Türkiye onu ‘Var mısın yok musun?’da tanımıştı – Yaşam

ACUN Ilıcalı'nın geçen yıllarda reyting rekorları kıran programı 'Var mısın yok musun?'un ağırbaşlı yarışmacısı öğretmen Ömer Boran'ın o dönemde lösemi tedavisi gören oğlu Yağız, azmiyle yaşam savaşını kazanmakla kalmadı, engellerin nasıl aşılacağının da parlak bir örneği oldu. Bağışıklık sistemi zayıfladığı için kaptığı virüs nedeniyle belden aşağını hareket ettiremeyen Yağız, tekerlekli sandalyeli olmasına rağmen sosyal hayattan kopmadı. Yaşama sevinciyle sorunlarının üstesinden gelmeyi başaran 15 yaşındaki Yağız delikanlıyla İstiklal Caddesi'nde arkadaş ortamında konuştuk. Yağız, hedeflerini, bugünkü durumunu ve gelecek planlarını Akşam gazetesinden Bülent Şanlıkan'a anlattı: 

PSİKOLOJİ OKUMAK İSTİYORUM: ENKA Okulları'nda okuyorum. Lise 2'ye geçtim. İleride psikoloji okumak istiyorum.  Psikolojiyi tercih etmemin nedeni ise arkadaşlarımın aileleri ile araları bozulduğunda hep ben düzeltiyorum. Yapıcı bir insan olduğumu düşünüyorum. İnsanlara yardım etmekten çok mutlu oluyorum. Geçen yıla kadar gastronomi okumayı istiyordum. Şu anda psikoloji daha ağır basıyor. Kanada eğitim alma düşüncem var. Okuldan öte oradaki çevre koşullarını ve engellilerin yaşamlarını araştırdım. Orda engelliler için çok konforlu bir yaşam var. Türkiye'de ise ciddi ulaşım zorlukları var.

BABAMLA ARKADAŞ GİBİYİZ: Arkadaşlarımla çok iyi anlaşıyorum. Her yere beraber gidiyoruz. Bana yardımcı oluyorlar. Babamla da arkadaş gibiyim. Özgüvenimi sağlamamda ailem ve arkadaşlarım büyük rol oynadı. Yavaş yavaş arkadaşlarla zaman geçirmeye başladıktan sonra hem fiziksel olarak hem çok kuvvetlendim hem de özgüvenim yükseldi. Şimdi zamanımın büyük bölümünü arkadaşlarımla geçiriyorum. Çok geniş bir arkadaş grubum var.

EĞLENCE İÇİN SAÇLARIMI BOYADIM: Okul, sınavlar, ödevlerle inanılmaz yoğun geçti. Sınava dersleri çok iyi olan arkadaşlarımla çalışarak hazırlanıyorum. Şimdi tatile girdik. Saçlarımı da eğlence olsun diye arkadaşlarımla birlikte boyadım. Değişik bir stil oldu. Lens de takacaktım, ama gözlerim çabuk kuruduğu için riske atmadım.

YOLCULUK ŞANLIURFA'YA: Geçen yaz arkadaşım Alp Şen'le (Ali Şen'in torunu) birlikte tatile gittim. Sosyal hayattan kopmak olmaz. Okulumun 2-9 Temmuz'da Şanlıurfa'da düzenleyeceği bir sosyal sorumluluk projesi var. Ona katılacağım. Orada imkanı olmayan çocuklara eğitim vereceğiz.

Hikayem oğlumla başladı
Öğretmen Ömer Boran İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü'nde 9 yıldır kanser hastası çocuklara eğitim veriyor. Yağız'ın lösemiye yakalandığını öğrendiğinde önce bunu kabullenemedi. 'Aslında benim hikayem kurucusu olduğum eğitim biriminde lösemiye yakalanan oğlumun öğrencim olmasıyla başladı' diyen Ömer Öğretmen yaşananları şöyle dile getirdi: 'Yağız'ın tedavisine 2006'da başladık. 2009'da bitti. Ancak tedavinin 9'uncu ayında sanırım Yağız bir virüs kaptı. Tedavisinden dolayı bağışıklık sistemi zayıfladığından virüs sinir uçlarında yıkıma neden oldu. Bu nedenle yürüyemiyor. Bu büyük sıkıntı doğurdu. Sürekli fizik tedavi görmesi gerekiyor. Fizik tedavi uzmanını eve getirmek çok masraflı oluyor. Şimdi Yağız kendisi öğrendi. Ayrıca ayakta durma cihazı var. Her akşam bu cihazla yürüme bandında yarım saat çalışıyor.'

İŞADAMI GÜRELİ'DEN BÜYÜK JEST
'Acun Ilıcalı ve Hüsnü Güreli'ye her gün dua ediyorum'diyen Ömer Öğretmen, Yağız'ın eğitiminin ve gelecekteki iş hayatının işadamı Hüsnü Güreli tarafından garanti altına alındığını anlattı. Ömer Boran, 'İmzaladığımız protokole göre Yağız, Güreli'ye ait şirketlerde çalıştırılmak üzere tüm eğitim hayatı boyunca desteklenecek' dedi.

Leave a Reply