Psikoloji obeziteyi tetikliyor mu?

İdeal ve sağlıklı bir kiloya inmede kişinin kendisini doğru algılaması, aşırı yiyecek tüketiminde nelerin kendisini tetiklediğini anlaması büyük önem taşıyor. İşte bu noktada psikolojik destek kilolarla savaşta büyük artılar kazandırıyor.

Kilo yönetiminde kişiye yardımcı olan psikolojik desteği Liv Hospital'dan klinik psikolog Beril Yardımcı'yla konuştuk.

Kilo sorununun sebepleri için ne söylenebilir?

Kilo sorunu ve obezitede karmaşık bir tablo karşımıza çıkabilir. Kişinin kilo sorununu incelendiğinde, genetik, endokrinolojik, nörolojik, çevresel ve duygusal çok farklı sebepler ortaya çıkabilir. Bunlar tek başına veya birbiriyle etkileşim içinde kişinin bünyesini etkiler. Sorunun etiyolojisini doğru tanımlamak, tedavi için de yol gösterici olur.

Bu alanda psikolojik destek nasıl işe yarar?

Beslenmek bir davranıştır ve davranış değişimi psikolojinin konusudur. Diyet ve egzersize paralel olarak uygulanan bilişsel-davranışçı psikoterapilerin, kilo verme ve verilen kiloyu tutmada en etkili yöntem olduğu biliniyor. Yeme alışkanlıklarının arkasında düşünceler, duygular ve ilişkilerle ilgili etkenler bulunur. Kişi, bu etkenlerin farkına varması ve ihtiyacına hizmet edecek şekilde yeniden yapılandırması yönünde desteklenir. Örneğin bir kişi günde yaklaşık 50-60 defa yiyecek seçer ve bunu otomatik olarak geçmişten getirdiği alışkanlıklar doğrultusunda yapar. Farkındalık geliştirmek ve yeni alışkanlıklar edinmek gelişen kaslar gibidir; odaklanmak, emek vermek, üzerinde çalışmak gerekir. Profesyonel destek almak, kişinin kendini, bedenini ve yeme alışkanlıklarını daha öncekinden farklı ele almasını sağlar.

Diyet yapmak kişinin kilo problemi ile savaşında ne kadar etkilidir?

Araştırmalar, dönemsel diyetlerle kilo veren 10 kişiden 9'unun en az eskisi kadar kilo aldığı gözlemlenmiştir. Geçici olarak diyet uygulamak, kalıcı sonuç getirmez. Bu noktada biz daha derin bir müdahale sistemi uyguluyoruz. Kilo problemini bir belirti olarak ele alırsak, belirtilerin zemininde yatan dinamikleri fark etmek, yemenin hangi ihtiyaçlara hizmet ettiğine yönelik iç görü geliştirmek büyük önem taşır. Aksi takdirde kişinin eski alışkanlıklarına geri dönme meyilinde olması doğaldır. Alanında uzman bir psikoterapistin konu ile ilgili olarak eşlik etmesi, kişinin motivasyonunu artırır.

Psikolojik destek verirken hangi konuları öne çıkarıyorsunuz?

Psikolojik destekte süreç her zaman danışanın ihtiyacına göre yapılandırılır. Kimisi için yeme alışkanlığının düzensizleştiği durumlar seyahat ve sosyal ortamlar olurken, başka birisi içinse yalnızlıktır. Konular farklı olabilir, ancak her zaman benzer bir tema vardır: Sınır. Kilo sorunu olan çoğu kişi, sınırlarını kilo aldıracak yiyeceklere fazla açıyordur. Belki bazen sınırını çok katı tutup yemeyi reddediyordur; ancak bir uç genelde diğerini beraberinde getirir. 'Tıkınırcasına yeme yeme' (binge eating) olarak tanımlanan kısa zamanda çok yüksek kalorili yiyeceklerin tüketildiği durumlar olabilir.

'Gece yeme sendromu' dediğimiz, kişinin akşam saat 7'den sonra yüksek kalori aldığı durumlar olabilir. Kişinin kilo ve yeme öyküsü değerlendirilerek, riskli durumlar belirlenir. Kişinin hangi durumlarda kendini yiyeceklere fazla açtığını, ihtiyacından fazla yediğini tespit etmek ve sınır koyma becerileri üzerinde çalışmak gerekir. Geçmişten getirdiği, kendini sabote eden yeme alışkanlıklarına, yeme miktarlarına, sosyal ortamlarda yaşadığı yeme baskısına bakmak gerekir.

SERDA KIVILCIM - BUGÜN GAZETESİ

Leave a Reply