Psikolog Güllüoğlu Açıklaması ‘Ruh Hasta Olmazsa Beden Hasta …

Psikolog Güllüoğlu Açıklaması 'Ruh Hasta Olmazsa Beden Hasta Olmaz'

Medicana International İstanbul Hastanesi doktorlarından Uzman Klinik Psikolog Melis Çekiç Güllüoğlu, fiziksel ve psikolojik hastalıklar arasındaki bağlantıyı ve ruh dolayısı ile de beden sağlığımızı korumak için neler yapmamız gerektiğini yazdı.

Sokrates’in bundan binlerce yıl önce söylediği gibi “Baş olmadan göz, beden olmadan baş tedavi edilemeyeceğine göre; beden de ruh göz önüne alınmadan tedavi edilemez” diyen Güllüoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Beden ve ruhun karşılıklı etkileşimleri günümüzde ne yazık ki psikiyatri ve psikoloji alanında en dirençli hastalık grubunu oluşturuyor. Bu durumu en genel tanımıyla psikosomatik hastalıklar olarak tanımlayabiliriz. ‘Psyche’ (ruh) ve ’soma’ (beden) arasındaki uyumun bozulmasıyla psikosomatik hastalıklar ortaya çıkıyor. Bir hastalığa psikosomatik diyebilmek için ortada bedensel-organik bir hastalığın bulunması ve hastalığın psikolojik tetikleyicisinin olması gerekiyor. Psikosomatik rahatsızlıkların tanımını yapmadan önce gündelik yaşamda çok sık duyduğumuz bazı cümlelerden örnekler vermek istiyorum: ’İki gündür çok canı sıkıldı, tansiyonu yükseldi’ veya ’Annem bir ay boyunca çok üzüldü, sonunda şekeri yükseldi’ gibi cümleler. Bunun anlamı: Ruh ve beden birlikte hastalanıyor. Ama burada önemli olan ruhsal bir nedenin bedensel bir hastalığa yol açması veya tetiklemesi. Yani bir hastalığa psikosomatik diyebilmek için birtakım koşulların oluşması gerekiyor."

SIKILINCA, ÜZÜLÜNCE TANSİYON YÜKSELİYOR

Öncelikle ortada bir beden hastalığı yani organik bir hastalık olması gerektiğini anlatan Güllüoğlu, şöyle konuştu:

"Bu organik hastalık da stresle veya stres dışı bir nedenle, kişinin kendi içinde yaşadığı bir ruhsal mekanizma ile oluşmalı. Geçici olmaktan çıkıp fonksiyonel ve devamlı bir hastalık durumuna dönüşmeli. Bu tanıma uyan hastalıklara ‘psikosomatik hastalık’ diyoruz. Ülser, kolit, barsak iltihabı, sedef, yüksek tansiyon hatta kanser gibipek çok hastalık bu gruba dahil. Örneğin kişi gelir "Son zamanlarda ne olduysa çok içim sıkkın. Tansiyonum çok yükseliyor" der. Hakikaten bakarsınız günlük tansiyon değerlerinde belirgin bir artış vardır.Kişi önce kendini neşesiz ve kötü hissediyor, bir süre sonra da soruna eşlik eden beden şikayetleri başlıyor. Örneğin bir tansiyon hastası. Çok klasik, enseden başlayan bir baş ağrısı ortaya çıkıyor. Kan yağları, tansiyonu yükseliyor. Bir süre sonra bu etkiler kişide rutin bir reaksiyon haline dönüşüyor. Yani vücut aynı uyarana her seferinde aynı yanıtı veriyor. O zaman artık bu durum bir hastalık haline geliyor. Artık ne zaman heyecanlansa, ne zaman bir şeye canı sıkılsa tansiyon tıpkı tetikleyici bir düğmeye basar gibi otomatik olarak yükseliyor."

GEVŞEME YÖNTEMLERİNİ ÖĞRENİN

Sonuç olarak hepimiz hayatımızın belirli dönemlerinde strese yenik düşüp rahatsızlıklar geçirebiliyoruz. Ancak bedensel rahatsızlıkların tetiklenmesinde temel unsur genetik yapı. Genetik yatkınlık ve kişilik yapısı böyle bir rahatsızlığa yatkınsa, bir takım hastalıklar ortaya çıkıyor. Zaten bu iki faktör yoksa o zaman bu stres faktörleri, filtreden geçip vücuda zarar vermeden geldikleri gibi gidiyor. Bu hastalıkla başa çıkabilmek için öncelikle kişinin gevşeme yöntemlerini öğrenip stres faktörleri arttığı dönemlerde bunları işlevsel olarak kullanması gerekiyor.

Leave a Reply