gibi değiliz. Kurumsal firmalara eğitim verirken reklamlarını da yelkenlerimizde taşıdık. İlk sponsorumuz Back-up oldu. Garanti Bankası, Türk Ekonomi Bankası, Mikro Yazılım gibi birçok firmayla çalışıyoruz.

- Psikoloji eğitimi nereden çıktı?

Ege Üniversitesinden üçüncü sınıfta ayrıldım. Yelken hocalığı tatlı geldi. Ama okula da gitmem gerekiyordu. Bundan sonra üniversiteye devam edersem doktor, mühendis ya da öğretmen olacağım dedim. Okan Üniversitesinde psikoloji okumaya karar verdim. Bitirdikten sonra Back-up bünyesinde telefonda psikolojik danışmanlık hizmetivermeye başladım. Psikolojik danışmanlık yasal bir sürece girince, psikologların psikiyatrlarla çalışması öngörüldü. 500e yakın danışanım vardı. Dolayısıyla Back-upın danışmanlık hizmetine devam edemedim. Şimdilerde Etilerde bir psikiyatrın yanında psikolojik danışmanlık hizmeti veriyorum.

- Yelkenle psikolojik danışmanlığı birleştirmek nereden aklınıza geldi?

Yurtdışındaki benzerlerinden mi esinlendiniz? Türkiyede yelkenci bir psikolog yok. Yurt dışında benzer örneklerinden biri jogging therapy. Günlük koşunu yaparken, psikoloğun da seninle koşuyor. İşe gitmeden önce psikologunla konuşuyorsun. Yaşam koçuna da benziyor ama vakalara aynı zamanda psikolojik destek veriyor. Ben de en iyi bildiğim spor olan yelkencilikle psikolojiyi birleştirmek istedim. Çok da başarılı olduk. İstanbul siluetine uzaktan bakıp sorunları geride bırakıyorlar

- Danışanlarınızla nasıl görüşüyorsunuz? Neye göre yelkende tedaviye başlıyorsunuz?

Danışanlarımı önce marinaya davet ediyorum. İlişki, depresyon ve ergenlerle ilgili sorunlarda yelkende tedavi daha iyi geliyor. Danışanlarıma sizi yelkenimde ağırlayacağım dediğimde Ne kadar ilginç diyorlar. Ve tabii ki motivasyonları çok yüksek geliyorlar. Açık hava, yelken danışanları rahatlatıyor. Psikoloğun ofisine girmek, bir divanda uzanmak, anlatmak kişileri gerebiliyor. Ofise gidince önyargıyla geliyorlar. Zaten ne yazık ki hala psikoloğa gelirken insanlar deli doktoruna gidiyor diye düşünüyor. Bunun yelkenle birlikte olması ise onları rahatlatıyor.

- Denize ne zaman açılıyorsunuz?

İlk olarak yelken marinada bağlıyken görüşüyoruz. Sonra açılıyoruz. Kısa bir yelken turu yapıyoruz. Denizin ortasında İstanbuldan çok uzakta, İstanbul siluetini gördüğümüz bir ortamda danışanın şikayetini dinliyorum.

- İstanbul siluetini görmenin anlamı nedir?

Genelde danışanlar ilişki, iş stresi, problemleriyle hayatını iyice küçültmüş oluyor. Kendilerine küçük bir ortamda büyük sorunlar yaratıyorlar. Aslında denizin ortasında hayatındaki pencereyi açmaya çalışıyoruz. İstanbula uzaktan bakıyoruz. Danışannerede yaşıyor, nerede çalışıyor uzaktan izliyoruz. Çok kısa bir mesafede ne kadar büyük sorunlar yarattığını danışan da görüyor. İstanbula arkasını döndüğünde ufuk çizgisine bakıyor, yunusların yüzdüğünü görüyor, üstte de gökyüzü var. Aslında dünya sadece gördüğü İstanbul çizgisinde değil, çok daha geniş. Bu da farkındalığını artırıyor. Ufuk çizgisi o kişinin geleceği, İstanbul ise geçmişte bıraktığı sorunları gösteriyor...

- Deniz korkusu olanlara ne yapıyorsunuz?

O zaman açılmıyoruz. Marinada yelken bağlıyken konuşuyoruz. Örneğin deniz korkusu olan bir çift geldi. Eşi çok iyi yelkenci. Sürekli Göceke gidip gelen bir çift. Ankaralılar. Kadın yelkene binebiliyor ama sert rüzgarla karşılaşınca panik oluyor. Her şeyi bırakıyor kamaraya giriyor ve kendini kapatıyor. Bu ilişkilerine de yansıyor. Şimdi onlarla da çalışıyoruz. Kurumsal şirketler artık yelken sporunu tercih ediyor...

- Yelken kullanarak tedavi olanlar var mı?

Terapide eğitime girmiyoruz çok fazla. Danışan kendi isterse yelken de öğreneyim diyor. Kişiler, depresyon şikayetiyle geldiğinde birtakım hobiler edinmesini istiyorum. Yelkeni de dilerlerse deniyorlar. Ama yelken diğer sporlardan farklı. Doğayla mücadele edince insan adrenalin de salgılıyor. Denizci olmak, yelkenci olmak yeni bir yaşam modeli getiriyor insana. Yeni bir çevre ediniyorsunuz. Çekingen kişilikler de daha aktif olabiliyor. 

- Tedavi yönteminiz nedir?

Uzmanlığımı pozitif psikoterapi, aile ve çift terapisi üzerine aldım. Bu da Doğu hikayeleriyle terapi yapmak demek. Her şikayetle ilgili pozitif etken arıyorum. Pozitif psikoterapi her insanın tek ve bağımsız bir bedeni, düşüncesi, duyguları ve ruhu olduğuna inanan bir metod. İnsan doğuştan getirdiği birçok beceriye ve potansiyele sahip görüşünü destekliyor. Pozitif psikoterapide hikayeler, farklı kültürlere ait atasözü ve deyimler, bilgelerden alıntılar var. Bunlar terapist ve hasta arasında araç olarak kullanılıyor. Pozitif psikoterapide hikayeler ayna görevi yaparak, direnci ortadan kaldırıyor.

- Günümüzde en çok ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?

İlişkilerde çok fazla şikayet var. Galiba beni aldatıyor, beni sevmiyor gibi... Özellikle kadınlar bu şikayetleri sıralıyor. Sorunlara rağmen ne olursa olsun ilişki düzelsin istiyorlar. Adam ideal bir adam değil, ama ayrılmayalım çünkü ben onu seviyorum diyor. Çoğu kişi artık bağımlı oluyor, kendine güvenmiyor, yeni bir ilişki kurmak alt yapısını oluşturmak istemiyor. Yeni biriyle yeni bir hayat kurmak yerine karşı tarafın değişmesini bekliyorlar. Bu çok yanlış. 

- Kurumlar çalışanları için yelkeni neden tercih ediyor?

Çalışma hayatında da örgüt psikolojisi, ekip çalışması eğitimleri yelkenle verilmeye başlandı. Biz de CENOA olarak bu konuda öncü olduk. Paintball oynamak, çayırda ip çekmek yerine yelken sporu yapmak tercih ediliyor artık. İş yerinde birlikte yaşadığın insanlarla iş haricinde de zaman geçirmek gerek. Yelkende, diğer motivasyon aktiviteleri gibi her hafta şu saatte yelken yapalım demiyoruz. Esneklik sağlıyoruz. Yelken sadece üyelere ait olmasın dedik, bütün çalışanlara duyuru yaptık. Ve yelken takımları kurduk. Şimdi kupa alan bir takımımız bile var. Vakko Cup, Amex gibi yarışlarda kupa alıyoruz.

  ( 12.08.2012 tarihli Pazar Postasından alınmıştır)

Leave a Reply