Çalkantılı bir haftayı geride bırakırken, Borsa İstanbul cuma günü 78.333 puandan kapandı ve 5 günlük değer kaybı, yüzde 8.91 olarak gerçekleşti. Gezi Parkı protestoları gibi eylemlerin ekonomiye nasıl yansıdığını yaşadık, gördük. Özetle psikoloji bozuldu mu; reel piyasada tüketici eğilimleri, finansal piyasalarda ise fiyatlamalar “defansif” anlamda “agresif tepki” gösteriyor. Dolayısıyla içeride faizlerin 7’ye, doların 1.90’a tırmandığı, borsanın ise 73 bine kadar gerilediği bir piyasayı; ancak “psikolojisi sağlam olanlar” doğru yönetir. Bu profesyonellerin taktiği şu: Öncelikle duygularından kendilerini arındırdılar, temel anlamda şirketlerin kârlarına ve borsada geldiği fiyatlara bakarlar. Anlaşılır olması için şöyle örnek verelim; normal piyasa şartlarında 240 ay kira aldıktan sonra kendisini amorti eden bir ev düşünün. Çalkantılı bir ortamda aynı evi 180 ay kira bedeline buldunuz, tepkiniz nasıl olur? İşte geçen hafta bazı büyük bankalar ve sanayi şirketlerinin 73 bin endekste gördüğü hisse fiyatları ve mevcut kârlılığı arasındaki oran, bu derece azalmıştı. Hatta bazı hisseler, sadece “her yıl yatırımcısına ödediği kâr payı” dikkate alındığında, 6-7 yılda kendisini amorti edecek seviyeye gerilemişti. İşte “duygusuz profesyoneller” bunu fırsata çevirdi ve “kelepir ev” bulmuşçasına hisseleri topladılar. Tabii ki yatırım kararı alırken sadece bu göstergeye bakmak yeterli olmayabilir. Sadece şunu bilin; “gelecekte şirketlerin kârlarının ve temettü verimlerinin azalacağı” şeklinde bir beklenti oluşursa, o zaman bu satışlar bir anlam ifade eder.