İnsani gelişime katkı sağlamak amacıyla 2010 yılında kapılarını öğrencilerine açan Nişantaşı Üniversitesi, yükseköğretimde yeni ve pratik bir yönetim modelini hayata geçiriyor. Nişantaşı Üniversitesi, kaos yönetimin karşılığı olan ve sonuca kısa yoldan gitme anlayışıyla kurgulanan Yalın Yönetim modeliyle üniversitelerde öğrencilerin karşısına çıkan bürokratik süreci ortadan kaldırıyor. Dört kişilik bir ana ofisleri olduğunu ve bu ofisin üniversiteyi yönettiğini belirten Nişantaşı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Levent Uysal, “Günümüzde çok karmaşa, çok rapor, çok toplantı ve her şeyin çoğundan oluşan bir iş ve eğitim dünyası var. Biz tamamen sonuca odaklı bir şekilde en kısa giden yolu belirleyip oraya doğru ilerliyoruz. İşin temelinde kaos oluşturmuyoruz. Yani sonuca giden en kısa yola Yalın Yönetim diyoruz. Her hareketimizde bunu seçiyoruz. Günlerce ve saatlerce toplantılar yapmıyoruz, bir şeye odaklanıyoruz ve sonuçta onun oluşumuyla ilgili çalışma yapıyoruz. Toplam 4 kişilik bir ana ofisimiz var. Bu ofisimiz üniversitemizi yönetiyor. Bu kadar basit” diye konuştu.
Gündelik yaşamın içindeki en büyük problemin bürokrasi olduğuna dikkat çeken Levent Uysal, şunları söyledi: “Kamu dairesinde, süpermaket alışverişinde ve hatta eğitimde bürokrasi var. Mesela öğrencimiz, bir öğrenci belgesi istediğinde bunu 3-5 günlük süreç içerisinde alabiliyor. Biz bu belgeyi anında verebileceğimiz bir teknoloji altyapısı hazırladık. Öğrencimiz, internetten evrakını alabiliyor. Buna Yalın Yönetim diyoruz. Aslında Yalın Yönetim, self kontrol ve self servis dediğimiz yapıların oluşumudur. Herkes kendi işini en basit şekilde yapmaya odaklanmalı ve sonuca kısa yoldan gitmeli. Zamana karşı yarışıyoruz. Örneğin mezun oldunuz ve diplomanız çok acil lazım ama öğrenci işleri size ‘Bir hafta sonra verebiliriz’ diyor. Sizin de bir iş başvurunuz var. O zaman başvurunuz da başarılı olma ihtimaliniz yok ama biz bunun teknoloji altyapısını doğru kurgularsak ve otomatik olarak size mezuniyet belgesi verirsek işiniz çözümlenmiş oluyor.”
Eğitim hayatına başlayan öğrenciye ne yapmak istediğini sorarak işe başladıklarını belirten Levent Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öğrencinin mezun olduktan sonra çalışmak istediği firmanın insan kaynakları ya da genel müdürleriyle toplantı yapıyoruz ve öğrencimizin o firmanın formasını giymesiyle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Diyelim ki öğrenci, psikoloji bölümünü kazanıp okumaya başladı.
Mezun olduktan sonra kişinin hayat boyu bu mesleği yapıp yapmayacağını; hocalarımızın onlarla ilgili verdikleri bilgiler, sektörde çalışan profesyonellerden edindikleri fikirler ve mesleklerini uluslararası platformlarda nasıl ilerletebilecekleriyle ilgili üç basamağa ayırıyoruz. Tüm bunların sonucunda ve öğrencinin kararı doğrultusunda mezun olduktan sonra direkt o sektörde çalışmasıyla ilgili bir yapı kurmuş oluyoruz.”