Türkiye’de Psikolog Olmak

Psikolog Seçkin YALÇIN / Radikal Blog


Psikologluk sadece bir meslek olarak düşünülüp yapılacak bir şey değil. Psikologluk sadece bir görev zihniyetiyle sabah sekiz akşam beş mantığıyla monoton bir anlayışla yürütülecek bir meslek değildir. Psikolog bilim nosyonunu ve bilim felsefesini almış. Bir bilim olarak devamlı ileleyen gelişen psikoloji bilimini öğrenmek ve uygulamak ve araştırmacı bir yapıyla da psikoloji biliminin gelişimine fayda sağlayandır.

Psikoloji insan bilimi ve insanın zihninin nasıl işlediğini ve ruhunu anlamaya çalışan bir bilim olduğu için insanın olduğu hayatın her alanında söz sahibidir. Psikolojinin sosyal psikoloji, deneysel, gelişim, adli, endüstri, klinik gibi bölümlerinin olması yanında politikayla kültürle etnisiteyle toplumla dinle ilgili olduğu için politik psikoloji kültürel psikoloji toplum psikolojisi e din psikolojisi gibi alanları da vardır. Böyle olduğu için de diğer bilim dallarıyla sosyoloji felsefe (felsefe bir bilim değil ama) antropoloji siyasal bilimler ve diğer bilim dallarıyla  yakın ilişki içindedir.

Türkiye'de üniversitelerde psikoloji bölümlerinde okuyunca kendiniz donanımlı olarak mezun olamıyorsunuz. Bir terapi sistemini öğrenmek üniversitelerde pek olası değil. Çok kısa tanıtıcı bilgilerin dışında bir terapi eğitimi verilemiyor. Hatta yüksek lisans yapsanız da tam olarak bir terapi sistemini öğrenmiş olmuyorsunuz. Bunun için üniversite bitince dışardan bu işin ustalarından parayla eğitim almanız ve bir sertifikaya sahip olmanız gerekiyor. İşte ayda bir iki günlük  ve aylarca (veya yıllar) süren bir eğitimden sonra bir terapi sistemini öğreniyorsunuz. Bu terapi öğrenmek istediğiniz herhangi bir terapi olabilir tabi. Örneğin geştald terapi, psikanaliz, bilişsel-davranışçı terapi, dinamik terapi, varoluşçu terapi vd. gibi. Bu terapiyi almak istediğinizde belli bir para da ödüyorsunuz örneğin ayda bir iki günlük terapi beşyüzle bin lira arasında olabiliyor. Ve bu parayı ödemek bir devlet hastanesinde çalışan psikolog için bayağı zorlayıcı. Aynı zamanda İstanbul Ankara dışında olanlar içinde yolculuk ve kalacak yer sıkıntısı da cabası ve zaman. Devlet hastanelerinde çalışan psikologlar için terapi almak ücretlerinde bir değişim yapmıyor. Terapi eğitimi alan da almayan da aynı parayı alıyor ve psikologlar için olumsuz bir motivasyon kaynağı. Zaten devlet hastanelerinde çalışan psikologlara pekte önem verilmiyor döner sermayeye katkıları olmadığı için. Hastanelerde fiziksel koşulları pek uygun değil ve yeterli çalışma şartlarına da haiz değiller. Hastalar devlet hastanelerinde psikoloğa gelmeleri için psikiyatristle görüşmeleri gerekiyor ve hastanelerde ayrıca psikolog kaydı yok. Yani psikiytrist sizi psikoloğa gönderdiğinde psikolog barkodu verilmiyor. Ve danışan bir psikiyatristle bir iki üç ayda bir görüşme yaparken psikologla bir iki hafta da bir görüşme yapıyor ve hastanın kaydının olması için psikiyatri sırası ve barkodu aldırmak zorunda kalıyorsunuz. Bir psikiyatrist beş on dakika da hasta görmek zorunda çünkü hasta sayıları çok ama psikologlar bir hastayı yaklaşık bir saat dinleyip çözüm üretmeye çalışıyorlar ve hiç bir şekilde dönersermaye olarak performanslarına yansımıyor. Zaten döner sermayeden aldıkları para da çok düşük. Ön lisans mezunuyla lisans mezunu aynı döner sermaye katsayısına sahip 0, 4 le çarpılıyor. Neyse bu döner sermaye sorunuyla sizi sıkmak istemiyorum. Hastanelerde test ve terapi yapıyor psikologlar. Bir psikolog terapi görüşmesine girmişse diğer psikolog test yapıyor danışanlara.

Sağlıklı bir toplum için psikologlara da önem verilmesi gerçekten önemli. Sadece biyolojik tedavi değil terapiyle de hastalar iyileştirilmeye çalışılırsa çok daha kolay ve daha kısa sürede sonuçlar alınabilir. Terapilerin de ilaç kadar etkili olduğu ve hastalığa geri dönüşün de ilaçlara göre çok daha düşük olduğu kanıtlandı. Hem psikiyatristle hem de psikologla görüşmek danışanın da  bu durumdan daha tatmin  olmasına yol açar. Diğer ülkeler de terapi ücretlerini devlet ve sigorta şirketleri karşılıyor. Maalesef Türkiye bu aşama da değil. Özel olarak bir terapistten yardım almak pahalı çünkü terapiye haftada bir gelip terapi ücretini karşılamak Türkiye şartlarında maddi olarak çok zor o yüzden devlet hastaneleri bu açığı kapatmalı ve danışanların terapi almalarını kolaylaştırmalıdır.

Leave a Reply