Psikolog Olacaktı Oyuncu Oldu

Bilgi Üniversitesi’nde 4 sene psikoloji okuyan Pis Yedili’nin Cimbom’u Eda Ece Hürriyet Aile'de Nilay Uzun İnan'a konuştu. Söz konusu söyleşide yer alan ayrıntılar şöyle:

Show TV’de yayınlandığı günden beri özellikle gençler tarafından çok
sevilen Pis Yedili’nin Cimbom’u Eda Ece ile hem oyunculuk serüvenini hem de
özel hayatını konuştuk. Onu daha yakından tanımak istiyorsanız buyrun
röportajımıza…

Öncelikle sizi kısaca tanıyalım istiyorum
biraz. Oyuncu olmadan önce neler yapıyordunuz?

20 Haziran 1990 doğumluyum, 22 yaşındayım.
İstanbulluyum, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde 4 sene psikoloji okudum. Oyuncu
olmadan önce gönüllü olarak bir sanat galerisinde çalışıyordum. Oyunculuk
sürpriz oldu aslında.

Peki, oyunculuk hikayeniz nasıl başladı?
Pis Yedili'ye nasıl dahil oldunuz?

Tümay Özokur Oyunculuk Ajansı’ndan Tümay
Hanım, beni Gani Müjde ile tanıştırdı. Herkes gibi elemelere girdim ve rol
benim oldu.

İlk işinizde Gani Müjde gibi tecrübeli bir
ismin projesinde yer almak sizi heyecanlandırdı mı?

Gani Müjde ile çalıştığım için çok
mutluyum. Çok saygı duyduğum ve tüm oyuncu arkadaşlarımızla birlikte sevdiğimiz
bir yapımcı. Hep de güzel projelere imza atıyor. Bu açıdan çok şanslıyım.

“ESKİ DÜZENİMİ HATIRLAMAZ OLDUM”

Yoğun dizi temposuna alışabildiniz mi?

Alıştım hatta öyle bir alıştım ki eski
düzenimi hatırlamaz oldum. Günde 15 saat ortalamayla çalışıyorum, hep setteyim,
yorgun ve uykusuzum ama yine de işimi seviyorum.

Bu projeye başlarken dizinin bu kadar
tutacağına inanıyor muydunuz?

Dizi beklediğimin çok üstünde bir ilgi
gördü. Çocuklar, aileler diziyi çok sıkı takip ediyor ve bizlere çok ilgi
gösteriyorlar.

Gençlik dizilerinin her zaman bir izleyici
kitlesi oluyor ama Pis Yedili’yi bu kadar öne çıkaran ne oldu sizce?

Sıcak ve eğlenceli bir dizi. Bu enerji de
seyirciye geçiyor diye düşünüyorum. Keyifle izleniyor.

“FAVORİM AÇIK ARA AYŞEGÜL ALDİNÇ”

Siz dizide en çok hangi karakteri
beğeniyorsunuz?

Ayşegül Aldinç’in karakteri Esma Sultan
açık ara favorim. Onun sahnelerine çok gülüyorum.

Kendinizi izlerken nasıl buluyorsunuz?

Kendini izlerken çok eleştiriyor insan.
Kimi zaman çok kötü kimi zaman iyi yorumlar yapıyorum kendime. Hep daha iyisini
istediğim için acımasız olabiliyorum ama.

Sizin lise yıllarınız nasıl geçti? Okuldan
kaçmalar, arkadaşlıklar nasıldı?

Şişli Terakki Lisesi’nden mezunum.
Disiplinli bir okuldu. Okuldan hiç kaçmadım, kaçmayı da istemedim. Lise
yıllarım çok mutlu geçti. En güvendiğim arkadaşlıklarımı lisede kurdum, şu anki
en yakın arkadaşlarım da zaten lise arkadaşlarım.

“AİLE BAĞIMIZ ÇOK GÜÇLÜDÜR”

Tek çocuk musunuz? Ailenizle mi
yaşıyorsunuz, iletişiminiz nasıldır?

Ailemle yaşıyorum. 3 kız kardeşiz. Ben en
küçüğüm. Büyük ablam haber spikeri, diğer ablam ise avukat. “Psikolog olacağım”
derken oyuncu oldum ama ailemden her yapmak istediğim işte aynı oranda destek
gördüm. Ablamlar hep arkamdadır. Aile bağımız güçlüdür, onları çok seviyorum.

Ailenizden rolünüzle ilgili herhangi bir
kısıtlama geliyor mu, korkuları var mı?

Hiçbir korkuları yok. Bana çok
güveniyorlar. Onlar arkamda olduğu için ben de kendimi çok güvende
hissediyorum. Onları gururlandıracağımı, yüzlerini güldüreceğimi biliyorum.

Ünlü olmak hayatınızda neler değiştirdi?

Değiştirdiği şey, özgürce sokakta
yürüyememek oldu. Fotoğraf çektirmek isteyen çok oluyor, adım başı durduğum
oluyor. İnsanların ilgisini, sevgisini kazanmak çok güzel ama herkes de iyi
olmuyor tabii. Zalimce laf atan, uzaktan gizli gizli fotoğraf çekenler de
oluyor. Bu gibi durumlarda insan rahatsız oluyor tabii, şu an senelerdir göz
önünde olan insanların neden kimi zaman “Özel alanıma saldırılıyor” diye isyan
ettiklerini daha iyi anlıyorum.

Sevenlerinizden nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Cimbom karakteri gerçekten çok sevildi. İyi
tepkiler, övgüler alıyorum. Bu durum beni çok mutlu ediyor. Daha iyi olmak için
de elimden geleni yapıyorum.

 “EN
SIKI TAKİPÇİLERİM KIZLAR”

Diziyle birlikte erkeklerden gördüğünüz
ilgi daha da artmış olsa gerek. Başınıza ilginç şeyler geliyor mu bu konuda?

Dizinin izleyici kitlesi çok genç, çocuklar
ve liseli gençler. Ama beni takip eden insanlar genelde kızlar. Kız hayranlarım
daha fazla. Bana twitter üzerinden mesajlar gönderenler hep genç kızlar, en
sıkı takipçilerim onlar.

Güzelliğe çok önem verir misiniz yoksa daha
doğal olmayı mı tercih ediyorsunuz?

Doğal olmayı tabii çok daha fazla
seviyorum. Kendi saç rengim açık kahve, “Keşke kendi saç rengim olsa” diyorum
bazen. Ama Cimbom sarışın, yapacak bir şey yok mecbur sarı renge boyatıyorum
(gülüyor).

Günlük yaşantınızda neler yapıyorsunuz,
nasıl vakit geçirmekten hoşlanıyorsunuz?

Sevdiğim insanlarla gezip dolaşıyorum.
Birçok film ve dizi izliyorum. Sergiler geziyorum.

Sergilere ilginiz var. Peki, sanatın başka
dallarına da merakınız var mı?

Sanatın birçok dalına meraklıyım. Psikoloji
okurken sanat terapisine merak sarmıştım. Bir süre araştırdım. Sanat hakkında
daha çok bilgim olsun istedim İstanbul Modern’de verilen “Sanat Tarihi”
seminerlerine katıldım. İlgim böyle başladı, sonra daha da ilerledi. Sanatı
takip ettikçe, sergileri, seminerleri gezdikçe sanat çevresinden arkadaşlar
edindim. Bir sanat galerisinde çalışmaya başladım. Onlarla yurt dışı fuarlarına
katıldım, Türk sanatçıların yurt dışında açtığı sergileri gezdim. Çok güzel bir
çevrem oldu. Türkiye’nin en değerli ressamları, artistleri benim arkadaşım.
Hala o çevremi koruyorum, sergi açılışlarını kaçırmamaya, sergileri gezmeye
özen gösteriyorum.

Peki, başka bir proje var mı yakın bir
zamanda?

Pis Yedili’de Cimbom’u canlandırmaya devam
ediyorum. Yüksek izlenme oranları sağ olsun, uzun soluklu bir dizi olacağa
benziyor.

Eda Ece’ye bu keyifli röportaj için teşekkür
ediyoruz.

Röportaj: Nilay Uzun İnan

  

Leave a Reply