İsmail BERK

Risale-i Nur’un ilk dönem eserlerinden olan Münazarat, interaktif bir metotla soru-cevap türünde toplum zemininde müzakere ve izahlarla yazılmış bir eser.

Prodüksiyonu yapılırken ortaya çıkmış. Beytüşşebap aşiretinden Şanlıurfa Suruç’taki bir köylüye kadar uzanan alanda 1910-11’lerin bireyi-toplumu-devleti ilgilendiren konuları etrafında güncel ve çağın yeni beklentilerine cevap bulan bir manifesto niteliğinde.

Münazarat, toplumun müzakere zeminini  belirliyor. Hayatın merkezinde cereyan eden olaylarda yeni tutum ve davranış halkalarını birbirine ait kılıyor.
Aidiyetlerimizi mümince düşünmemizi sağlıyor.
Etnik hastalığın iflah olmaz belasından ve beyne şırınga edilmiş virüslerinden temizliyor.

Münazarat, hayat-ı içtimaiye/beşeriye perspektifinden okunarak kavramların sosyolojisi üzerinden değerlendirilmeli ki, günümüzde bireyin psikolojisini belirleyen sosyal psikoloji alanındaki ihtiyaçlara cevap versin.

Sual sorma ve cevap verme kaideleri, bir tartışmanın kendi mecrasında varması gereken noktaları itibariyle Münazarat, aynı zamanda bir metodoloji. Kavramların toplumdaki tezahür biçimleri birer sıralama ve ağ şeklinde örülmüş.

Bireyin özgürlükleri söz konusu olduğunda arka sıraya geçen kamu otoritesini sınırlayan meşru hak ve talepler zenginliği ile donanımlı Münazarat, insanın teşebbüs kabiliyetini inkişaf ettiriyor.

Risale-i Akademi’nin Ankara’da başlattığı Münazarat Akşamları, Münazarat’ı anlamada ve hayata geçirmede yeni bir pencere açtı. Münazarat’ı işleme, açıklama ve anlama şekli de dinamik tutulmuş. Her kavram, farklı bir kişi tarafından özet olarak sunuluyor. Kavramların cümle içindeki bağlamları, ilişkiler bütünü ve psikolojik/sosyolojik okumalara etkisi ortaya konuluyor.

munazarat_aksamlari2.jpg

Kendi adıma itiraf edeyim, dinleme zevkim arttı. Çünkü ortam monolog değil. Tek tip bir anlatım ve otorite yok. Süreç aktif, işleyiş değişken ve anlatım panoda sabit değil. Görüntüler kişilerle beraber kulaklara yeni sesleri ve algıları veren geçişlerin armonisi ile zevk-i ruhani veriyor.

Herkes dersine çalışarak geliyor. Ödev alma talebe bağlı, uyanmış istekler işbaşında. Üstelik organizasyon tam bir imece usulü. Herkes bir şeyin elinden tutuyor o an. Belki de bu şekilde herkes bir şey yapmalı o anda. Kimse misafir olmamalı.

Proaktif sistem bu. Bireyin özne olduğu, cüz-i iradenin ortak irade ile o canlı anı birlikte organizmalar gibi organize ettiği bir hal ve seyir daha da inkişaf etmeli.

Mesai sonu başlayan program önce kısa bir ısınma ve çay ikramından sonra yemek, tanıtım ve kısa tebliğlerin sunumu ile canlanıyor.

Müzakere kısmı, karşılıklı diyalog ve sorularla taçlanıyor. Hiçbir şey bitmeden dimağlarda tadımlık zevkini bırakarak program biterken zihnin sorgulayıcı ve kendine yeni sorular sorma ve cevap arama süreci devam ediyor.

Birbirini  ikna telaşından  ve münakaşa zemininden uzak, risaleyi korumaya alan reflekslerden arınmış, farklı insanların duyarak geldiği Münazarat akşamları, iki haftadır beni oldukça dinlendirdi.

Beni en çok etkileyen, zamanın etkin kullanımı, programın akış hızındaki keyifli tempo ve eleştirel bakışın analitik boyutta kalbi/vicdani ve akli melekelerle kendini bulma huzuru oldu. Kimse kimseye cevap vermedi, cevaba muhatap oldu, soru sordu ve birlikte düşünmeye başladı. Herkesin takati kendi yükünü taşıdı ve tatmin olmuş kalplerin muhabbet halesi öğrenmenin zevkini verdi.

Farklı meslek ve uzmanlığa sahip Risale aşıklarının/meraklılarının konuları takdim kapasiteleri ve sürecin içinde kalma sebatlarını görmek ve meziyetlerini bizzat müşahede etmek ise ayrı bir lütuf ve ihsan-ı ilahi olarak yaşadım.

Anladım ki, Münazarat beraberce yaşanarak okunmalı. Bir interaktifliği olmalı. İnşaallah “Münazarat Tiyatrosu” kurularak psikodrama türü bir etkileşim tarzı ile halkın ve yöneticilerin hayatı yeniden algılayacakları bir şekilde sunulmalı.

Münazarat akşamları, haftada bir randevu defterimi kapattığı için gayretli bütün eğitimci arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.  

Münazarat okumalarının şehir şehir, köy köy dünya gezisine çıktığı bir programın bu  pilot uygulamaları, daha önce Münazarat eğitici eğitimi ile altyapısını kurmuştu.

Münazarat, Mardin Artuklu Üniversitesi ile başlayan akademik yolculuğuna, Van’da Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde Medresetüzzehra Sempozyumu ile devam edecek. Darısı diğer akademik kuruluşlara.

Risale-i Nur’un akademik müzakere yoluyla  üniversitelerde inkişaf etmesi, entelektüel kaliteyi arttıracağı gibi din-fen ilimlerinin kaynama noktalarını eşitleyecek ve kaynaşmayı sağlayarak zihni bariyerleri kaldıracaktır.

Cennet asa baharın ilimle gelen bu istikbal coşkusu, akademik bakışı yenileyecek bir heyecanı beraberinde getirmektedir. Bir davanın heyecanı ilimle sağlanırsa, şuurlu bir şevkin hayattaki tezahürleri artar. Şükür bu günleri birlikte yaşıyoruz.

Münazarat’ın izinden derinleşmek duasıyla.

Leave a Reply