Özgecan Aslan’ın katili Suphi Altındöken’in ifadeleri

Mersin’in Tarsus İlçesi’nde hunharca cinayete kurban giden Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan’ın katil zanlısı minibüs sürücüsü 26 yaşındaki Suphi Altındöken’in Jandarmada verdiği ifadeler kan dondurdu.

Türkiye’yi gözyaşına boğan vahşeti soğukkanlılıkla anlatan Altındöken ifadesinde, Özgecan’a önce tecavüz etmek istediğini, bunu yapamayınca da bıçaklayıp, son darbe olarak kafasına levye ile vurup öldürdüğünü anlattı. Canavar,  "Cesedi ortadan kaldırmak için üzerine benzin döküp çakmağı çakıp yaktım. Çünkü gömmeye zamanımız yoktu" dedi.

Mersin’in Tarsus İlçesi’nde 11 Şubat günü ortadan kaybolan ve 13 Şubat’ta yakılmış cesedi bulunan Özgecan Aslan’ın öldürülmesi, tüm Türkiye’yi ayağa kaldırırken, katil zanlısı Suphi Altındöken, sorgusunda suçunu itiraf edip cinayeti nasıl işlediğini soğukkanlılıkla en ince detayına kadar anlattı.

’DİRENEREK TECAVÜZ ETMEMİ ENGELLEDİ’

Anlattıklarıyla sorguyu yapan görevlilerin bile kanını donduran katil zanlısı Suphi Altındöken, Özgecan Aslan ile kız arkadaşını Tarsus’taki AVM önünden aldığını, diğer kızın yolda indiğini belirterek, hava kararmak üzereyken vahşete uzanan korkunç dakikaları şöyle anlattı:

"Özgecan ’Mersin’e gideceğim’ dedi. Ben D-400 karayolu yerine Hal Kavşağı’ndan otoban istikametine gittim. Özgecan ters yöne gittiğimi daha sonra fark etti, bana bağırmaya başladı. Ben de biraz gittikten sonra aracı kenarda durdurdum tecavüz etmek amacı ile saldırdım. Ancak boğuşmaya başladık, bu sırada cebinden çıkardığı biber gazını yüzüme sıktı, tırnakları ile de yüzümü parçaladı. Direnerek tecavüz etmemi engelledi. Bu sırada tırnaklarıyla yüzümü parçalayarak canımı çok yaktı. Bir anda kendimi kaybettim. Araçta bulunan bıçağımı rastgele sallamaya başladım. Sinirden korkudan ne yaptığımı hatırlamıyorum. Kaç defa sapladığımı hatırlamıyorum. DNA testinde delil bırakmamak için de iki elini bileklerinden kestim, cesedi yaktım."

BABAMI VE FATİH'İ ALDIM

"Bıçakladıktan sonra ölmediğini gördüm ve araçta bulunan levye ile kafasına defalarca vurmaya başladım. Öldükten sonra da aracın içerisine gizlediğim cesetle tekrar Tarsus şehir merkezine geldim. Babamı ve arkadaşımı alarak, cesedin ortadan kaldırılması ve geride hiçbir ipucu bırakmamak için de yakmamız gerektiğini söyledim. Babam Necmettin ve arkadaşım Fatih Gökçe ile eski Ankara D-750 karayolu Çamalan Köyü’nün yakınlarında bulunan Alman Mezarlığı bölgesine gittik. Babam ve arkadaşımın yardımıyla araçtan cesedi indirip Cin Deresi kenarına bıraktık. Üzerine benzin döküp, çakmağı çaktım. Cesedi ortadan kaldırmak için yaktım. Çünkü gömmeye zamanımız yoktu. Cesedin yakılmasını ben istedim, çünkü bulununca tanınmaz diye düşündüm."

YAKALANACAĞINI İNTERNETTEN ÖĞRENMİŞ

İfadesinde cesedi yaktıktan sonra dönüşte trafik denetimi yapan jandarmayla karşılaştıklarını belirten Suphi Altındöken, son olarak şunları anlattı:

"Jandarma aracını görünce çok panikledik. Yakalanmamak için de sakin olmak için aramızda konuştuk. Kontrol noktasına geldiğimizde otobana nereden çıkacağımızı sorduk. Jandarma erinin tarif ettiği yön yerine başka tarafa gitmeye karar verdik. Bu sırada arkamızdan gelen jandarma, aracı kenara çekip, neden tarif edilen yön yerine başka yöne gittiğimizi sorup aşağıya indirdi. Aracın içinde bir yerinde kan lekesi gören jandarmaya, ’İki müşteri kavga etti, bu nedenle onların kanı’ dedik. Ancak, kuşkulandıkları için gözaltına alıp Tarsus İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürdüler. Jandarma yaptığı araştırmadan sonra Sabah saat 05.00’te bizi serbest bıraktı. Daha sonra aracı babama teslim edip onlardan ayrıldım.

İNTERNETTEN OKUYUNCA PANİKLEDİM

Öğle saatlerinde ise telefonumdan internete girince babamın ifadesi ile Özgecan’ın cesedinin bulunduğunu öğrendim. Çok aşırı panikledim. Gün boyunca şehirde gezdim. Akşam saatlerinde yakalandım."

SORUŞTURMA ÇOK YÖNLÜ SÜRÜYOR

Suç ortakları babası 50 yaşındaki Necmettin Altındöken ile arkadaşı 20 yaşındaki Fatih Gökçe’nin başka suçlara karışıp karışmadığı yönündeki soruşturma da sürüyor.


BU VAHŞETİN CEZASI NE?

Çağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yücel Ertekin şöyle konuştu: "Peşinen bir hüküm vermemiz söz konusu değil ama  görünen tabloya bakılırsa ceza yasamızdaki ’hunharca hislerle öldürme’ ile yargılanacak. Cezası sadece ömür boyu hapis değil, ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasıdır. Suçu sabit görüldüğünde İnfaz hukukuna göre de cezasını çekecektir. Şüphelilerin basından öğrendiğimiz fiillerine göre katmerli, katmerli ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezalarının öngördüğü hususlar var. Ama neticeten ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezası ile cezalandırılır. Ağırlaştırılmış hapis cezasının ömür boyu hapis cezasına göre en belirgin farkı, aflardan yararlanamayacak olmasıdır. Hukukumuzdaki en ağır ceza budur"

Müebbet hapis ile ağırlaştırılmış müebbet arasındaki en önemli fark, müebbet hapis cezası alan kişilerin 30 yıldan sonra veya af çıkması durumunda salıverilebilmeleri, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanların ise hiçbir aftan yararlanamamaları ve ömür boyu hücre içerisinde hapis yatmaları. Ağırlaştırılmış hükmü alanların cezalarının nasıl infaz edileceği ise ilgili yasa ve tüzükte belirtilen yaptırımlarla uygulanıyor.

CANİ DNA İZİNİ BİLE HESAPLAMIŞ!

Minibüste Özgecan’a tecavüze kalkışan Suphi Altındöken, genç kız biber gazı sıkıp direnince bıçaklayıp öldürdüğünü ve sonra da babası ile arkadaşını çağırıp cesedi yaktıklarını söyledi Sorgusunda ’Özgecan’ın ellerini neden kestin?’ sorusuna Altındöken, “Boğuşmada yüzüme tırnaklarını geçirdi. Tırnaklarının arasında DNA örneğim kalmasın diye kestim” yanıtını verdi

Mersin’in Tarsus İlçesi’nde bindiği minibüste tecavüze kalkışılıp bıçaklanarak öldürüldükten sonra, cesedi ormanlık alanda yakılan üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan’a yapılanlar Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Ancak cinayet zanlısı olarak tutuklanan, minibüs şoförü Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe’nin ifadeleri ise vahşeti gözler önüne serdi.

Perşembe gününden beri kayıp olan Özgecan Aslan’ı arayan Jandarma yol soran bir minibüsten şüphelenmiş, yapılan aramada minibüsün içinde kan izlerine rastlanmıştı. Minibüste bulunan kadın şapkasının Özgecan Aslan’a ait olduğu babası tarafından teşhis edilince sorguya alınan 2 şüpheli cinayeti itiraf edip cesedi attıkları yeri göstermiş, Özgecan’ın cesedi dere yatağında yüzü ve vücudunun bir bölümü yanmış halde bulunmuştu. Cinayet şüphelisi Suphi Altındöken de polis ve jandarmanın operasyonuyla önceki gece gözaltına alınmıştı.

BİBER GAZI SIKINCA BIÇAKLADI

Evli ve 1 çocuk babası olan minibüs şoförü Suphi Altındöken’in olay günü minibüste son yolcu olan Özgecan’a tecavüze kalkıştığı, D-400 karayolundan Mersin’e gitmesi gerekirken güzergah değiştirerek Tarsus-Mersin otoyoluna saptığını, 3 kilometrelik bağlantı yolunun ortalarındaki sakin bir bölgede minibüsü durdurduğunu ve olayın orada gerçekleştirdiğini belirtti. Genç kız biber gazı sıkıp direnince bıçakladığını, ardından da başına minibüste bulunan bir demirle vurarak öldürdüğünü belirten Altındöken’in cinayetin ardından minibüsteki cesetle tekrar Tarsus’a döndüğünü söylediği belirtildi. Altındöken cesedi yok etmek için eski kuyumcu olan babası 50 yaşındaki Necmettin Altındöken ve arkadaşı 20 yaşındaki Fatih Gökçe’nin yardım ettiğini, cesedi ormanlık alanda yaktıklarını söyledi. Şüphelilerin genç kıza tecavüz edip etmediği yapılan otopsinin sonucuna göre belirleneceği kaydedildi.

O cani DNA izi kalmasın diye kesmiş
Suphi Altındöken’in Aslan’ın boğuşma sırasında yüzünü tırmalaması nedeniyle, tırnaklarının arasında DNA örneğinin kalmaması için her iki elini de bileklerinden kesip kollarından ayırdıktan sonra yaktığı ortaya çıktı. Olay yerinde yapılan incelemede Özgecan’ın cesedinin yanında bulunan iki elinin de büyük oranda yandığı belirlendi. Sorgu sırasında, ’Özgecan’ın ellerini neden kestin?’ sorusuna soğukkanlı yanıt veren Suphi Altındöken, “Boğuşma sırasında yüzüme tırnaklarını geçirdi. Ben de tırnaklarının arasında DNA örneğim kalmasın diye kestim” yanıtını verdi.
KAYNAK: Ajanslar

Leave a Reply