Sosyal fobinin belirtileri nelerdir?

Sosyal fobi, kişinin başkaları tarafından değerlendirilebileceği hata yapma, eleştirilme, rezil olma ve küçük düşmeye ilişkin yoğun kaygı ve korkular yaşamasıdır. Psikolog İnci Kavi sosyal fobi ve belirtileri hakkında önemli bilgiler verdi.

Sosyal fobide kaygı hissedilen durumla karşılaşıldığında yüz kızarması, terleme, ağız kuruluğu, çarpıntı, nefes kesilmesi, mide barsak sisteminde rahatsızlık, kas gerginliği, titreme gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bu sırada aklından geçen düşünceler ise “çaresizim, yetersizim, çirkinim, beğenilmiyorum, sevilmeye layık değilim, hata yapmamalıyım, mükemmel olmalıyım, rahat davranmalıyım, kusursuz görünmeliyim” şeklindedir. Bu düşünceler sonrasında oluşan kaçınma belirtileri ise korkulan ortama girmeme, korkulan ortamı terk etme, göz temasından kaçınma, ilgisiz şeyler düşünme şeklinde olabilmektedir.

Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeğinde belirlenen sosyal durumlar şu şekildedir;

  • Toplum içinde telefonla görüşme
  • Küçük bir grup etkinliğinde yer alma
  • Toplum içinde yemek yeme
  • Yetkili biri ile konuşma
  • Dinleyiciler önünde konuşma, rol yapma
  • Partiye / eğlenceye gitme
  • Başkaları tarafından izlenirken çalışma
  • Çok iyi tanımadığı biriyle telefonda görüşme
  • Çok iyi tanımadığı biriyle yüz yüze konuşma
  • Yabancılarla karşılaşma
  • Genel tuvaletleri kullanma
  • Birilerinin oturduğu odaya girme
  • İlgi odağı olma
  • Bir toplantıda hazırlıksız konuşma yapma
  • Yetenek, yeti veya bilgi testine tabi tutulma
  • İyi tanımadığı birine onaylanmadığını veya aynı düşüncede olmadığını ifade etme
  • Çok iyi tanımadığı birinin gözlerinin içine bakma
  • Önceden hazırlanmış bir raporu bir gruba sözel olarak sunma
  • Romantik veya cinsel ilişki amacıyla birini tavlamaya çalışma
  • Alınan bir malı parasını geri almak üzere iade etme
  • Israrlı bir satıcıya karşı koyma

NEDENLERİ

Sosyal fobide kalıtsal geçişin rolü çok güçlü olmasa da vardır. Sosyal fobiye sahip akrabaları olan kişilerin sosyal fobiye yakalanma riski bir miktar daha yüksektir. Ayrıca sosyal fobi bazen belirli bir olaydan sonra gün yüzüne çıkabilir ve örseleyici bir yaşantı ile koşullanarak yerleşmiş olabilir. Örneğin öğrenci sınıfta ders anlatırken bir hata yapmış ve arkadaşları ona gülmüştür. O da küçük düştüğünü, rezil olduğunu düşündüğü için utanç hissine kapılmış ve bedensel sosyal fobi belirtileri göstermiştir. Çocuk yine ders anlatmak için tahtaya çıktığında önceki deneyimi olumsuz beklentilere yol açacak, bulunduğu ortam duygularını tetikleyecek ve belirtiler ortaya çıkacaktır.

Bunun yanı sıra çocuk yetiştirme biçimi de sosyal fobinin oluşmasında önemli etmendir. Mesela aşırı koruyucu, ya da reddedici, duygusal sıcaklıktan yoksun, katı anne babalar gibi.. Bazen ailelerin çocuktan yüksek beklentileri olduğunda, çocuk bunlara ulaşılamayınca cezalandırılabilir, böylece başarısızlık korkusu gelişebilir. Tanıdık olmayan ortamlara, insanlara ve nesnelere aşırı korku duyma olarak tanımlanan davranışsal kitlenmenin, sosyal fobi gelişiminde öncül belirti olduğu söylenmiştir.

NASIL ÇÖZÜLÜR?

Çekingenlik, utangaçlık çalışmalarında ilk önce danışanların ayrıntılı olarak hayat hikâyesi dinlenir. Koruyucu, aşırı bir şekilde kollayıcı anne, cezalandırıcı bir baba veya yoksun bırakıcı bir aile kökenleri sosyal fobinin temelini oluşturduğu için öncelikle bu durumlar araştırılır. Daha sonra danışan üzerinde direnç oluşturmamak adına kademe kademe hareket etmeye dikkat edilir. Danışanın bünyesinde alışagelmiş durumu seri bir şekilde çözmek ters tepki yaratacağından, yumuşak bir şekilde çözmeye özen gösterilir. Her danışanın yenilenme ritminin farklı olduğu varsayılarak, her danışanın biricik olduğu göz önüne alınarak seanslar yapılır. Bunun için de genellikle duygusal yenilenme tekniği olan EFT ile başlamak tercih edilir. Sonrasında Hipnoz ile çalışılır.

Seansları sonlandırmaya yakın derin bilinçaltı çalışması olan Holoterapi yapılır. Son seansların sıklığı on beş günde bir, ayda bir olmak üzere yapılır ve sonlandırılır. Çalışmalar sırasında aralıklarla Bilişsel Terapi teknikleri uygulanır. Çünkü organizma bir bütündür. Düşüncenin eşlik etmediği sadece akıl ile yapılan çalışmalar yetersiz kalır.

Psikolog İnci Kavi 

doktor sitesi

Leave a Reply