Sona ermeli

Ergül ERNUR
   Ülke siyasetinde son dönemlerde yaşanan tartışmalar, karşılıklı sert eleştiri ve suçlamalar, vatandaşlar üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. KIBRIS’ın görüşlerine başvurduğu psikoloji uzmanları, özellikle zirvedeki siyasiler arasında yaşanan gerginliklerin ve öfke dolu sözlerin vatandaşı umutsuzluğa ve inançsızlığa sürüklediği uyarısında bulundu.
   Kişilerin üzerinde oluşan yoğun baskının, kimlik bunalımına sebep olduğunu, toplumsal kimlik aidiyetini olumsuz etkilediğine dikkat çeken uzmanlar, siyasilerin birbirlerini küçük düşürmeye, değersiz göstermeye yönelik söylemlerindeki öfke ve şiddetin, pek çok sorunla boğuşan vatandaşları daha da huzursuz ettiğine dikkat çekti. Uzmanlar “Bugünkü anlayış sürdürülemez, sürdürülmesi halinde psikolojisi bozulmayan insan kalmaz” görüşünde birleşiyor.
   Psikolog Ayla Kahraman, “Onlara güvenmeye ve onlarla birlikte geleceğe umutla bakmaya ihtiyacımız var. Birbirlerine yönelik düşmanca tutumlarına değil, görüşlerindeki farklara rağmen, bizler için dostluk ve anlayış içinde çalıştıklarını görmeye ihtiyacımız var” dedi.
   Uzman Klinik Psikoloğu Zehra Ayça Aysen de siyasilerin narsizim (özseverlik, kişinin kendine tapması) duygusundan uzak ve topluma hizmet etme mantalitesinde olması gerektiğini belirterek “Seçilen olmanın anlamı, seçmeninin sözcüsü olma ve onların refahı için çalışmak olmalıdır” diye konuştu.
   Psikiyatrist ve Psikoterapist Ece Uslu ise, siyasilerin sert üsluplu konuşmaları, tartışmalarının birçok kurum ve kişiye kötü örnek oluşturduğunu belirterek, ortaya çıkan belirsizlik ve kaos ortamına işaret etti.
   Bu durumda kişiler huzursuzluklarını davranışlarla göstermeye başladığını belirten Uslu, “Her an herkes patlamaya hazır bomba gibi olabilir” dedi.

Kahraman: Umutsuzluğa yöneltiyor

   Psikolog Ayla Kahraman, siyasilerin birbirlerini küçük düşürmeye, değersiz göstermeye yönelik söylemlerindeki öfke ve şiddetin, pek çok sorunla boğuşan vatandaşı umutsuzluğa yönelttiğini, değersizlik duygularını, toplumsal kimlik aidiyetini olumsuz etkilediğini söyledi.
    Bu zor süreçte, siyasilerin toplumun yol göstericileri ve problem çözücüleri olarak işbaşında olduklarına işaret eden Kahraman, bu nedenle, birbirlerine yönelik, kötüleyerek öne çıkmaya çalışmalarının vatandaş için her şekilde örnek teşkil ettiği uyarısında bulundu.

“Siyasilere güven olmazsa, kaos kaçınılmaz”

   Vatandaşların olan biteni izlerken, siyasilerin şiddet ve öfke dolu üslubundan etkilendiğinin altını çizen Ayla Kahraman, halkın; siyasilerin birbirlerini çok iyi tanıdıklarını ve çıkar çatışması içinde oldukları için birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya döktükleri yorumunu yapabildiğini söyledi.
   Kahraman, şöyle konuştu: “Vatandaşlar, büyüklerin aslında büyük olmadıkları, bizi yönetemedikleri gibi tatsız düşüncelere kapılabilirler. Bu, vatandaşı umutsuzluğa, inançsızlığa götürür. Yönetenlere ve siyasi iradeye güven duymak; geleceğe umutla bakmak ve toplumsal değerleri korumak için gereklidir. Bu olmazsa, ortaya çıkacak kaostan kaçamaz, bizi biz yapan her değeri, inancı incitiriz. Madde bağımlılığının, cinsel hastalıkların, kumarın cirit attığı bir ortamın egemenliğine bayrak açarız.” 

“Siyasiler, dostluk ve anlayışla çalışmalı”

   Halkın, toplumsal değerler, gelecek ve var oluşu tehdit eden nice sorunun ağırlığı altında ezilirken, siyasilerin üretken, sorunları çözmeye odaklanmış söylemlerine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kahraman, ‘kirli siyaset’ denen ve gücünü nefretten, nifak çıkarmaktan, şiddetten, aşağılamadan alan kapışmaların, halkı kısır bir döngünün içine sürüklemekten başka bir işe yaramadığına dikkat çekti.
   Kahraman, “Onlara güvenmeye ve onlarla birlikte geleceğe umutla bakmaya ihtiyacımız var. Birbirlerine yönelik düşmanca tutumlarına değil, görüşlerindeki farklara rağmen, bizler için dostluk ve anlayış içinde çalıştıklarını görmeye ihtiyacımız var” dedi.

Aysen: Güven sorunu zarar veriyor

  Kişisel Gelişim Psikoterapi Merkezi Uzman Klinik Psikoloğu Zehra Ayça Aysen, ülkede derin ve ağır yaraların oluşmasına sebep olan en önemli etkenin, tutarsız ve taraflı yapılan politikalar olduğunu söyledi.
   Aysen, ülkemizde yaşanan sorunları, tüm vatandaşlar gibi kendisinin de ülke için endişe ederek izlediğini vurguladı.
   Yaşanan siyasi kavgaların, gereken profesyonel ciddiyeti gösterememenin bir kusuru olduğunu belirten Aysen, toplum olarak bugün devlet yönetimine karşı ciddi bir güven sorununun yaşandığının altını çizdi. Zehra Ayça Aysen, bu durumun ülkemize her açıdan zarar verdiğini belirtti.

“Kaygı düzeyini artırıyor”

   Kişilerin üzerinde oluşan yoğun baskının, milletsel ve siyasal kimlik bunalımına sebep olduğuna dikkat çeken
Aysen, “İki büyük kutup etrafında oluşan ve karşıt görüşü ‘düşman’ olarak benimseten siyasi düzende, siyasal taraf olma zorunluluğu hisseden ve buna mecbur bırakılan kişilerin üzerinde oluşan baskı, travmatik boyutlara ulaşabilmektedir” dedi.
   Zehra Ayça Aysen, seçim döneminde özgür siyasi düşüncelerini söylemekten çekinen, “taraf olduğum duyulursa ve diğer taraf, hükümeti kurup başa gelirse işsiz kalırım ya da iş yerimde rahatım bozulur” korkusunun, kişilerde kaygı düzeyinin artmasına ve siyasi iradelerinden yoksunluk oluşmasına sebep olduğunu vurguladı.

“Narsizim duygusundan uzaklaşsınlar”

   Siyasi parti liderlerinin, yaptıkları tüm hareket ve söylemlerde dikkatli olması gerektiğini belirten Aysen, “Temsil ettikleri bir kitle olduğunu ve o kitle üzerindeki etkilerinin basite indirgenemeyecek kadar önemli olduğunun bilincinde olmalıdırlar” dedi.
   Aysen, siyasilerin narsizim duygusundan uzak ve topluma hizmet etme mantalitesinde olması gerektiğini belirterek “Seçilen olmanın anlamı, seçmeninin sözcüsü olmak ve onların refahı için çalışmak olmalıdır” şeklinde konuştu.

Uslu: Herkes patlamaya hazır bomba
 
  Kolan British Hospital Psikiyatrist ve Psikoterapist Ece Uslu, halkın devletin başına getirdiği kişilerin, halka örnek oluşturması gerektiğini söyledi.
   Siyasilerin sert üsluplu konuşmalarının, tartışmalarının birçok kurum ve kişiye kötü örnek oluşturduğunu belirten Uslu, ortaya çıkan belirsizlik ve kaos ortamına işaret etti.
   Ece Uslu, baştaki siyasilerin kendi aralarındaki sorunu çözemezken “devleti nasıl yöneteceği” sorusunun herkeste soru işareti yarattığını belirterek, “Bu kaos ortamı, halkı bilinmezliğe götürüyor. Kaygı yaratıyor, devlete güveni azaltıyor, öfke doğuruyor” dedi.
   Bu durumda kişilerin huzursuzluklarını davranışlarla göstermeye başladığını belirten Uslu,  “Her an herkes patlamaya hazır bomba gibi olabilir” dedi.
 
“Örnek olduklarını unutmasınlar”

   Ece Uslu, siyasilerin konumlarının farkına varması gerektiğini söyledi. Siyasilerin, kendi yönettikleri devletin, yasama-yürütme-yargısının gerçekliğine inanmasının önemine değinen Uslu, kanunlara uymaları gerektiğinin altını çizdi.
   “Kendilerinin uygulamadığı kanun ve kuralara, halkın uymasının beklenmesi mantıksızdır” diyen Ece Uslu, siyasilerin toplum ve dünyanın gözü önünde olduklarını örnek teşkil ettiklerini unutmamaları gerektiğini söyledi.

Leave a Reply