Tatil sendromuna yakalanabilirsiniz!

Bunu engellemek için hoş vakit geçirilebilecek programları sadece tatil vaktiyle sınırlandırmamak çok önemli. Hayatınıza kattığınız küçük renkler, iş hayatınızdaki başarınızı da olumlu yönde etkileyecektir. Bu süreçte tatil öncesi ve sonrasında oluşan kişinin günlük hayatına adapte olmasını zorlaştıran tatil sendromunu, bu sendromu yaşamamak için yapılması gerekenleri Psikolog Gülşah Yahşi’den öğrendik.

Tatil sendromunu oluşturan en önemli şeyin tatil ruhuna kendini kaptırmak ve iş hayatına geri dönmeyecekmiş gibi yaşamak olduğunu dile getiren Yahşi, ‘Tatil öncesinde bu duyguları yaşamak, işlerimizde karşımıza çıkan aksaklıkların gizli sebeplerinden olabilir. Bu noktada önemli olan soru ‘Tatilin benim için anlamı nedir?’ olmalı. Tatil, iş hayatımızda verimliliği artırmak için gerekli olan, zihinsel ve bedensel gerginliklerden, stresten uzaklaşmak, dinlenmek için hepimizin yaşaması gereken bir dönem. Oldukça rahatlatıcı ve kişinin iple çektiği bir dönem olsa da, plan yapmayı ve organize olmayı gerektirir. Ayrıca tatil, yeni bir çevre ve havaya kısa süreli uyum göstermeyi gerektirdiği için özellikle de şehir dışı ve yurt dışı tatillerinde duygu durumunda değişiklikler hissedilebilir. İş hayatı, çalışma süreci ve şehir koşuşturmasının verdiği yorgunluk, tatile çıkmak için yaşanan sabırsızlıkla birleşince, kişiyi bir boş vermişlik haline sürükleyebilir. Tatilin yaklaşıyor olduğunu düşünmek bile kişide bir rahatlama ve gevşekliğe sebep olabilir. Bu duyguyla ancak -tatil dinlenmemiz için bir araç, yapamadıklarımızı yapmak için de fırsat- düşüncesiyle baş edebiliriz.’ diye konuştu. 

Söz konusu tatil bile olsa planlama ve organizasyonun çok önemli olduğunu belirten Yahşi, ‘Örneğin, ilk mesai gününden birkaç gün önce yapacağımız işleri programlamalıyız. Ağır iş temposuna birdenbire girmek, işlerin içine kendimizi tatil dönüşü atmak yerin,e önce bize zor gelmeyecek işlerden başlar ve adım adım ilerlersek daha sağlıklı bir uyum süreci yaşarız. Aksi halde, tatil dönüşü yoğun iş temposu, depresyon ya da kaygı bozukluğu gibi hastalıklara kadar gidebilen zor durumlar yaşatabilir. Böylesi durumlarda çok vakit kaybetmeden bir uzmandan yardım istemek gerekir.’ açıklamasında bulundu.

İhlas Son Dakika

Leave a Reply