Öfke, yalnızlık, üzüntü ve endişe

Duygusal yeme sorununun temelinde bazı duygular yatıyor. Bu duyguların yoğunluğuna göre de yeme davranışı ortaya çıkıyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Psikoloji Bölümü Uzman Klinik Psikolog Nuray Sarp Kulkara; öfke, yalnızlık, üzüntü ve endişe olarak dört başlıkta ifade edilen duyguların yeme davranışını belirlediğini ifade ederek, bu duygularla başa çıkmanın mümkün olabileceğini söylüyor. Duygusal yeme sorununa yol açan dört duygunun aslında çok fazla tehlikeli olduğunu açıklayan Kulkara, bu duygularla başa çıkma stratejileri hakkında da şu bilgileri veriyor:

BOL BOL YÜRÜYÜN!
Öfkelendiğinizde yememek için neler yapabilirsiniz?
Öfke en basit fark edilen duygudur. Öfkelenince ne hissettiğinizi yazın. Duygularınızın farkına varın.
En son öfkelendiğiniz süreyi hatırlayıp adım adım neler yaptığınızı düşünün.
Öfkelendiğinizde tartışıyorsanız ara verin. Bunu bir davranış modeli haline getirin.
Öfkelenince bol bol yürüyün. Yürümek öfkeyi azaltır.
Gerçekten sebep öfkelendiğinizi kendi kendinize arıza .
Yedikleriniz sorunlarınızı çözdü mü? Tekrar hatırladığınızda öfkeleniyorsanız, arıza çözülmemiş demektir.
Çok güldüğünüz bir komedi dizisi varsa izleyin.
Koşuya çıkın.
Duş alın.
Sakin ve sizi sakinleştiren bir arkadaşınız varsa konuşun.

ARKADAŞLARINIZI ARAYIN
Yalnızlık anlarında yemek yememek için neler yapabilirsiniz?
Yalnız olmadığınız ve kendinizi kıymetli hissettiğiniz anılarınızı hatırlamaya çalışın.
Hissettiğiniz izolasyon algısal olabilir. Sizinle konuşabilecek yakın arkadaşlarınızı arayın.
Yalnız olduğunuz süreyi kıymetli kılın. Yoga, meditasyon gibi içe yolculuk tekniklerini deneyin.
Yalnızlığı güzel anlara dönüştürün. Kendiniz için keyifli bir şeyler yapın.
Dünyada herkesin bu hissi bildiğini kendinize hatırlatın.

ağlamak sizi rahatlatır
Üzüntülüyken yemek yememek için neler yapabilirsiniz?
Üzüldüğünüz konuyu sesli bir biçimde anlatın ve yaşadığınız olayın hâlâ ilk anki kadar acı verip vermediğine karar verin.
Olayla alakalı değiştirebileceğiniz bir kısım var mı? Şayet varsa harekete geçin.
Üzüntünün olağan bir duygu olduğunu kendinize hatırlatın ve yemeklerin bunu geçirmeyeceğini, zihninizdeki anlamlara ihtiyacınız olduğunu bilin.
Ağlayın. Ağlamak eğer depresyonda değilseniz sizi rahatlatacaktır. Ağladıktan akabinde dahi rahatlayamıyorsanız, kesinlikle uzmana görünün.
Destek alabileceğiniz arkadaşlarınız, yakınlarınız varsa acınızı paylaşın.

GÖZÜNÜZÜ KAPATIP NEFES ALIN!
Kaygılıyken yemek yememek için neler yapabilirsiniz?
Kaygının hakikat olup bulunmadığı sorgulayın. Kötü hissetmeniz gerçekten de hadiselerin olumsuz olduğu manasına gelmez.
Sakinleşin. Gözünüzü kapatın ve derin bir nefes alın. Nefes alıp vermeyi yavaş yavaş sürdürün.
Unutmayın; yemek yemek uzun vadede sizi olumsuz etkiler. Karşılaştığınız üzücü olaylardan kaçmayın. Zira kaçmak yemeyi gerektirir.
Sorunu çözmek için bir kağıt kalem alın ve düşüncelerin gelişimini aşama aşama yazın. Belki de kaygılarınızın gereksiz olduğunu kavrayacaksınız.
Yazdıklarınıza kesinlikle göz atın. Çözebileceğiniz bir yol görebiliyor musunuz?
Aklınıza gelen olumsuz olayla tümüyle baş ettiğinizi hayal edin.

'YALNIZLIĞI BONİBONLARIYLA YİYEN ÇOCUK'
Nedensiz yemek yemenin en mühim sebeplerinden birinin yalnızlık olduğunu açıklayan Nuray Sarp Kulkara, bu kavramın herkese göre değiştiğini de vurguluyor. Yalnızlık ile üzüntünün birbiriyle bağlantılı düşünüldüğü sürece problemin devam edeceğini ifade eden Kulkara, "Yalnızlık mutsuzluk değildir. Yalnız insanlarla alakalı fikirlerimiz korkutucu olduğu sürece yiyeceklerle sevinçli olmaya çalışırız. Oysa mutluluk her anı itiraf etmektir" diyor. Çok yalnız olduğunu düşünen, bu nedenle de yemek yiyen 32 yaşındaki Kaan'ın kısa öyküsüne de ortam veren Kulkara, bu öyküyü şu şekilde paylaşıyor: "Kaan bonibonla tanıştığında dokuz yaşındaymış. Arkadaşları kendisiyle küsünce, annesi sevinsin diye ona yemesi için rengarenk bonibonlar vermiş. Bonibonla yalnızlığını unutan Kaan'da bu bir isteğe dönüşmüş."

Leave a Reply