Madde Bağımlığı El Birliği ile Çözülebilir

“Madde bağımlılığı konusunda aile ve medyaya çok iş düşüyor”

Röportaj: Dt. Mustafa Bilal ALKAN

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı, “2014 Türkiye Uyuşturucu Raporu”ndaki istatistikî veriler, uyuşturucu kullanımı ve bağımlılığının ürkütücü boyutlara ulaştığını ortaya koydu. Türkiye’de 2014 yılında 7’si kadın 232 kişinin doğrudan, 12’si kadın 416 kişinin de dolaylı olmak üzere 648 kişinin uyuşturucudan hayatını kaybettiği belirtildi. Öte yandan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Uçucu Madde Araştırma ve Tedavi Merkezi (UMATEM) Klinik Sorumlusu Doç. Dr. Kültegin Ögel’in, “Türkiye’de Madde Bağımlılığı” adlı kitabı, uyuşturucu bağımlılığının panoramasını sergiliyor.

Kitapta yer alan bilgilere göre,  madde bağımlısı olan aileler artık o hale geliyor ki “ölse de kurtulsak” diyorlar. Kitapta, madde kullananların genellikle boşanmış ailelerden geldiği, anne babanın ilgilenmediği ve sosyal destek sağlamadıkları ifade ediliyor. Sağlık çalışanlarına göre ise aileler, madde kullanan çocuklarına “tedavi olsun kurtulalım” gözüyle bakıyor, ancak onlarla ilgilenmiyor.

Konunun giderek ciddileşmesi üzerine bizde konuyu tekrar gündeme getirmek ve dikkat çekmek istedik.  Uzman Psk. Emine Demirkale ile, son günlerde giderek artan madde bağımlılığı ile ilgili söyleşi gerçekleştirdik.  İşte söyleşimizin ayrıntıları:

KULLANIM YAŞI GİDEREK DÜŞÜYOR

Günümüzde madde bağımlılığı giderek artıyor, eskiden birkaç tanesinin adlarını biliyorken şimdi sayısı giderek artıyor. Kimlere madde bağımlısı denir? Madde bağımlısının özellikleri nelerdir?

Maalesef madde bağımlılığı giderek artan bir problem haline geldi. Bunun birçok sebebi var. Bir insana madde bağımlısı diyebilmemiz için maddeyi sürekli düşünmesi, maddeyi kullanmak için sürekli arayışta olması ve kendini durduramaması gerekir. Kullanılan madde miktarı zamanla aynı etkiyi göstermez ve kişinin maddeye duyduğu ihtiyaç artar. Aynı zamanda madde bağımlısı bir birey maddeyi tüketemediği zamanlarda yoğun yoksunluk belirtileri yaşamaktadır. Bununla birlikte artan bir huzursuzluk, sabırsızlık ve gerginlik hallerine şahit olabiliriz.

AİLELERİN BİLİNÇLİ OLMASI GEREKİYOR

Sizce gençlerden ilkokul çocuklarına kadar inen “madde bağımlılığında” ana sorumlu kimdir? Aile-çevre-sosyal devlet?

Madde bağımlılığı konusunda sorumluluğu tek bir alana yüklemek doğru değildir. Ailenin, akran grubunun, medyanın ve devletin sorumluluğu büyüktür. Ancak öncelikli yapı ailedir. Aile ilişkilerinde, anne ve babanın davranış biçimi ve en önemlisi ailenin maddeyle ilgili bilinçli olması ve çocuğunu bilinçlendirmesi oldukça önemlidir. Henüz gelişme çağında olan çocuklar ve ergenler neyin doğru neyin yanlış olduğunu tam olarak bilemezler. Bu konuda ailenin, toplumun, devletin ve medyanın duyarlı ve dikkatli davranması gerekir.

Madde bağımlılığını önleme yolunda tüm Türkiye’ye hepimize iş düşüyor diye düşünüyorum. Bu konuda sosyal sorumluluk projesinde sizce neler yapılabilir, neler tavsiye edersiniz? Özellikle STK’lara düşen görevler neler olmalıdır?

Evet, kesinlikle bu konuda hepimize iş düşüyor. Konu ile ilgili sivil toplum kuruşlarına eğitimler verilebilir. Yeşilay Derneğinin böyle bir çalışması vardır. Bu tür çalışmaların artması faydalı olacaktır. Madde bağımlığı ile ilgili bilgilendirme eğitimlerinin ailelere ve çocuklara da verilmesi gerekir. Ayrıca STK’lar eğitim kuruluşlarıyla ortak olarak madde kullanımını önleme ve mücadele çalışmaları yapabilir. Tabii olarak bu eğitimlerin yaratacağı bir de maddi yük olacaktır. Yine de madde bağımlılığının önlenmesinin üzerinde durulması gerektiğini düşünüyorum çünkü önleme çalışmaları hem madde kullanımını azaltmak için hem de yapılacak masrafların azaltılması için en iyi yöntemdir.

ÇOCUKLAR TV KARŞISINDA ÇOK ZAMAN HARCIYOR

Medya eskiden bu konuda daha çok gündeme getirirken son birkaç yıldır nedense medyanın gündemi terör veya magazin ağırlıklı oldu. Bu konuda başta TV ve sosyal medya olmak üzere konunun önemine dikkat çekmek için neler yapılmalıdır?

Medyanın madde bağımlılığının gelişmesindeki rolü büyüktür. Teknolojinin gelişmesiyle çocuklar bilgisayar ve televizyonun karşısında daha fazla zaman geçirmeye başladı. Bu hem sosyal paylaşıma zarar verirken hem de özendirici etki yaratabilir. Aile ve toplumun bu konuda dikkatli davranmasında fayda var. Medya da madde ile ilgili haber yaparken dikkatli olmalıdır. Eğitici televizyon programları yapılabilir. Haberlerde gördüğümüz madde bağımlılığından yaşamını yitiren ergenlerin açık şekilde gösterilmesi ve normal bir durummuş gibi yansıtılması çok yanlıştır. Çocukların da televizyon izlediğini hesaba katarak haberlerin yeniden düzenlenmesini ve daha yarar sağlayıcı ve bilgilendirici yayınlar sunulmasını öneririm.

YEŞİLAY BAŞTA OLMAK ÜZERE STK’LARA ÇOK İŞ DÜŞÜYOR

Sizce Türkiye olarak bu konu üzerine ciddi düşüyor muyuz, yani bir AB ülkesi ile karşılaştırdığımız zaman madde bağımlılığının tehlikesi konusunda yeterince bilgilendirme yapıldığını düşünüyor muyuz?

Madde bağımlılığının kendisi ciddi bir konu olduğu için her zaman yapılacak şeyler vardır. Ülkemizle AB ülkesini kıyaslayacak olursak maddelerin çeşidine göre farklılıklar olduğunu söyleyebiliriz. Sosyoekonomik duruma bağlı olarak da madde kullanımı oranı yükselmektedir. Ülkemizde de daha ucuz maddelerin temini daha kolay olduğundan bonzai, esrar ve esctasy gibi maddeler daha çok kullanılmaktadır.

Maddeye ulaşım ve maddeyi temin etme ile ilgili yasal düzenlemelerin daha etkin hale getirilmesi gerekiyor. Konu ile ilgili de yeterince bilgilendirme çalışmaları yapılmadığını düşünüyorum. Yeşilay’ın, belediyelerin ve STK’ların daha fazla bilgilendirme çalışması yapması gerekiyor. Hem toplumun hem de her ailenin madde ile ilgili bilinçlendirilmesi hayati önem taşımaktadır.

Uzman Psikolog Emine DEMİRKALE Kimdir?

Lisans eğitimini Maltepe Üniversitesi Psikoloji bölümünde %50 burs kazanarak tamamlamıştır. Lisans eğitiminin hemen ardından yüksek lisansını, Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji dalında yapmıştır.

Stajını Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapmıştır. Ümraniye Belediyesi’ne bağlı bir kurumda da gönüllü psikolojik danışmanlık hizmeti vermiştir.

Türk Psikologlar Derneği’nden MMPI(Kişilik Testi), Prof. Dr. Kadir Özer’den Rorschach Projektif Test eğitimi, Türk Psikologlar Derneği’nden Çocuk Gelişim Testlerini (Ankara Gelişim Tarama Envanteri, Peabody Resim Kelime Tanıma Testi, Resim Çizme Testleri, Bender Gestalt Görsel Motor Algı Testi, Cümle Tamamlama Testi (Beier), Duygu Durumu Ölçekleri) almıştır.

Ayrıca pek çok psikoloji seminerine katılmıştır. Yüksek lisans eğitimi boyunca Prof. Dr. Hakan Türkçapar’dan süpervizyon eşliğinde Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimi almıştır.

Uz. Dr. Tahir Özakkaş’tan aldığı hipnoz eğitimi şu anda devam etmektedir. Alanıyla ilgili gelişmeleri yakından takip etmekte ve makale yazmaktadır. Türk Psikologlar Derneği, Yeryüzü Doktorları Derneği ve Hipnoz Derneği’ne üyedir.

Leave a Reply