Nurhayat Kınay Özel Röportaj

Published on February 23, 2012 by admin   ·   No Comments

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Psikoloji alanında lisans derecesi, University of Pittsburgh’tan Okul Oncesi Eğitimi alanında master derecesi, Pennsylvania State University’den Eğitim ve Programlama alanında doktora, ve yine aynı üniversiteden Uygulamalı Klinik Psikoloji alanında master eğitimi aldı. Psikoloji, eğitim ve kişisel gelişim alanlarında geniş bir deneyim yelpazesine sahip olan Dr Öğrenir, bir süre Türkiye’de psikologluk ve bir özel eğitim kurumunun müdürlüğünü yaptı.

Daha sonra Amerika’da Health South Rehabilitasyon Hastanesinde psikolojik yardımcı olarak görev aldı. Burda depresyon, panik atak, şizofreni, hiperaktivite, hafıza kaybı ve benzeri tanıları olan hastalarla çalıştı. Bunların yanısıra eğitim alanında da faal olan Dr Öğrenir, bir süre okul sonrası program yöneticiliği ve öğretmenlik yapmış ve çeşitli eğitim projelerinde aktif roller üstlenmiştir. Halen City University of New York’ta yardımcı doçent olarak gorev yapmaktadir. Dr Öğrenir bunun yanısıra, Atlantic Kişisel Gelişim ve Eğitim Hizmetlerinin kurucusudur. Bu kurum araciligiyla verdigi seminerle ve birebir destekle insanların stres dolu yaşamlarında denge sağlamalarına ve amaçlarına ulaşmalarında yardımcı olmaktadir..


 

- Burcin Hanim bize kisaca gecmisinizden bahseder misiniz? Nerede doğdunuz buyudunuz? Amerika’daki hayatınız nasıl başladı?

Adapazarı, Sakarya doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Sakarya’da aldım. Universiteyi ODTU Psikoloji bölümünde bitirdim. Amerika’ya tam 10 sene önce 2002′de Milli Egitim Bakanligi bursuyla geldim. Amerika’ya gelme plan ve istegim çok oncelerden vardı.Çünkü psikoloji alanında master programları o donemde Turkiye’de çok sayiliydi. Ben çok erken yasta,14 yasinda, psikolog olmayı kafasına koymuş biri olarak sürekli Amerika’ya gelip bu egitimi almanın yollarını arıyordum.

Çok gece ODTÜ bilgisayar laboratuvarlarında Amerika daki üniversiteleri, burs imkanlarını arastirirken sabahlamisimdir. Bu kadar ugrastan sonra, birgun ogrenci islerinin önünden geçerken Milli Egitim Bakanligi burslarının ilanını gördüm. Bir form doldurdum ve bir kaç ay sonra istedigim psikoloji alaninda olmasa da, okul oncesi egitimi alaninda bursu kazandığımın haberini aldım. Antalya’da çok sevdiğimiz bir aile dostumuzdaydik haberi aldığımda. Annemin ağladığını hatırlıyorum. Gideceğime çok üzülmüştü. Fakat ailem asla gitme demedi. Çünkü bu egitimi ne kadar istediğimi biliyorlardı. Ben hemen master programi başvurularına başladım. Yine de uçağa binene kadar bunun gerceklesecegine inanamadim. Hatta bu arada ODTU de Klinik Psikoloji masterına başladım. Sonra okullardan kabuller gelmeye başladı.

New York Üniversitesi (NYU), Columbia Teachers college, University of Pittsburgh gibi çok iyi okullardan kabul aldim. O zaman için 1100$ maaşla New York’ta ogrenci olmaya cesaret edemedim, University of Pittsburgh’a gittim. Cok da iyi bir egitim aldim. Yıllar sonra ogrenci olarak gelemedigim NYU’ya ders vermeye geldim. Bunun ayrı güzel bir keyfi oldu tabii ki.

Su anda neler yapmaktasiniz?

City University of New York’ta yardimci docent olarak calismaktayim. Ayni zamanda Atlantic Personal Development and Educational Services’in kurucusuyum. Bu cocuk gelisimi, iletisim, kariyer secimi ve benzeri konularda ozellikle Turk halkina bireysel destekle ve toplu seminerle yardimci olan bir kurum. Ayni zamanda Amerika’daki Turklerin psikolojisine yonelik bir arastirma yapmaktayim.

- Amerika’daki yaşamınız boyunca ne gibi zorluklar yasadınız?

Ben Amerika’ya gelirken hiçbir korkum yoktu; 23 yasinda civil civil bir genckizdim. Bu belki eğitimimi ortaokuldan beri İngilizce almamdan gelen bir rahatlik olabilir. Yine de aksanimdan, dilimin o zaman akıcı olmamasından, farklı kulturlerle ilk defa bir araya gelmekten kaynaklanan zorlanmalar oldu. Fakat ben bunları hep büyümeye yönelik adımlar olarak gördüm. Burda üniversitedeki hocalarım hep çok anlayışli ve destekleyiciydiler. Yaşadığım zorluklar daha çok özel hayatımla ilgiliydi. Ve bunlarla yuzlesirken bircok guzel dostluklar kurdum. Insanin aldigi destekle yurdundan binlerce kilometre uzakta da olsa kucuk bir yurdu olabilecegini gordum.

-Amerika’da yasamanın size kattıkları nelerdir?

Amerika benim için büyümenin bir beşiği oldu. Geldiğim ilk günden itibaren sayısız projede çok farklı insanlarla çalıştım. Her ne kadar çok iyi bir egitim almış olsam da, yaşadığım deneyimlerin bana en az o kadar katkı yaptığını düşünüyorum. Mesela ben cok cekingen ve utangac bir cocuk olarak buyudum. Fakat buradaki deneyimlerimle dengeli bir sekilde kendime guvenmeyi ve sınırlarımı görmeyi öğrendim.

Amerika’da hep bu sınırlarımı daha geniş hissettim. Sanki burda içinizden gelen, aklınızdan gecen çok şey mümkünmüş gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Özellikle New York’ta çalısmaya başladıktan sonra, çok başarılı ve isim yapmış insanların yakınlarında bulundukca, aslında hiçbirşeyin sihirli değnekle olmadıgını görüyorsunuz. Çalışarak, severek, isteyerek ve doğru stratejilerle dilediginiz amaçların çok yakınınızda olduğunu farkediyorsunuz.

Amerika’da edindiğim bir diğer ozellik de farkli gecmislerden, farkli kulturlerden veya cok farkli yasam tarzlarindan insanlarla iletisim kurabilme yetisi. Insanlari yargilamadan, oldugu gibi kabul etme ve ortak paydalarda bulusabilmek buyuk bir zenginlik. Tabii bu kaynasma biraz deneme yanilmayla olabiliyor. Basimdan gecen cok hos bir hikayeyi paylaşayım. Bir Pazar sabahi tanimadigim bir komsumun kapisinda “Happy 1st Birthday” (birinci yasin kutlu olsun) yazısına rastlamıştım. Ben de belki sebep olur da tanisiriz diye hemen bu kucuge hediye almaya giristim.

Legolarin, oyuncak trenlerin, bulmacalarin, kitaplarin arasindan bir oyuncak dinazoru sectim ve ozenle paketleyip kapilarina biraktim. Amerika’da adettir, hediyeye tesekkur karti gonderirler. Bir hafta sonra heyecanla actigim tesekkur kartinda dogumgununun bir kopege ait oldugunu ogrenmistim. Her defasinda hatirlayip gulerim ya lego seti almis olsaydim diye.
Amerikada sosyal networkun de ne kadar etkili oldugunu ogrendim. Cok farkli cevrelerden insanlari tanimak ve uzerlerinde olumlu bir intiba birakabilmek; ilerde hic beklemediginiz bir zamanda size isinizi ilerleten bir etken olarak geri donebiliyor. Mesela benim New York’taki ilk isimi bulmamda, ta Pittsburgh’da masterdaki hocamın burda bir egitim kurumunda yonetici olarak calismasi ve benim hakkımda olumlu sözleriyle cevresine ozgecmisimi gondermesi vesile olmuştur. Sonrasında ise bir hizla New York’da özellikle egitim alanındaki akademik ortamda kendi network zincirimi oluşturdum. İnsanlar deneyimleriniz ve eğitiminiz ne kadar iyi olursa olsun, kendi güvendikleri biri tarafından sizi tanıyinca kapılarını acıyorlar. Bana boylesine hem kariyerimde hem de ozel yasantimda zaman zaman ortaya cikip, hicbir beklenti tasimadan kapilar acilmasina vesile olan bazi insanlar var. Ben bunlara gizli kahramanlarim diyorum.

-Amerika’da bulunduğunuz süre boyunca iki farkli alanda Master egitimi, doktora; farklı alanlarda öğretmenlik, yoneticilik, Atlantic Kisisel Gelisimi kurma, sonrasında bir Learning Center (öğrenme merkezi) girisiminde bulunma, radyoculuk gibi çok yollarla kendi mesleginizle çok başarılı projelere imza attiniz. Bir kadin olarak bu basarınızın sırrı nedir?

Ben daha gidilecek yolun çok basında olduğunu düşünüyorum. Fakat halihazirda atılan adımları basarı olarak nitelendiriyorsaniz ne mutlu. Belki de başarının benim için sırrı burdan başlıyor. Asla bu yolun sonu, durmaliyim demiyorum. Çünkü ben iki alanda çalışıyorum; egitim ve psikoloji. Herikisinde de ihtiyac bitmiyor.

Üniversitedeki akademik kariyerimde kaliteli egitime yönelik farklı metodlar peşindeyim. Bu amaçla özellikle duygusal zekanin eğitimciye ve ogrenciye etkisine yönelik çalısmalar yapmaktayım. Bununla birlikte ogrencilerimle olan iliskime buyuk ozen gosteriyorum. Ogrencilerim dersleriyle ve basarilariyla ilgili herhangi bir konuda benim odama gelip rahatlikla problemlerini paylasabiliyorlar. Hatta bu donem kendi aralarinda bolumdeki butun dersleri benim vermem icin imza topladilar. Onlarin hayatlarina pozitif etki ediyor olabilmak cok guzel.

Kisisel gelisim alanindaki calismalarimda da aslinda benzer bir misyon ustleniyorum. Atlantic’te verdigimiz hizmetlerde her insanın yasamda ilerlemesine ket vurmuş engelleri kaldırıyoruz ortadan birlikte. Karşındaki insanın kuskun, ümitsiz bir kişilikten, pozitif ve geleceğe güvenle bakan biri haline dönüşmesine şahit olmak mükemmel bir keyif.Bu alanlarda sürekli kendimi geliştirme, ve çalıştığım insanlara daha faydalı olmanın peşindeyim.
Başarılı olmak için diğer bir gereklilikse bizzat bu motivasyon.

Sizi isinize bağlayan, onu sizin için anlamlı kılan bazı seyler olmalı. O yüzden bana kariyer secimi ile ilgili sorular yöneltenlere hep sunu söylüyorum “Kariyer evlilik gibi hatta bazen daha zordur. Her ikisinden de donus cok zor oluyor ve omur boyu sizin bir parcaniz olabiliyor. Mesleginiz isminizin yanına soyadınız gibi mesleğiniz ekleniyor: doktor, kuaför, psikolog.” Ben bu meslegi sectigime cok memnunum.

Basariyla ilgili son olarak bende temsil etme duygusu cok etkili oldu. Mesela, gecen gun biri Hint asilli digeri Japon asilli Amerikali iki is arkadasim farkli zamanlarda/mekanlarda benim Turkiye’den oldugumu ogrendiklerinde buyuk bir heyecanla Turkiye’ye Turklere ne kadar cok sevgi beslediklerini, daha once Turkiye’yi ziyaret ettiklerini, Turk insanini cok sicak bulduklarini ve bunun gibi nice guzel dusuncelerini soylediler. Bu gibi guzel tepkilerle her karsilastigimda benden once boyle guzel iz birakanlar her kimse onlara minnet duyuyorum.

Önyargılarla dolu dunyada yasami oyle kolaylastiriyor ki…Sonra gozlerindeki, yureklerindeki bu guzel imaji nasil korurum endisesine kapiliyorum. Amerika’da Turk olmanin kacinilmaz yani tasidigimiz bu temsil yuku… Her nekadar hepimiz birey olsak da, her attigimiz adim ismimizden once Turk olmamiza mal ediliyor, ve bizden sonraki Turkiye’den olan insanlardan da benzer davranis beklenebiliyor. Kendi adima bana baktiklarinda ismimden, soyledigimden, giydigimden once “Turk kadini” olarak algilanmak once bir sarsiyor, sonra bir guc veriyor. Sadece bize degil, bizden sonraki nesillere acilacak kapilar bizim biraktigimiz izde olacak…

-Amerika’daki Turklerin psikolojisi ile ilgili bir arastirma icinde oldugunuzdan bahsettiniz. Peki bu konuda neler soyleyebilirsiniz?

Amerika’da yasam surdurme Turk insanini farkli kademelerden geciriyor. Kadin, erkek, cocukve aile, herbiri farkli etkileniyor. Mesela evli bayanlar eger ingilizce bilmiyorsa, ev disinda baska bir ugraslari yoksa ve bu sekilde eslerine bagimlilarsa cok kisa bir surede depresyona girebiliyorlar. Erkekler ise bu ulkeye geldiklerinde once siklikla hayal kirikligina ugruyorlar.

Çünkü Turkiye’de iyi bir mevkiden gelip burda benzin istasyonu ya da pizzaci gibi alisik olmadiklari ortamlarda calismak durumunda kalabiliyorlar. Bu kendilerine guvenlerini ciddi bir sekilde zedeliyor ve eslerine karsi hircinlasabiliyorlar. Cocuklara gelince; onlar Turkiye’den farkli olarak sadece anne ve babalarinin ilgi ve sevgisiyle yetinmek durumundalar. Turkiye’deki gibi es, dost, akraba ilgisi ve sevgisi burda yok. Bu da cogu zaman yeterli olmuyor.

Bir de uzerine Turkce dili ve bazi ahlaki degerlerimiz gibi temel kimlik ogelerinden uzak kalirlarsa, ergenlikte bocalayip cok ciddi sorunlar yasayabiliyorlar. Bunlar madalyonun kara yuzu. Diger tarafta da Turk insani tum bu problemlerin farkinda olup, hayatini iyi duzenler, sabirli ve kendine guveven bir sekilde hareket ederse cok guzel bir hayat surebiliyor. Burda Turkler olarak birbirimize destek olma, farkli vesilelerle bir araya gelip baglari kuvvetlendirmenin etkisi cok buyuk. Kendimizi ne zaman izole etsek, o zaman problemler basliyor.

- Bundan sonraki projeleriniz, amaclarımız ve hayalleriniz neler?

Dediğim gibi bundan sonra gidilecek yol daha fazla. Benim islerimin,uzmanlığının her ikisi de insanla. Öncelikle her iki alanda da kendimi geliştirmeye devam edeceğim. Akademik anlamda bilimsel yayınlar hazirligindayim. Su anda çalıştığım universitede okul oncesi egitim bölümünu yeni kuruyoruz. Bu programı New York’ta ve belki Amerika’da en iyi programlardan biri yapma cabasindayiz.

Psikoloji ve kişisel gelişim alanlarında ise sürekli yeni projelere girişiyorum. Su anda cocuk gelişimine yönelik 1-2 kitap hazirligindayım. Türkiye’de turk uzmanlar tarafından yazılmış psikoloji, kişisel gelişim ve cocuk gelişimi kitapları çok kısıtlı. Aileler ise gün geçtikçe bilincleniyor ve bu tip yayınlara ihtiyac büyüyor. Buna katkıda bulunabilmek istiyorum. Atlantic Kisisel Gelisim Amerika olarak ise cocuk gelisimi ve psikoloji alanindaki seminerlerimizi daha periyodiklestirme ve yayginlastirmak uzereyiz. Su anda New York, New Jersey, Pennsylvania ve Connecticut’ta egitimlerimiz farkli araliklarla gerceklesmekte. Yine bununla birlikte daha fazla insana yasam kocluguyla bireysel destek saglama yolundayız.

Ayni zamanda Atlantic Kisisel’in alt projesi olan NİSAN Learning egitim projelerini daha fazla ihtiyacı olan kitlelere ulaştırma cabası icerisindeyiz. Gecen sene bu amaçla büyüklere yonelik ingilizce kurslari duzenledik. Ozellikle cocuklu anneler icin minik bir kresimiz vardi. Sonrasında bu programı evde ozel ders olarak gelistirdik. Cocuklara yönelik ise KİDXPRESSİON ve KİDXPERİMENTS adları altında çocukların kişilik gelişimi , duygusal zeka, matematik ve fen gibi alanlarda gelişimine yonelik programlarimiz var. Bunlar kendi geliştirdiğimiz, çok benzeri olmayan etkin programlar. Bu programları hem Amerika’da yaygınlaştırmak hem Turkiye’ye ulastirabilmek için adımlar atıyoruz. Su anda bu amaçla Türkiye’de birkaç ozel egitim kurumuyla irtibat halindeyiz.

- Turkiye’ye yonelik projeleriniz var. Peki Turkiye’ye dönmeyi düşünüyor musunuz?

Aslında çok yakın zamana kadar düşünmüyordum. Ozellikle ailem israrla gelmemi istiyor olsa da, Türkiye’de bu kadar hareketli olamamaktan endişeleniyordum. Sanki orda yapmak istediklerime daha katı engeller çıkacakmış gibi bir anlayışım vardı. Fakat bu yavaş yavaş değişiyor. Gecen seneki seyahatimde Türkiye’yi çok değişmiş buldum. Akademisyenlere ve iyi psikologlara çok ihtiyac olduğunu gördüm. Bu gidisimde Istanbul’da psikolog olarak hasta gormeye basliyorum. Artık olası şartlar dahilinde Türkiye’de bir gelecek tasarlayabiliyorum. Benim isim insanla. Nerde en çok ihtiyac varsa ben oradayim.

Peki okurlarimiz sorulari ve sizden yardim almak icin size nasil ulasabilirler?

Emailim burcinogrenir@yahoo.comTelefon 646 LIFE IN U yani 646 543 3468Facebooktan Atlantic Kisisel Gelisim Amerika’ya uye olurlarsa, faaliyetlerimizi takip edebilirler.

  • Print
  • Digg
  • StumbleUpon
  • del.icio.us
  • Facebook
  • Yahoo! Buzz
  • Twitter
  • Google Bookmarks
  • LinkedIn
  • MySpace
  • email
  • Live
  • Webnews.de
  • Add to favorites
  • FriendFeed
  • MyShare
  • Google Buzz
  • RSS

Open bundled references in tabs:

Leave a Reply