Psikoloji’den Kötü Haber Var…

Öncelikle ruh sağlığı yasasının olmayışı ciddi bir handikap. Bu mesleki denetimsizliği, başıboşluğu beraberinde getiriyor.Son dönemde yasal faaliyetlere yönelik bir takım kıpırdamalar var. Klinik Psikolog ünvanının yasal zemin bulması, tıbbi uygulamalarda psikoloji sınavı ve Aile Danışmanlığı yönetmelik taslağı gibi... Bu sorunun önümüzdeki bir kaç yıl içinde çözüleceğine yönelik umut ışıkları var.

233 Puanla Psikolojiye Öğrenci Alınacak 

Bunun dışında olumsuz olarak değerlendirdiğim konuların başında psikoloji bölümünün öğrenci kabulleri ile ilgili... Bu sene YGS ve LYS tercih rehberinde psikoloji bölümü taban puanlarını inceledim. 233 puanla öğrenci kabul eden özel üniversiteler var. 233 alan bir öğrenci barajı zorla geçmiş demektir. Barajı zorla geçen bir öğrenci psikoloji gibi sürekli okuma gerektiren iyi ders çalışma isteyen, sürekli eğitim ve uygulama mecburiyeti olan bir bölümde nasıl başarılı olur? Açıkçası endişeliyim. Bu kadar düşük puanla psikolog olunmamalı. Amaç paran varsa gel diplomanı al mantığına dönüşürse bölümün kalitesi olumsuz etkilenir. Çünkü verimsiz psikolog psikoloji bilimine de zarar verir. Psikologa gitim faydasını görmedim demek suretiyle insanların bölüme karşı ön kabullerinin olumsuz olmasına neden olabilir. Şunda mutabık olmak lazım. Bir kişi ya iyi psikologdur yada kötü. Bu işin ortası yoktur. Bu yönüyle 233 puanla psikolojiye öğrenci kabul etmek psikoloji bölümü adına kötü bir haberdir. Eğer bu konuda önlem alınmazsa "Bas parayı al diplomayı" gibi tehlikeli bir süreç başlar. Bu konuda psikoloji bölümü için bir taban puan belirleme zorunluluğu olduğu yadsınamaz bir gerçektir. (Naçizane fikrim en az 410 civarında olmalıdır.)

Psikoloji bölümünde 233 taban puanıyla öğrenci kabul ediyor olmak vakıf üniversitelerinin işgüzarlığı. Çünkü Vakıf üniversiteleri bölüme öğrenci alamadıkları zaman doğal olarak finansal açıdan ayakta duramıyorlar. Psikoloji gibi popüler bölümler bir çok üniversite için sigorta işlevi görüyor. Çünkü bu bölümlerde kontenjanlar kesin doluyor. Yüksek puan alamayan bir öğrenci - yada almak için çaba sarf etmeyen - bir yıl daha hazırlanmaktansa işin kolayına kaçarak en sempatik duran bölümlerin başında gelen psikoloji bölümünü tercih ediyor. Bu durumda 550 alan ile 233 alan aynı haklara sahip olmuş oluyor. Açıkçası bu pek adaletli değil. 

Biliyorum bazıları konuyu saptırarak YÖK'ün üniversitelere öğrenci kabul sistemini eleştirmek suretiyle bu tehlikeli durumu savunacaklar. Bu sistem ne kadar sağlıklı öğrenci alıyor diyecekler. Kalite, LYS sınavı ile ölçülemez diyecekler.

Hayır buna ittiraz ediyorum. Burada durun!

Psikoloji öyle uzaktan göründüğü gibi kolay bir bölüm değildir. Bedavacılıkla iyi bir psikolog olunmaz. Piyasa eğitimlerinden toplanan sertifika türü kağıt parçalarıylada bu sorun çözülmez. Öncelikle iyi ders çalışmak, matematik çözebilmek, soyut düşünebilmek, iyi okumak, kitabı sevmek, üşenmemek, gayreti bir yaşam tarzı olarak düşünmek ve benimsemek iyi bir psikolog olmanın olmazsa olmazlarıdır. Bölümün adındaki "fonetik albeniye" kanarak düşük puanla psikoloji bölümü seçmeyin. İleride bu durum en çok bu bölümü okuyanlara zarar verecek.

Üniversitenin eğitiminin iyi olmasıda bu olayı masum hale getirmez. Herşeyden önce iyi eğitimin iyi bir alıcısı olmalı.

Sözün özeti psikoloji zor bir alandır. zoru sevmeyen bulaşmasın derim. Şu da var. Diplomamı kullandırırım diyen varsa diplomasını sevmeye devam etsin. Bu ruh sağlığı yasası olmadığı için gerçekten bazı alanlarda karşılığı olan bir durumdur.

İyi niyetle yazdım. amacım durum tespiti yapmaktı. Bir şahsa yönelik bir eleştiri değil. Bir olgu etrafında bir eleştiri yapmak istedim.

Herkese bol verim alacağı bir meslek seçmesi ve icra etmesi ümidiyle. Hoşçakalın...

(Not: Önümüzdeki hafta yök denkliği olmayan üniversite adı altında bazı kursları ele almayı düşünüyorum)

Leave a Reply