Son dönemde tırmanan terör olayları vatandaşın psikolojisini de …

Son dönemde tırmanan terör olayları vatandaşın psikolojisini de olumsuz etkiliyor. Sosyolog ve psikologlar, terörün kandan beslendiğini, halk psikolojisini de olumsuz etkilediğini söylüyor

Yaklaşık olarak son bir aydır tırmanan terör olayları, vatandaş üzerinde de büyük etkiler bırakıyor. Yaklaşık bir ay önce Konyalı bir imamın kimliği halen bilinemeyen kişiler tarafından şehit edilmesi, yakın zamanda Dağlıca bölgesine yapılan saldırıda 2’si Konyalı 8 askerin şehit edilmesi ve ardından terör örgütünün yol keserek Konyalı 2 öğretmeni kaçırması ve devlet hizmetlerinin engellenmeye çalışılması gibi gelişmeler terörün hangi dili kullanarak nereye ulaşmaya çalıştığı sorularını gündeme getirdi. Böyle bir ortamda merkez ve ilçe belediyelerinin düzenledikleri kültürel etkinliklere devam ediyor olması ise hem ‘Böyle bir ortamda nasıl kültürel etkinlik yapılabilir; hem de yas tutup karalar bağlamakla bir yere varılamaz. Terörün istediği zaten bu’ gibi yorumların yapılmasına neden oldu. Konuyla ilgili Merhaba’ya bilgi veren sosyolog ve psikologlar ise, yaptığı eylemlerle bir yerlere ulaşmaya çalışan ancak, kanla beslendiği için hiçbir yere varamayan ve varamayacak olan terörün, halkı yıpratmaya çalıştığını ifade ederek, bilinçli bir şekilde orta yolu bulmak gerektiğini belirtiyor.

ORTA YOLU BULMAYA ÇALIŞMALIYIZ

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın, “Antik çağda düşünürler temel itibariyle orta yol denilen modelin uygulanmasını sağlamaya çalışırlar. Orta bir yol izlemek için çalışılmalıdır. Bu ortamda çok fazla da har vurup harman savurmamak gerekmemektedir. Çevredeki umut verici politikalarda bilindiği üzere ciddi problemler yaşandı. Bu arada terör bir hayli azdırıldı. Terör son bir defa daha alabildiğine şaha kalktı. Böylesi bir ortamda belediyelerin şenlikleri şaşaalı bir şekilde yapması doğru değildir. Bir kısmından vazgeçmelidir. Böyle zamanlarda hayata bağlı kalmak, karalar bağlamamak adına normal yaşamımızı sürdürebilmeliyiz. Büyük bir açmazın içerisinde olduğumuzu da düşünmememiz lazım. Zaten terör olaylarında çoğu zaman bir sonuç alınamaz. Muhatap aldığı, karşı koyduğu yerden bir şeyler koparmak iddiasını gerçekleştiremez. Onların amacı sadece moral bozukluğu oluşturmak, karışıklık sağlamaya çalışmaktır. Ilımlı ve mutedil bir yol izlemek gerekmektedir” dedi.

KANLI MESAJLARLA BİR YERE VARILAMAZ

Terör eylemleriyle birilerinin ülkenin yöneticilerine bir mesaj vermeye çalıştığını ancak bu kanlı mesajların hiçbir zaman istenilen sonuçlar ortaya koyamadığını dile getiren Prof. Dr. Mustafa Aydın, “Son zamanlarda muhalefette de bu işi çözüme kavuşturmak lazım düşüncesi var. Hükümet de bu konuda çözüme ulaşmaya yönelik çalışmaları var. Kürt aydınlar da hep aynı fikirde. Birileri bu terör olaylarını son bir defa daha hızlandırmaya çalışıyor. Ortaya kan giriyor. Sonlandırılması kolay olmuyor. Yeni yeni şeyler meydana geliyor. Tamam oturalım, çözelim bu terör meselesini denildiği zaman terör örgütü de ‘çözelim diyoruz ama bakın ne yaptılar yine’ dedirtmeye çalışıyor. Terör olayları, terörün bitirilmesi için uzlaşma sağlandığı dönemde tırmanıyor” ifadelerini kullandı. Mustafa Aydın ayrıca son dönemde terör olaylarının artmasındaki en büyük etkenin terörün bitmesi konusunda kararlılıkla çalışıyor olmasının etkili olduğunu sözlerine ekledi.

PSİKOLOJİK OLARAK YIPRATILIYORUZ

Terör örgütünün her eylemi bir amaç için yaptığını ve halkın psikolojisi üzerinde de olumsuz etkiler oluşturduğunu söyleyen Psikolog İlhan Özdemir ise, “Terörün genellikle amacı siyasi bir değişiklik yapılması yönündedir veya toplumun gözünde farklı bir algı oluşturmaktır. Eyleminden sonra amacına ulaşıp ulaşmadığını herkes gibi bu kirli oyunları düzenleyenler de takip ederler. Toplumdaki tepkiye bakarlar ve medyayı takip ederek gündemi istedikleri yönde etkileyip etkilemediklerini ölçerler. Çünkü ülkeyi yönetenler halkın tepkileri ve medyadaki gündemler ile kararlarına yön verirler. Bu bağlamda son günleri kısaca değerlendirecek ve şahsi kanaatimizi söyleyecek olursak; öncelikle, onlar takip ediyor diye kayıtsız kalamayız elbette. Geleneklerimizde de cenaze olduğu zaman bir süre düğün yapılmaz, yapılmak zorunda kalınsa da daha sade bir şekilde gerçekleştirilir. Acımızı tüm halkımız ve dünya ile paylaşmalıyız; hissetmeli ve yaşamalıyız. Ancak bunu dozunda yapmalıyız. Eğer sürekli gündemde bu acı olaylar ve şehit yakınlarının feryatlarını tutarsak bu terör örgütünün amacına ulaşmasına yol açabilir” dedi.

Aynı olayların tekrar tekrar yaşanıyor olmasının insanların duygularını ve düşüncelerini de etkileyeceğine dikkat çeken İlhan Özdemir, “İnsan en sonunda da o yönde davranışlar sergilemeye ve yaşamaya başlar. Onun için her ne kadar büyük acılar yaşasak da insanlarımızı düşmanca duygular ve gergin bir psikoloji ile yaşamaya itmemeliyiz. Hayatta var olan diğer şeylere de zaman ayırmalı; eğlenmek gerekiyorsa eğlenmeli, heyecanlanmak gerekiyorsa heyecanlanmalıyız. Bu bağlamda yöneticilerimize ve medyaya büyük görevler düşüyor. Amacımız barış içinde, sevgi ve hoşgörü ile yaşamak olduğu için acı verici olaylar medya tarafından dozunda aktarılmalı, toplumda yaşanan güzel olaylara da gerektiği kadar yer verilmelidir. Diğer yandan yöneticilerimiz insanlarımız için sevgi ve hoşgörünün yayılacağı organizasyonlar yapmalı ve pozitif mesajlar vermeyi ihmal etmemeliler” diyerek sözlerini tamamladı.

HABER MERKEZİ

Leave a Reply