Uzmanlara göre aşk nedir

iSTANBUL HABER CiTY NET: Uzmanlara göre, aşk, benzer duygu, düşünce ve fiziksel özelliklere sahip kişiler arasinda daha yoğun yaşaniyor.

insanlik tarihi ile yaşit olan aşki, `benzerlik` kavrami ile bütünleştiren Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Berrin Özyurt, `Saç ve göz rengi gibi fiziksel benzerliklerin yani sira, benzer psikolojik davranişlar da ilişkide çekiciliği artiriyor. Bu tür benzerlik gösteren kişiler arasinda aşk daha yoğun yaşaniyor` dedi.

BENZERLiKTEN DOĞAN AŞK

Aşki, hayranlik ve duygusallik gibi tutku yönelimli ifadelerle tanimlayan Yrd.Doç. Dr. Berrin Özyurt, aşk türlerini de değerlendirdi. Benzer özelliklerin yani sira kişilerin birbirlerini sik sik görmesinin de çekiciliği artiran bir durum olduğunu belirten Özyurt, şöyle konuştu: `Fiziksel ve duygusal olarak onaylanmak, çekicilik ve iletişim aşkin en önemli koşullari olarak kabul edilir. Aşk denildiğinde birini çok fazla düşünme, kendini iyi hissetme ve mutluluk gibi olumlu duygular içeren ifadeler akla geliyor. Ancak aşkta benzerlik kavrami çok önemli. Kişiler arasinda saç ve göz renginin, yaşin, fiziksel ve psikolojik özelliklerin, ayrica sosyal statülerin ayni olmasi aşkin daha yoğun yaşanmasinda önemli bir etken. Örneğin, kişiler kendi çekiciliklerine yakin kişileri daha çekici bulurlar. Ayrica aşina olduğumuz, hatta sik sik gördüğümüz kişileri çekici buluruz.`

BAĞIMSIZ VE KARARLILAR GÜVENLi BAĞLANIR

Yakinliktan korkan kişilerin, ilişkinin sona ermesi durumunda daha az aci çektiklerini vurgulayan Berrin Özyurt, ideal bağlanma şeklini şöyle anlatti: `Kaçinan bağlanma` dediğimiz ilişkilerde kişi yakinliktan korkar, eşlerine bağimliliği azdir ve ilişkinin sona ermesi durumunda daha az aci çeker. Bu kişiler genellikle ilişkiler hakkinda olumsuz beklentilere sahiptir ve ilişkilerinde diğerlerine göre daha alingan, güvensiz, kirilgan ve duygusal bir yapi sergiler. `Kaygili bağlanma` yaşayan kişiler ise, aşiri kiskanç, eşlerine ve ilişkilerine takintili ve bağimli, ilk görüşte aşka eğilimli ve sik sik duygusal iniş çikişlar yaşayan kişiler olarak tanimlanir. Bu kişiler bir taraftan yakin olmak için yoğun bir istek duyarken, diğer taraftan terk edilme ve reddedilme korkusu yaşar. En ideal ilişki türü olan `güvenli bağlanmada` ise kişiler başkalarina yaklaşmaktan ve başkalarinin kendilerine yaklaşmasina izin vermekten rahatsiz olmazlar. Terk edilme korkusu duymazlar. Bu kişiler hem duygusal ilişkilerinde, hem de çocuklukta ebeveynleriyle olan ilişkilerinde, daha olumlu yaşanti ve inançlara sahiptir. Bağimsiz, güvenli ve kararlidirlar.`

`HEM MÜKEMMELi BULMAK, HEM ELDE TUTMAK ZOR`

Günümüzde görülen aşk türlerini 6 kategoride değerlendiren Özyurt, mükemmel aşki ise hem bulmanin hem de elde tutmanin zor olduğunu söyledi. Özyurt, aşk türlerini şöyle siraladi:

Delicisine Aşk

Bir görüşte aşk sinifina girer. Gerçekte aşik olduğu kişiye değil de, kafasinda idealize ettiği kişiye karşi aşkin saplanti durumuna dönüşmesi.

*

Boş Aşk

Bir kişinin bir başka kişiyi sevdiğine karar vermesi ve yakinlik veya tutku barindirmadan bu aşki devam ettirmesi. Boş aşk, uzun yillar süren ancak doğal duygusal içeriklerin ve fiziksel çekimin zaman içinde yok olduğu ilişkiler türüne girer.

*

Romantik Aşk

Kişilerin birbirlerine karşi fiziksel ve diğer açilardan çekici gelmesi durumunda oluşur. Bu aşk türünde bağlilik gerekli değil. Yaz aşklari gibi gelecekte birlikte olmama durumu söz konusu olabilir.

*

Karşilikli Aşk

Tutku unsuru ilişkide pek söz konusu değil. Tutku, uzun zaman sonra ilişkide derinden hissedilen bağliliğa dönüşür.

*

Budalaca Aşk

Filmlerdeki gibi insanlar tanişip ardindan kisa bir süre içerisinde evlenirler. Budalaca aşk, stresin oluşmasina uygun bir ortam oluşturur. Çünkü tutku ortadan kaybolduğunda ya da azaldiğinda geriye yalnizca bağlilik kalir ancak o da zaman içinde gelişip derinlik kazanabilecek bir eylemdir.

*

Mükemmel Aşk

Pek çok insanin arzuladiği aşk türü. Bu tür aşki elde tutmak onu yaşamaktan daha zordur. ilişkide tutku, bağlilik ve fiziksel çekiciliği barindiri

Leave a Reply