Siyaset ve Bilim
Galiba Çiğdem Çağıtçıbaşı’nın Sosyal Psikoloji isimli kitabında okumuştum;Amerika’da bir bilim adamı çoğunluğun kişi iradesi üzerinde etkisini ölçmek için bir deney yapar.Gazete ilanı yoluyla bir denek çağrılır, kendisine on ayrı resim gösterilerek bunların ne olduğunu söylemesi istenir. Denek mesela birinci resme ev, ikincisine ağaç, üçüncüsüne çayırlık, dördüncüsüne at vs gibi cevaplar verir. Verilen cevapların hepsi doğrudur. Denek’e yarın yine gel aynı deneyi on kişi ile birlikte bir defa daha yapacağız denilir. Denek bir gün sonra gelir. Bu defa aynı resimlere bakıp cevaplandıracak on kişi daha vardır.Denek bu on kişinin de kendisi gibi ilan yoluyla ücret karşılığı çağrılan kişiler olduğunu sanmaktadır. Halbuki deneye yeni dahil olan on kişi deney hoca’sının asistanlarıdır. Aynı resimler tekrar gösterilir, önce deneye yeni katılan on kişi cevap verir. İlk beş resme doğru cevap verirler. Eve ev, ağaca ağaç derler. Aynı resimlere denek’te dünkü cevaplarına uygun doğru cevaplar verir. Beşinci resimden sonra on kişilik asistan grubu resimlere yanlış cevap verir.Onların cevapları karşısında şaşıran denek bu kadar insan böyle diyorsa doğrusu budur diyerek bir gün önce doğru cevap verdiği resimlere bu defa on kişinin etkisinde kalarak yanlış cevaplar verir.Dün niye öyle bugün niye böyle diye sorulduğunda,”on kişi birden yanlış düşünemez diye etkilerinde kaldım bende öyle cevap verdim,” der.
Bu deneyin anlatmak istediği şey, çoğunluğun fert iradesi üzerinde doğruyu yanlış gösterecek kadar etkili olduğudur. Bir gün önce bütün resimleri doğru cevaplayan denek, bir gün sonra on kişinin etkisinde kalarak kendi doğrularını değiştirerek onlara uymayı tercih etmiştir.
Bu seçim sonuçlarını değerlendirirken de bu gerçeğin ıskalanmaması gerekiyor.İktidar bütün yönlendirme cihazlarını harekete geçirdi, görsel ve yazılı basını, taşıma mitingleriyle toplum baskı altına alındı. İnsanlar her cepheden muhasara altına alındı, adeta tek yönlü bir propagandaya maruz bırakıldılar. Bu gibi durumlarda insanların kendi doğrularından şüphe edecek kadar bocaladıkları,kendi kanaatlerini bırakarak çoğunluğun iradesine teslim oldukları yukarıdaki deneyin gösterdiği gibi bir vakıadır.Yoğun propaganda kampanyası insanların hakikate ulaşmasına mani oldu.Gerçekle toplum arasına duvarlar çekildi ve netice olarak böyle bir sonuç çıktı ortaya.
Şikayete,mızmızlanmaya kimsenin hakkı yok, siyaset artık bir bilim dalıdır. Üniversitelerde siyasal bilgiler eğitimi veren bir çok bölüm, fakülte var. Toplumu etkilemek de bir bilim işidir.İlmi metotlarla hareket etmeyen,zamanı geçmiş yöntemleri kullananların bu mücadelede başarı şansı yoktur. Başbakan büyük şehirler hariç hiçbir ilçede miting yapmadı. Çünkü ilçe mitingleri TV ekranlarına toplaşan kitleleri etkileyecek kadar kalabalık toplamaya müsait değil. Ayrıca ilçelerde miting yapmak il mitinglerini boşaltmak anlamına gelir. ilçesinde liderini dinleyen bir seçmeni il mitingine götüremezsiniz. Başbakan kalabalıkların, güç gösterisinin kitleler için ifade ettiği anlamı biliyor.Onun için TV ekranlarında bu algıyı dağıtacak hiçbir ilçe mitingi yapmadı.Yaptıysa da göstermedi. Elbette diğer siyasetçilerde güçlü görünmenin toplum üzerindeki etkisini biliyorlardır. Ama bilmekle yapmak aynı şey değildir. Aslolan bilineni yapmaktır.
Bir yıl içinde iki seçim daha var.17 Aralık kamburu iktidarın sırtında olduğu gibi duruyor. Yargının alanına giren bir işi hiçbir seçim sonucu aklamaya,ortadan kaldırmaya yetmez.Muhalefet sistematik hale gelen ve paralel bir ekonominin doğmasına vesile olan yolsuzlukları,istismarları toplumun önüne koyabilir,ülkeyi daha iyi yönetebileceğine,iktidarın güç kaybettiğine kitleleri ikna edebilirse bugünkünden farklı sonuçlar alabilir. Aksi takdirde bilimsel metotlarla yapılan siyaset, köhnemiş,zamanın gerisinde kalmış yöntemlerle yapılan siyasete her zaman galip gelir.
(*) ASP.NET - PHP Linux Hosting - Kurumsal Hosting - Tıkla sipariş ver...
- Cemaat Okulları Değil, Türk Okulları...
- Polis Bırakmış, Hırsız Bırakmıyor
- Siyaset ve Bilim
- Seçim Sonuçlarına Devam
- Sonuçlar ve Mesajlar
- Ya Birlik Ya Kaos!
- O Kadar Çirkinliği Unutacak mıyız?
- Yeni Ses Kaydı ve Baykal'ın Kasedi
- Özerkliği Kim İnşa Ediyor?
- Nevruz ve Siyasi Körlük