Mehtap Kayaoğlu

Bugün sizlere yeni projemizden bahsetmek istiyorum:
Dijital Psikoloji

Biliyorsunuz günümüz dünyası internetle yatıp internetle
kalkıyor. Dünya dijital bir çağa geçti çoktan. Elektronik sistemler hayatımızın
her alanında yerini aldı. Haberleri bilgisayardan okuyor, bankacılık
işlemlerimizi akıllı telefonlarımızla yapıyor, evlilik teklifi götüreceğimiz
kişileri sosyal medya paylaşımlarından analiz etmeye çalışıyoruz.

Yatıyoruz internet, kalkıyoruz dijital ortamlar!

Günümüz böyle! İnternetle son yirmi yılda tanıştık
sayılır. Her eve, neredeyse her ele ulaştı. Raydan çıkmışlık seviyesinde
kullandığımız, usulüyle ilgili teknik bilgilere sahip olmadığımız için
kullanımından kaynaklanan sorunlar yaşıyoruz. Oysa doğru olanı, internetin
ruhunu anlayarak kullanmak, bizim için bağımlılık yapan ve yaşamımızı tehdit
eden riskli yanlarını kontrol altında tutmaktır. Böylece bilinçli kullanıcılar
olur çıkarız. Her geçiş dönemi sancılı olur.

İnsanoğlu ilk çağda ateşi bulduğunda “Eyvah! Bu insanı
yakıyor!” diye korkup üzerine su dökseydi, insanlık tarihi bu evrelere
ulaşamayabilirdi. Evet, ateş belki başlangıçta yanlış kullanım nedeniyle bazı
elleri yakmıştır; avncak zaman içinde ateşin fıtratının tanınması, usulüne
uygun kullanılması sayesinde verdiği zarar kontrol altına alınmış,
geliştirilerek çağ atlanmıştır.

Dijital çağın çocukları

Günümüz gençliği Z kuşağı olarak anılmaktadır. 2000’li
yıllarda doğan, hızlı öğrenen ve gelişim gösteren, teknolojiyle iç içe
kişilerden oluşan gruba Z kuşağı denir. Özellikle İndigo çocuklar ya da kristal
çocuklar olarak da anılan Z kuşağı, dijital teknoloji ile iç içe yaşayarak yeni
bir psikolojiyle tanışmamıza vesile oluyor: Dijital psikoloji.

Hızlı gelişim gösteren, eğitimde kendinden emin duruşları
ve kendi disiplinleriyle benzerlerinden ayrılan bu çocuklar, teknoloji çağının
yeni bireyleri olarak hayatımızda yerini almaktadır.

Teknolojiyle iç içe büyüyen bu çocuklar, bilginin ve
zamanın hızına çok kolay adapte olabilmeleriyle dikkat çekmektedirler. Z kuşağı
hız kuşağı olarak tanımlanmaktadır ve aileler bu çocukların gelişimine ayak
uydurmakta zorluk yaşamaktadırlar.

Özgüveni oldukça yüksek, zihinsel ve psikolojik açıdan
hızlı gelişen ve özellikle teknolojiyi çok rahat kullanabilen yeniçağın
çocuklarına yetişebilmek için aileleri ve kurumları dijital psikoloji
eğitimiyle bilgilendiriyoruz.

İki ayrı disiplinden iki ayrı anlatım!

Yıllardır dijital teknoloji ve psikoloji alanlarında
bireysel ve kurumsal çalışmalar yapıyoruz. Bu alanlarda hizmet veren kişiler
olarak biliyoruz ki; yaşanan sorunların ana nedeni, insanların dijital
teknolojiden korkmaları, onu günlük hayatlarının içine doğru şekilde kanalize
etmeyi bilmemeleridir.

Dijital teknolojiyle son yıllarda daha fazla iç içe zaman
geçiren insanımız maalesef herhangi bir dijital iletişimi “gerekli” olduğunu
düşünerek değil “korkutucu/ürkütücü” bir süreç olarak yaşamaktadır. Dolayısıyla
günlük hayatlarını kolaylaştıracak teknolojik gelişmelere karşı durarak, yeni
nesil gençlikle aralarında uçurumlar oluşmasına vesile olmaktadır.

Biz Dijital Psikoloji eğitimlerimizle “Dijital
teknolojiyi her bakımdan doğru şekilde kullanabilen bilinçli kullanıcılar ve
bilinçli ebeveynler” yetiştirmek için kolları sıvadık.

Gelecekte dijital teknoloji kullanımında bilinçli, sosyal
medya kullanımından bilinçli, kendinden memnun, ailesinden memnun, çevresinden
memnun, yaşadığı toplumdan memnun kaliteli bireyler yetiştirmek için şimdiden
bir şeyler yapmalıyız diye düşündük..! Ve Türkiye”de ilk defa iki yarı disiplin
olarak Dijital Psikoloji eğitimini hazırladık. İnternetin ruhunu teknik ve
psikolojik alanda masaya yatırarak profesyonel bir eğitim sunumu oluşturduk. Bu
eğitimleri belediyeler, valilikler, okullar ve benzeri organizasyonlar
aracılığıyla tüm ülkeye taşımak istiyoruz.

Son dönemlerde hızla yayılan gençlik bunalımları, oyun /
madde/ internet/ seks bağımlılıkları, aile içi şiddet, aile içi iletişimsizlik,
çocuklarda her türlü uyum ve davranış bozuklukları, internet suçları,
internetten üzerinden yaşanan çocuk istismarları ile karşılaşmaktayız.

Özellikle ortaöğretim çağındaki gençlerin sağlıksız
internet kullanımı nedeniyle, internet suçlarına ve istismarlara maruz
kaldıklarını biliyoruz. Ailelerinin iletişim sorunu ve kendi içine çekilmek
endişesiyle merkezimize başvurduğu pek çok gencin, internet tehditleri ve
internet istismarları nedeniyle depresyona girdiğini, hatta intihar ederek
sorununu çözmeye çalıştığını görüyoruz. İnternetin yanlış kullanımından
kaynaklanan psikolojik sorunlar her geçen gün artıyor.

Zihinsel ve psikolojik açıdan hızlı gelişim gösteren,
eğitime yatkın, özgüveni yüksek, analitik düşünme yetenekleri gelişmiş,
teknoloji kullanımına yatkın, ne istediğini bilen yeni neslimizde ortak dil
geliştirmek zorundayız. Aksi halde aynı evde yaşayan, bir arada olan ama
kalpleri farklı yerlerde atan insanlar haline gelmemiz kaçınılmaz olur.

İnternet kullanılmalıdır, kullanılacaktır. Önemli olan
onun olabildiğince sağlıklı ve doğru şekilde kullanılmasının sağlanmasıdır.

Cerrahın elinde hayat kurtaran neşterin, katilin elinde
can alması gibi, iyi kullanılan teknoloji geliştirir. Korkulan, kaygılanılan ve
uzağımıza atılan teknoloji bize zarar verir.

Çocukla birlikte, onun keyif alacağı iyi bir dijital
eğitim için dijitalpsikoloji eğitimlerinin gerekli olduğuna inanıyoruz.

Sevgiler...

Leave a Reply