Kiğılı’nın gelini Esra Seziş: Dünya markaları da tesettürü keşfetti


Büşra

Kiğılı ailesinin gelini stilist Esra Seziş Kiğılı, kıyafetlerimizin psikolojimizi nasıl etkildiğini Karar.com'a anlattı. Psikoloji eğitimi alan ve koleksiyon danışmanlığının yanında bireysel olarak da müşterilerine stil ve renk danışmanlığı hizmeti veren Kiğılı, "Zevkler ve renkler tartışılmaz sözüne ben katılmıyorum" diyor. 

Çok konuşulan fakat pek de bilinmeyen gardırop detoksu kelimesinin açılımıyla başlayalım isterseniz. Gardırop detoksu nedir?

Gardırop detoksu çok her kadın ve erkeğin bilmesi gereken konulardan biri. Kısaca şöyle anlatayım: Her kadın onlarca kıyafeti olmasına rağmen dolabını açtığı zaman giyebileceği bir şey bulamıyor. Bu işin içinde olmama rağmen ben de çoğu zaman giyecek bir şey bulamıyorum. Biz de bu durumu kolaylaştırmak için gardırop detoksu dediğimiz şeyi yapıyoruz. Yeni sezona girdiğimiz zaman gardırobumuzu değiştiriyoruz. Kış sezonu gelmeden yazlıklarımıza bakarız. Yaz boyunca kullanmadığımız mutlaka ya bir gömlek ya da bir pantolonumuz oluyor. O parçaya bir sezon daha şans verin. Bir sezon sonra yine o kıyafeti kullanmadıysanız ayrılma vakti gelmiştir. Ben kendi kıyafetlerimi de bu şekilde kombinlerim. İki sezon bekletirim, baktım ki hiç kullanmıyorum, hayır amaçlı dağıtırım. Gardırop detoksu aslında kullanmadığınız kıyafetlerden kurtulmak anlamına geliyor.

15-08/12/bsra-1439370707.jpg

Mevsimlere göre gardırop düzeni

Yani mevsimler değişirken gardırobumuzdaki kıyafetleri de mi değiştirmeli?

Tabii ki. Yaz sezonundan çıkınca yazlıklar kaldırılmalı, kışlıklar getirilmeli. Aynı şekilde kış sezonu bitince kışlıklar gardıroptan çıkarılmalı. Kıyafet seçiminde en çok kadınlar zorlanıyor. Bundan dolayı gardırobumuzu hafifletmeliyiz. Toparlamalıyız. 

Gardırobumuzdaki karışıklık psikolojimizi etkiliyor mu sizce?

O kişiden kişiye değişiyor aslında. Ben mesela kıyafetlerimi çıkarttıkça mutlu oluyorum. Paylaşmayı seviyorum. Bazıları ise kıyafetlerinden kopamıyor. Dolabı ne kadar dolu olursa o kadar mutlu oluyor. Tamamen insan fıtratıyla alakalı ama kıyafetlerin insan psikolojisinde çok çok önemli bir yeri var. 

Severek giydiğiniz bir parça bile gününüzü kurtarabilir

Yani kıyafetlerimiz ruh halimizi etkiliyor mu?

Elbette etkiliyor. Farz edelim ki bir gün çok sevdiğiniz bir kıyafeti giydiniz. Bu durum sizin tüm gününüzü etkileyecektir. Çok mutlu olur, başarılı ve hevesli olursunuz. Gününüze renk katarsınız. Ama hiç beğenmediğiniz bir parça giydiyseniz sizin için o gün çok zor geçecektir. Saklanmak istersiniz, bir an önce eve gitsem de kimse beni bu halde görmese diye bunalıma girersiniz. Kesinlikle araştırmalar sonucunda da belirtildiği gibi, kıyafetler insan psikolojisini her şekilde etkiliyor. 

Sevdiğiniz kıyafet sizi daha mutlu ve başarılı yapabilir

'Müslüman özendirici olmalı, temiz olmalı' ifadesini açıklar mısınız?

Ben hüküm verebilecek konumda değilim. İlahiyat mezunu veya hoca değilim. Fakat kendimce yorumlamam gerekirse evet, Müslüman özendirici olmalı, temiz olmalı. Temizlik zaten imandandır. 

Eleştirilere karşı tutumunuz nasıl?

Göz önünde olan bir iş yaptığım için eleştiriler mutlaka yapılıyor. Yapıcı eleştirileri elbette kabul ederim, değer veririm. Fakat şahsıma karşı yapılan olumsuz hakaretlere karşı tahammülüm yoktur. Bir de şöyle bir şey var, dini konularda birisini eleştirecek kadar hangimiz mükemmeliz?

15-08/12/kigili.jpg

Yeni Tarz-ı Bahar etkinliği Eylül ayında

Dilerseniz biraz da yeni projeleriniz hakkında konuşalım.

Tabii ki. Eylül ayında yeni bir Tarz-ı Bahar Sonbahar/Kış etkinliğimiz olacak. Bu etkinliğimiz tamamen sektörün ihtiyacına binayen. Hızla gelişen sektörümüze ve ekonomiye katkı sağlayacağını düşünüyoruz. 10 firmanın sonbahar/kış koleksiyonları tanıtılacak. Yani sadece satın almacılar gelecek. Son tüketileri davet etmeyeceğiz.Türkiye genelinde mağazası veya butiği olan kişilere özel bir tanıtım olarak planladık. Ayrıca davetli listesini sadece Türkiye ile sınırlandırmadık. Orta Doğu’dan da birçok davetlimiz olacak. 

Bu tanıtımlarda sunulan kıyafetler veya sizin verdiğiniz danışmanlık seansları sadece belli gelir düzeyinin üzerindeki kişiler için mi geçerli? 

Sunulan kıyafetlerin pahalı olduğuna dair birçok kişiden şikayetler alıyoruz. Fakat ben ölçülü giyim dışında da bakıyorum, orada da aynı. Çok pahalı kıyafetler de var, çok uygunu da. Evet uç rakamlar da var ama daha makul rakamlar da var. Muhafazakarlar için tasarlanan kıyafetler aslında bakıldığı zaman normal kıyafetlere göre biraz daha pahalı olmalı. Sonuçta çok daha fazla kumaş kullanılıyor. Ayrıca bir de kapalı olduğumuz için, terlememizi önlemek için de özel kumaşlar kullanılıyor. Dolayısıyla bu noktalar fiyata da yansıyor. Bunun da farkını koymak zorundadır bir marka, eğer gerçekten kaliteli bir ürün ortaya koymak istiyorsa.

Biz aslında fikir ve alternatif sunuyoruz. Sunduğumuz bir elbiseyi beğenen misafirimiz benzer modeli kendi terzisine danışarak diktirebilir veya kendine göre başka bir yerden o modele benzer bir şey alabilir. İlla sunulan kıyafeti tasarımcısından almak zorunda değil. Bizim amacımız ve hedefimiz de zaten hanımlara yol göstermek ve onlara kıyafet seçiminde yardımcı olmak. 

Hazırgiyim markalarında muhafazakar giyime yönelik tasarımlar yok, eleştirisine katılıyor musunuz?

Bu düşünceye hiç katılmıyorum. Hatta dünya markaları da artık muhafazakarlaşıyor diyebilirim. Mesela Chanel, Dolce Gabbana. Dolce Gabbana yeni koleksiyonunda uzun kollu, kapalı bir elbise tanıttı. Türkiye'de ise muhafazakar olmayan markalar da bunun farkında aslında. Koleksiyonlarında muhafazakarların da rahatlıkla giyebileceği tasarımlara yer veriyorlar. 

2002'den sonra 'tesettür' de artık iş hayatında var

Bu değişime uğratan unsur nedir sizce?

Muhafazakarların alım güçleri son dönemlerde yükseldi. Sektör de bunun farkında aslında. Türkiye’ye de son zamanlarda çok fazla Arap turist geliyor. Bundan dolayı firmalar artık hem Türkiye’deki alıcıya hem de Arap ülkelerinden gelen kişilere uygun tasarımlar hazırlıyor. İyi geri dönüşler de var. Marka danışmanları sektörün nabzını çok iyi tutuyor.

Muhafazakar giyimi tercih iş kadınlarının sayısında da artış var. 

Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde 2002’den bu yana sonra muhafazakar kadınların da bu memlekette var olduğunun farkında vardı. Onlar da artık daha kolay iş sahibi oluyor, çalışıyor. Ben bunu tamamen AK Parti iktidarına bağlıyorum. Tabii, bir de tekstil sektörü gün geçtikçe büyüyor. Onunla birlikte de istekler ve alım gücü de büyüyor. 

15-08/12/kigili2.jpg
Muhafazakarlar ve seküler kesim arasında moda sektöründe de bir çekişme var mı sizce?

Yıllarca o kesim bizi bastırdı. Bizim de aynısını yapacağımızı sanıyorlar. Halbuki hiç öyle bir şey yok. Benim çevremde kapalı giyinmeyen arkadaşım da var ve biz hiçbir zaman tercihlerinden dolayı kimseyi yargılamayız. Bence bu korku biraz yersiz. Türkiye bu konuda yaşanabilecek en rahat ülkelerden. 

Renk analiz uzmanlığı da yapıyorsunuz. Nedir renk analiz uzmanlığı?  

Danışanlarım var, özel günler için benden yardım istiyorlar. Kendilerine yakışan renkleri öğrenmek istiyorlar. Renk analizi seanslarımız toplamda bir buçuk saatlik seanslar...  Aslında söyle diyebilirim: Herkese her renk yakışıyor fakat farklı tonlarda. Her renk tonunu müşterilerimizin üzerinde deniyoruz. Yüzüne yansıyacak şekilde yerleştirip danışanlarımla birlikte deniyoruz. Tabii ki bunu yaparken ayna karşısında olmamız ve gün ışığını kullanmamız gerekiyor. Ayrıca sıfır makyaj olması gerekiyor. Yüzüne hiç bir şekilde yansıma olmaması için müşterilerimize beyaz önlükler giydiriyoruz. Seans sonunda müşterilerimle beraber aslında uygun rengi bulmuş oluyoruz. Zaten bu seans boyunca müşteriler de kendilerine yakışan rengi kendileri seçebilecek hale geliyor. 

Tercih edilen renkler ten rengini etkiliyor

Kumaş renkleri gerçekten ten rengini etkiliyor mu?

Evet, gerçekten etkiliyor. Bir kişiye yakışan renk tonlarında bir giysi giydirdiğimizde yüzünde sıfır makyaj olmasına rağmen sanki hafif bir allık sürmüş gibi oluyor. Renkler insanın yüzüne büyük bir anlamda ışık, canlılık getiriyor. Kendine yakışmayan renk kullandığımızda ise belli olmayan sivilceler veya lekeler daha fazla göze batıyor. Tamamen rengin yansımasıyla alakalıdır bu durum. 

İsteyen herkes renk uzmanı olabilir mi?

Bunun eğitimini almanız gerekiyor. Türkiye’de eğitimini veren maalesef çok fazla kişi yok. Ben kendim bu konuda eğitmenlik yapmıyorum, sadece danışmanlıkla ilgileniyorum. Ama ilerleyen zamanda danışmanlıkla birlikte eğitimler de vermek istiyorum. 

Son zamanlarda farklı şekillerde başörtü kullananlar görüyoruz. Siz nasıl karşılıyorsunuz bu durumu?

Çok fazla seçeneğimiz yok zaten. Bir eşarp bir de şal. Önemli olan doğru eşarbı seçebilmek. Bu durum, her yüz tipine göre değişebilir. Bir de bu son zamanlarda ülkemizde Arap usulü bağlama tarzını kullananlar var ki ben bunları pek doğru bulmuyorum. Orta Doğu'daki bir tarzdır bu. Ama Orta Doğulular altına dar jean değil, ferace giyiyor. Bağladığımız eşarp modeliyle kıyafetimizin uyumlu olması gerektiğini söyleyebilirim. 

Doğru giyinmenin bir matematiği var

Gerçekten zevkler ve renkler tartışılmaz mı?

Zevkler ve renkler tartışılmaz sözüne ben katılmıyorum. Bence kesinlikle tartışılır. Renklerin de doğru giyinmenin de inanın ki bir matematiği var. 

Siz kimlerden esinleniyorsunuz?

Benim de elbette ilham aldığım birtakım marka ve isimler mevcut. Vogue Genel Yayın Yönetmeni Anna Wintour'un duruşunu ve profesyonelliğini ilgiyle takip ediyorum. Bunların haricinde bir de Rus tasarımcı Ulyana Sergenko'nun tasarımlarını beğeniyorum. 

Leave a Reply