Uzman Psıkolog Zaza Yurtsever:

HaberYurdum: Şişmanları “çağımızın yeni siyahları” olarak tanımlayan Psikolog Zaza Yurtsever, “Korkma Ye” isimli kitabında kilo sorununa alışagelmişin dışında yaklaşıyor. Kilonun fizyolojik değil psikolojik bir sorun olduğunun altını çizen Yurtsever, “Bir çok insan bedensel açlıktan değil, duygusal nedenlerle yemek yiyor. Öyle olunca da kilo sorunu kronik bir hal alıyor ve sonunda diyet yaptıkça kilo alan diyetzedeler ortaya çıkıyor” diyor. Diyetlerle insanların yemekle olan ilişkisinin bozulduğunu ileri süren Yurtsever “Tüm diyet formüllerini unutun. Normal yemeğe geçin. Yalnızca bedensel açlık hissettiğinizde yiyin doyduğunuzda da durun. Yoksa her diyet sonrasında biraz daha kilo alan birer diyetzede olacaksınız. Kilolarınızdan kalıcı biçimde kurtulmak istiyorsanız diyetisyene değil psikoloğa gidin” çağrısı yapıyor.

GÜNÜMÜZDE BASKININ YENI BIÇIMI KILO…

“Ne kadar inceysen o kadar güzelsin“ mesajı, mağaza vitrinlerinden televizyon ve gazete reklamlarına kadar pek çok ayrı kanaldan aktarılıyor. Hal bu olunca da günümüzün yeni zencileri de şişmanlar oluyor. Fazla kilolar, kadınların, erkeklerin ve hatta çocukların hayatını kabusa çeviriyor. Bu durum da‚‘‘her geçen gün daha da şişmanlayan“ zayıflama endüstrisinin ekmeğine yağ sürüyor! Her gün yeni bir mucize diyet formülü ortaya çıkıyor, her gün bir başka diyetisyen mucizeler yaratacağını söyleyerek kendini formülünü açıklıyor. Kimi diyette karbonhidrat yasaklanıyor, kiminde protein! Bir başka gün de litrelerce lahana çorbası içmemiz gerektiğini söyleniyor. Ancak tüm denemeler başarısızlıkla sonuçlanıyor.

ZAYIFLAMAK ISTIYORSAN YEMEKLE BARIŞMALISIN

Ne yiyip yemeyeceğinizi, ya da neyi ne zaman yiyeceğinizi duymaktan bunaldıysanız, bu kez aykırı bir sese hazır olun. Psikolog Zaza Yurtsever, kalıcı biçimde zayıflamak için dilediğiniz gibi yemek yemeniz gerektiğini söylüyor. Üstelik bu tezini de bilimsel verilere ve 15 yıllık deneyimlerine dayandırıyor. Almanya’nın en önemli üniversitelerinden Marburg Phillips’de psikoloji eğitimi alan ve 15 yıldır yeme bozuklukları üzerinde çalışan Uzman Psikolog Zaza Yurtsever, “Korkma Ye - Vata Prensibiyle İncelme ”isimli kitabında, hormonel bozukluğu olanların dışında, fazla kiloların nedenlerinin fizyolojik nedenlerle değil tamamen psikolojik nedenlerle ortaya çıktığını dile getiriyor.

Kitabında, şişmanlık konusundaki mesleki deneyimlerini paylaşan Yurtsever‚‘‘İnsanoğlu’nun tüm evrimsel süreci DNA‘larımızda kayıtlı. Beyin yapılan her diyeti bir kıtlık dönemi olarak algılıyor. Diyet biter bitmez de bir sonraki kıtlık dönemi için yiyecekleri yağ olarak depolamaya başlıyor. Bu da bizi bir kısır döngünün içine sokuyor. Her diyet daha fazla şişmanlamıza yol açıyor. Yemekle ilişkimiz gün geçtikçe daha da bozuluyor ve şişmanlıyoruz. Ben bu durumdaki insanlara diyetzede diyorum. Yemekle bozulan ilişkinizi düzeltmek için diyetisyene değil, psikologa gitmelisiniz“ diyor.

VÜCUDUN SİNYALLERİNİ DİNLE

Zaza Yurtsever, kitabında geliştirdiği “Vata Prensibi” ile tüm diyetleri çöpe atacak formülü açıklıyor; İnsanların yemekle tekrar normal bir ilişkiye girmesini sağlamak ve bedenin verdiği sinyale göre acıkınca yiyip doyunca da bırakmak!. Formül basit olsa da uygulamanın sanıldığından daha zor olduğunu söyleyen Zaza Yurtsever, “Uzun yıllar diyet mantalitesinde yaşamış insanların bir günde normal yemek yemeye geçmelerini beklemek gerçekçi değil. Bu kısırdöngüye girmiş insanların madde bağımlıları gibi terapi görmesi ve yavaş yavaş normal yemek yemeye geçmeyi öğrenmesi gerekir. Şişmanlık basit bir kalori hesabı ya da irade meselesi değildir. Yani kilo probleminin altında yatan nedenleri görmeli, öncelikle bir danışman yardımıyla yemekle bozulan ilişkimizi düzeltmeliyiz, bunu yapmadığımız takdirde, diyetzede olmaktan kurtulamayız. Bedenimizle sağlıklı bir ilişki kurmamız ancak hatalı düşünce sistematiklerinin değiştirilmesiyle mümkün. Yeme bozukluğunun da altında yatan etken, hatalı davranış ve düşünce kalıplarımız. Bedenlerimizi sonsuz açlıkla ya da aşırı yemekle cezalandırmak yerine, onu sevip sağlıklı düşünmeye başladığımızda ideal kilolarımıza kavuşmamız, sağlıklı ve mutlu insanlar haline gelmemiz mümkün ‘‘diyor.

BASKININ YENİ BİÇİMİ KİLO

Toplumun geneline bakıldığında fizyolojik ve psikolojik özelliklerin normal bir dağılıma sahip olduğuna dikkat çeken Yurtsever: “Zeka, boy ölçüsü ya da uyku dağılımına bakıldığında her kes birbirinden farklılıklar gösterir. Kilo da toplum dağılımına bakıldığında normal bir dağılım sergiler. Bütün bu gerçeklere rağmen modern toplum insanı son 30 yıldır kilo baskısına maruz kılmakta ve tek tip yaratılmaya çalışılmakta. Belki zaman zaman yaptığınız radikal diyetlerle biraz incelebilir ve ortalamaya doğru gidersiniz. Ama kendi doğanıza karşı girilen mücadelenin bedeli psikolojik veya fizyolojik rahatsızlıklarla ödenir” diyor.

BEDENLERİMİZ ARTIK BİZE AİT DEĞİL

Bedensel “mükemmellik diktatoryası”nda ruh güzelliğinin artık hiçbir şey ifade etmediğini söyleyene Yurtsever, “Fiziksel güzellik günümüzün modern toplumunda her anlamda para ediyor. Beden kişilere bire bir ait olmaktan çıkıp, bir çok endüstri tarafından sömürülüyor. Diyet ürünleri satabilmenin ön koşulu da insanların yemekle ve bedenleriyle olan ilişkilerini bozmak. Diyet listelerine uyarak yeme davranışlarını değiştiren insanlar her diyetle yemekle olan ilişkileri daha da bozuluyor. Diyetle zayıflasa da diyet biter bitmez kiloları olduğu gibi alır. Ancak diyetle zayıflamaya olan inançla, diyetler tekrarlanır. Uzun vadede ise diyete maruz kalan beden her diyetten sonra birkaç kilo daha alır. Sonuçta diyet bağımlısı olan diyetzedeler yaratılır.”

DİYETLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN 13 YANLIŞ EMİR

Zayıflamak sağlıklıdr: Araştırmalar radikal diyetlerle kısa sürede fazla kilo veren insanlarda kalp ritm bozukluğu, safra kesesinde taş oluşumu, kemik erimesi, saç dökülmesi, karaciğer rahatsızlıkları, kas kaybı, diyabet gibi sağlık sorunlarının oluştuğunu gösteriyor.

Zayıflayan insan daha uzun yaşar: Araştırmalar “normal kiloda“ olanların şişmanlardan daha fazla yaşadığını gösteriyor. Ama bu şişman insanların zayıfladıklarında daha uzun yaşayacakarı anlamın gelmez. Tam tersine, hızlı kilo almak da hızı kilo vermek de ölüm riskini yükseltiyor.

Şişman insanlar daha fazla yemek yer: Şişman insanlar zayıf insanlarla kıyaslandığında daha az yemek yer. Metobolizma hızları zayıflara göre daha yavaştır. Ancak uzmanlar, metobolizma hızı genetik olmasınndan dolayı müdehale edilemeyeceğini söylüyor.

Light gıdalar tüketerek zayıflayabilirsiniz: Aldığımız gıdanın enerjisi ne kadar yüksekse o kadar çabuk doyarız. Enerjisi düşük gıdaları ise daha fazla tketerek yine ayn miktarda enerji alırız.

Tatlandırıcı kullanarak zayıflayabilirsiniz: Tatlandırıcı kullandığımızda vücudumuz normal şekere verdiği tepkiyi gösterir ve ensülin üretir. Ama tatlandırıcıda şeker bulunmadığı için üretilen ensülin boşta kalır ve kandaki şeker stoklarını parçalar. Kan şekerimiz düşer ve yemek zorunda kalırız.

Protein diyetleri yağ erimesi ve kas gelişimine yol açar: Protein ağırlıklı beslenmek insanları duygusal boyutta depresif yaparken, fiziksel boyutta idrar asidinde yükselme, gut hastalığı, karaciğer ve böbrek rahatsızlıklarına yol açar.

Zayıflamak için Karbonhidrattan uzak durulmalıdır: Protein ağırlıklı beslenildiğinde vücudumuza daha fazla amino asit girer. Vücudumuzda az miktarda bulunan triptofa’nın beyne gitmesi zorlaşır. Bu da serotonin seviyesini düşürür. Kişi daha depresif olurken karbonidrat keteceği yeme ataklar geçirir.

Yağsız gıdalar tüketmek zayıflatır: Yağ eksikliği de kişinin duygu durumunun bozulmasına neden olur. Araştırmalar yağsız gıda tüketen gıdalarda uzun vadede safra kesesini temizlemede ciddi bir rol oynadığının altını çiziyor.

Şekerli gıdalar tüketmek iradesizlikten kaynaklanır: Şekerli gıda tüketmek mutluluk hormonu dediğimiz serotonin salgılanmasına nedene oluyor. Serotoninin bir diğer kaynağı ise ışık. Bu açığı kapatmayan insanlar da depresyona davetiye çıkartıyor.

Az tuzlu yemek zayıflatır: Sodyumun işlevi bedendeki potasyumu tutmasıdır. Yeterince sodyum almayan insanların bedeninde su tutulmaz, yağlar bedende kalırken, beden su kaybeder ve güçsüzleşir.

Spor yapmak zayıflatır: Beden spor yaparak yaktığı yüksek miktardaki enerjiyi iştahı yükselterek dengeler. Diyet ve sporun birlikte yapılması anoreksia gibi bir çok hastalığa davetiye çıkartır.

Diyet ve spor işe yaramadığında liposucation yaptırılmalıdır: Liposucation uzun vadeli çözü değil. Bir çırpıda bütün yağları elinden alınan beden, bu yağlar tekrar biriktirmeye çalışır. Liposucation yapılan bölgelerde yağ hücresi kalmadığından, vücut gereksinim duyduğu yağı başak bölgelere depolar. Karın ya da bacak bölgesinden yağ aldıran kadınların yüzde 50’sinde memem büyümesi görülür.

Kalori hesabı yaparak tükettiğiniz enerjiyi hesaplayabilirsiniz: Kalori bir gıdanın barındırdığı enerji miktarıdır ve ancak kalorimetre adlı bir cihazla ölçülebilir. Aslında bir gıdanın ne kadar kalori içerdiğinin hiç bir önemi yok asıl belirleyici olan gıdadaki kalori değil, o gıdanın bireyin bağırsağında nasıl sindirildiğidir. Her elmanın bile kalorisi farklıdır, kaldı ki fazla gübrelenmiş ya da hormonlu gıdaların bile emsallerinden besin değeri olarak farkı vardır.

Sabahları padişah, öğlenleri vezir, akşamları bir köle kadar yemek yiyeceksin: İnsanların çok ağır fiziksel kondisyon gerekmeyen işler yaptıkları sürece bu formül geçerli değildir.

Leave a Reply