Ramazan, depresyonu iyileştiriyor

Ramazan ayı insanın içgüdülerinin getirdiği yeme, içme, cinsellik gibi temel ihtiyaç olan dürtülerin kontrol altına alınmasıyla beraber psikolojik bir iyiliğe geçiş için son derece önem arz eden bir aydır. “Oruç tutan kişilerin davranışsal bir yöntemle bunları kontrol etme ve biçimlendirmesiyle önemli ve psikolojiye de konu olan bir ibadettir” diyen Psikolog Gülşah Pınaroğlu, ramazan ayının psikoloji üzerindeki etkilerini anlattı.

Ramazan ayı içerisinde kişiler maneviyatın yükselmesiyle değer ve geleneklerinin farkına vararak, bir iç hesaplaşmaya girer. Yemek, içmek dışında davranışsal hareketlerini sınayan ve egonun tüm isteklerine karşı durmayı bilerek bunları frenlemesi gerektiğini düşünmesine yardımcı olan süper egonun; bilinçli düzeyinde yer eden vicdan, merhamet, değerler, inançlar noktasında farkındalığı yükselir. Yoksul kimselerin, fiziksel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan bireylerin hissettiklerini bir nebze olsun anlayabilmesi kolaylaşıyor ve onlara karşı empati kurarak kendi vicdanı ve merhametiyle bir muhakeme içerisine girip o insanlara yardım etme, içinde bulunduğu duruma şükür etme davranışları gelişmeye başlar. Bunun yanı sıra araştırmalar da göstermiştir ki ramazan ayı içerisinde alkol tüketimi, intihar ve suç oranların da oldukça düşüş hakimdir. Burada dinin ve maneviyatın önemi psikolojiyle fazlasıyla bağlantılı olduğu açıktır. Bunun dışında insanın diğer gereksinimleri arasında olan ve psikolojik sağlığı önemli ölçüde etkileyen sosyal ilişkilerdeki belirgin değişiklikler ve farkındalıklar kişinin ruh halini huzur ve sükunetle besliyor.

Ramazanda aile bağları kuvvetleniyor

Ramazan ayı içerisinde birçok insan kavgalı oldukları, küs oldukları insanlara karşı merhamet, sevgi ve değer duygularını daha yoğun deneyimlerler. Dargın oldukları kişilerle yeniden bir araya gelme ihtiyacı hisseder ve onların affedilmesi gerektiği hissiyle bunu eyleme dönüştürerek iç huzuruna ve ruh haline olumlu katkılar sağlar. Bahsettiğim bu tüm duygular ruh sağlığı yerinde olan her bireyde mevcut olduğunu düşünürsek bunun tam anlamıyla yaşandığı ay olan ramazan ayı bu noktada psikolojimize olan olumlu etkisiyle maneviyatı yaşayan her birey için bir sağaltım olmaktadır.

Bu ay içerisinde aile bağlarının kuvvetlendiği de yadsınamaz bir gerçektir. Toplumumuz da özellikle çalışan anne –babanın oldukça yaygınlaştığını biliyoruz. Bu kesimin çocuklarıyla bir arada bulundukları süre ve ailecek birbirlerine ayırdıkları zaman maalesef kısıtlı. Ramazan ayı sayesinde de aileler sahur ve iftar vakitlerinde bir arada bulunarak birbirlerinin ihtiyacı olan duygusal aktarımı da sağlamaktadırlar. Dolayısıyla yine burada da ruh halimiz oldukça olumlu etkilenmektedir. Özellikle çocuklarında katıldığı sahur ve iftar vakitlerinde bir arada bulmayı yaşı kaç olursa olsun desteklemekteyim. Çocuğa değer, ahlak, maneviyat ve din olgusunu öğretme noktasında ramazan ayı bir fırsattır. Şöyle ki; anne-babayı rol model alan çocuk aileden gördüğü şekilde davranacağı için ileriki hayatında oruç gibi dini açıdan önemli olan bir vazifeyi yerine getirme noktasında dini bir kodun bilişsel şemasına yerleşmiş olarak hareket etmeye başlayacaktır. Ancak bu kişide olumsuz bir sıkıntı bırakmaması için sahur ve iftar vakitlerinde zorlamadan, aşırı baskıcı tutumdan uzak durarak, duygusal ihtiyacı da karşılayan bir tutum sergilersek çocuğun öğrendiği bu bilgi daha kalıcı olmakta ve inanca dönüşmeye başlamaktadır. Yani ileriki hayatında orucun sadece anne-babanın öğrettiği, onları memnun etmek için yapılması gereken bir görev değil de kendi için ve inancı doğrultusunda yerine getirmeye başlıyor. Dolayısıyla bu da kişinin ruhunun huzurlu olmasına, sıkıntı çekmeden dini ibadetinin yerine getirmesine vesile oluyor.

Ramazan ayında depresyon hafifliyor

Tüm bahsettiklerimin yanı sıra psikolojik rahatsızların özellikle hafif depresyon yaşayanlarda, anksiyete (kaygı) bozukluğu olanlarda, obsesif-kompulsif bozukluklarda(takını-zorlantı), antisosyal kişilik örüntüsü olan bireylerin sağaltımında oldukça fayda görülmektedir. Örneğin; antisosyal kişilerin diğer aylarda suç ve cezai işlem gerektirecek davranışlarda bulunması yoğunken oruç tuttuğu zaman içerisinde ya da tutmasa bile ramazan ayına olan inancı nedeniyle dürtülerini kontrol altına almayı başarıp kendine ve başkasına zarar verme davranışına son veriyor. Ayrıca burada obeziteden de bahsedebiliriz; yemek yeme dürtüsünü diğer aylarda kontrol edemeyen kişi ramazan ayında bu dürtüsünü kontrol altına almaya başlıyor ve daha önceleri bunu kontrol edemeyişini sorgulayıp çözüme daha kolay ulaşıyor.

Kısacası; ramazan ayının psikolojimize, ruh halimize olumlu birçok etkisi vardır. Bu ay maneviyatın huzurunu göz ardı etmeden fiziksel ihtiyaçları kontrol altına almakla beraber psikolojik onarma ayı olarak da düşünebiliriz. Egonun eğitimi, sevgi, vicdan, değer, inanç ve geleneklerin önemiyle yüzleşmemizde bir iç hesaplaşmayla karşı karşıya gelip kendi kusur ve eksikliklerimizin farkına varma ve bunları düzeltme adına ramazan ayı her inanan için önemli ve değer arz eden bir aydır.

Leave a Reply