Polis bölünürse!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Polis bölünürse vatan bölünür” demiş.

Doğru söylemiş.

“Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinde” polis, hizmetinde olduğu VATANDAŞA etnik kökeni, dini inancı, mezhebi ya da siyasal kimliği ile bakamaz.

Polis, “şiddetin” değil, “şefkatin” örneği olmalıdır.

Örneğin; siyasal iktidarın muhalifi olan bir derneğe baskın yapıldığında “Rabia İşareti” yapamaz!

Polis, siyasi iktidara karşı yapılan “Toplantı ve Gösteri” eyleminde pervasızca biber gazı, cop hatta kurşun sallarken, siyasi iktidara “yandaş” olanlara seyirci kalamaz!

Vatandaş polisten korkmamalı, kuşku duymamalıdır.

Polis; Psikoloji, Sosyal Psikoloji, Toplumbilim (Sosyoloji), İnsan Hakları, Tarih ve Siyaset Bilimi başta olmak üzere, mesleğiyle ilgili çok ciddi bir eğitim sürecinden geçmelidir.

Tabii, öncelikle de “Polis Adayı” çok yönlü bir sınavdan geçmelidir; kişisel-ruhsal sorunları olan, saplantılı kişilikleri olan, “şiddete eğilimli” kişiler polis camiasına sokulmamalıdır.

“Polis Bölünürse vatan bölünür” diyor Cumhurbaşkanı.

Peki, sormazlar mı; “Polis Kolejlerini neden kapattınız?” diye!

Polis gerekli olduğu zaman nereden temin edilecek? KPSS ile mi? Siyasi iktidar sahiplerinin yıllar boyu KPSS sınavlarında yaptığı hileler ortaya döküldü! Her ne kadar “Paralel Yapı” kalkanına sığınsalar da, bu ahlak dışı işlerde “ortak/paralel” oldukları kesin.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, henüz Başbakan olduğu dönemde, Cemaat’in kendilerine yönelik hareketi üzerine; “Cemaat ne istedi de vermedik?” diye sitemde bulunmadı mı?

Yıllar önce “BU SINAVLARDA ŞAİBE VAR” diye bas bas bağırılırken neden kulaklarının üzerine yattılar? Şimdi mi aydılar?

Bölünen yalnızca Polis mi bu ülkede?

Hakimler, Savcılar, Kaymakamlar, Valiler bölünmedi mi?

Hakim ve Savcıların “kim?” olduklarını, “kimden yana?” olduklarını öğrenmek için önce parmaklarındaki yüzüğe bakılıyor! Sonra geçmişi araştırılıyor.

Bu ülkede YARGIYA GÜVEN kalmadı! Bu acı gerçeği yargı mensupları da söylüyor.

Siyasi iktidar kendisine “BİAT” etmeyen yargı mensubu istemiyor!

Koskoca Başbakan yardımcısı; “Yargı bağımsız olacak ama yargı bağımsızlığı millet iradesinin üstünde olamaz!”diyor. Bu “cehalet” değilse “İHANETTİR!” Anayasa’ya, Hukuk Devleti ilkelerine ihanettir…”

Millet İradesi” sadece siyasi iktidara destek veren kitle değildir! Öteki siyasi partilere de oy veren, oy verdikleri partiler baraj altında kalınca “oyları çalınan seçmenler” de Milli İrade’nin parçasıdır!

Polisi, hakimi, savcıyı, kaymakamı, valiyi, devlet kademelerindeki her alanı böldüler. Yetmedi, bu ülkenin vatandaşlarını da böldüler!

Alevi-Sünni diye böldüler!

Türk-Kürt diye böldüler!

Emperyalizmin çıkarlarına uygun bölünmelerle, her geçen gün daha bir kaygı ve korku karanlığına sürükleniyoruz.

“Siyasetçi” olmak çok kolay!

“DEVLET ADAMI” olmak kolay değil!

Elde fener, Diyojen gibi “DEVLET ADAMI” arıyorum!

“Etnik, dinsel, mezhepsel, siyasal ve sınıfsal ayrım yapmaksızın vatandaşa ve ülkeye hizmet eden, “cemaat ya da siyaset kölesi olmayan” tüm polislerimize saygı ile.”

Leave a Reply