Psikolojik Danışman Adaylarına Öneriler

Zaman zaman psikoloji, psikolojik danışmanlık
gibi bölümlerde okuyan ya da bu bölümlerden yeni mezun olanların sorularına
muhatap olmaktayım. Bu sorular genelde “İyi
bir psikolojik danışman olmak için neler yapmalıyım?”
bağlamında soruluyor.
Ben de, hem bu sorulara cevap hem de psikolojik danışman adaylarına ipucu
olması amacıyla bu yazıyı kaleme alıyorum. Aşağıda sıralayacağım maddelerin bir
kısmı kendi mesleki yaşantımda uygulayıp pozitif etkilerini gördüğüm tutumlar
olurken bazıları da pişmanlıklarımın ürünüdür. Başkalarının deneyim ve
pişmanlıklarından ders çıkarmayı becerebilenler için bu yazının faydalı
olacağını umuyorum. İşte önerilerim:

Çok
okuyun:

Okumalarınızın merkezinde öncelikle mesleki kuramlar yer alsın. Özellikle
öğrencilik sürecinde, karşılaştığınız kuram ve kuramcıları anlama çabanızı, ders
materyali dışındaki okumalarınızla güçlendirin. Okurken, baştan savma
davranmayın; dünyanın en önemli metnini anlamaya çalışıyor gibi davranın.
Notlar tutun, hayret edin, eleştirin, küfredin; ama yazıyı yaşayın. Cesur olun,
çünkü öğrencilik hata kaldıran bir süreçtir.

“En iyi
pratiğin en iyi teoriden geçtiğini”
hep aklınızda tutun. Teori, meseleye nereden
başlayacağınızı tespit etmek için size ışık tutar. Ancak unutmayın ki “insan”,
her teoriyi aşabilen gizemli bir varlıktır. “Teorik
güven ihtiyacınız”
ile “yaşayan
insan”
arasında uyuşmazlık gördüğünüzde ortaya çıkacak kaygıdan
korkmayın. Unutmayın ki, büyük terapi kuramları bu kaygılar aşılmak üzere
geliştirildi.

Alan dışı okumaları ihmal etmeyin. Şiir,
roman, hikâye, deneme, tarih, sosyoloji, felsefe gibi yazın alanlarından da
mümkün oldukça okumaya çalışın. İnsana
dair olan her şey okunmaya değer.

Blog
tutun:

İnternet ortamında düşüncelerinizi, yaşadıklarınızı paylaşabileceğiniz bir
bloğunuz olsun. Günümüzde bloglar, insanların kendilerini ifade etmek için
kullandıkları önemli alanlardır. Blog yazarlığı sayesinde, düşüncelerinizin
başkaları tarafından değerlendirilme, eleştirilme şansı yakalar; insanlar
tarafından tanınma imkanına kavuşursunuz. Mesleğe atıldığınızda, internet
ortamında bulunmanın ne kadar önemli olduğunu daha iyi göreceksiniz. Bu yüzden
erken kalkın ve çok yol alın!

Eğitimlere
katılın:
Mümkün
olduğunca çok eğitime katılın; ancak tüm algılarınız açık olsun. Önce anlamaya
ve “olmaya” çalışın, sonra anlatmaya ve “oldurmaya”.

Teorik
bir taban oluşturun:
Psikolojik
danışmanlık temel becerilerinin üstüne mutlaka teorik  bir bakış oturtun. Okuduklarınızdan kendinize
en yakın olan teorik yaklaşımı iyice öğrenin. Danışanlarınıza, kendi
gerçekliklerini ihmal etmeden belirli bir teorik çerçeveden yaklaşmanız son
derece önemlidir.

Mütevazi
olun:
Kendinizi
hafife almadan, mesleğinize tevazuyla yaklaşın. Psikoterapi, psikolojik
danışmanlığın gerçekçi gücü tevazudan geçer diye düşünüyorum. Tevazu,
mesleğinizin sınırlarını ve sınırlılıklarını bilmek ve kabullenmektir. Tevazunun
olmadığı yerde kibir beslenme alanı bulur ve kibir en büyük insani
hastalıklardan biridir.

Siyasi
olun:

Zamane insanının en önemli sorunlarından biri, kendisi dışında olan bitenleri
umursamamaktır. Siyasi olmak, bir partiye üye olmakla eş anlamlı değildir.
Siyasi olmak, dünyanın gidişatına, memleketin gidişatına, eğitim, aile, hukuk
gibi alanlara dönük kaygı duymak ve bir şeyler yapma çabası gütmektir.

Not: Bu yazı zamanla güncellenmeye açıktır.

İletişim için:

http://www.yusufbayalan.com

yusufbayalan@hotmail.com

0 505 495 47 27

http://facebook.com/yusufbayalan

http://twitter.com/yusufbayalan

 

Open all references in tabs: [1 - 3]

Leave a Reply