Kalpler Özgecan için birleşti

Kalpler Özgecan için birleşti

Mersin'in Tarsus İlçesi'nde vahşice işlenen bir cinayete kurban giden Çağ Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın ölümü tüm ülkeyi adeta yasa boğdu.


17.02.2015 00:58

 

Kadına yönelik şiddetin, tacizin, hakaretin her türlüsünün bolca bulunduğu güzel ülkemizde, olaylara karşı birlikte bir tepki vermemiz nedense son dönemde çok daha zor artık.

Eee nede olsa artık sizin acınız, bizim acımız, onun acısı gibi dile, dine, ırka hatta kültüre göre bile ayrılan acılarımız var. Alevi birinin ölümü pek fazla
anterese etmez diğerlerini. Dindarlar hep kendi aralarında yaşar mâtemini; Laik olmakla övünenlerse çok daha seçicidir, öyle herkesin samimiyetine inanmazlar.

KALP GÖZÜ AÇIK BİR AVUÇ GENÇ İNSAN

Paylaştıkça azalan acı veya çoğalan mutluluk fikri artık en iyi niyetli düşlerimiz de bile yok. Tüm bu olumsuzluklara kutuplaşmalara, toplumdaki artan nefrete rağmen; Hayat ya işte öyle garip ki tam umudunuzu kestiğiniz anda sizi küçük bir jestle kendine bağlamayı beceriyor. Sanki usulca eğilip
kulağımıza umudunu kaybetme sakın, bu ülkede hala Özgecan'ın ailesinin acısını tüm Türkiye'nin acısı yapmaya yüreği yetebilecek gençler var diyor.

İşte bugün öyle gençlerle buluştuk ve kadına şiddete hayır diye haykırdık. Yüreği kocaman ve çoğu Özgecan'ın yaşlarında pırıp pırıl gençlerle. Tüm yurtta farklı zamanlarda Özgecan için gerçekleştirilen yürüyüşlere bir yenisini ekledik Rize'de...

EN SORUNSUZ ÖZGECAN YÜRÜYÜŞÜ

Konu belliydi, bu kent de böyle bir vahşete sessiz kalamazdı, kalmamalıydı. Bütün kadınlar toplanıp Özgecan için yürümeli ailesine destek olduğunu göstermeliydi. Eller havaya kaldırılıp bu vahşet artık son bulsun denmeliydi.

Peki ama bu küçük şehirde bunu kim yapardı. Bunu organize edip sloganların içine siyaseti, kin ve nefreti katmamayı kim becerebilirdi? Bugün Özgecan'ın günü onun üstünden yapılacak kısır tartışmalarınızı kendinize saklayın diyecek birileri var mıydı?

AKILLARDA SADECE ÖZGECAN VARDI

Tüm bu soruları merak ederek katıldık yürüyüşe. Zira son birkaç günde sıklıkla duymuştuk Özgecan için toplanan iyi niyetli kalabalıkların amacından saptığını. Bu kez ne mi oldu? Rize belki de bugüne kadar verdiği en güzel sınavlardan birini verdi. Ne kargaşa vardı, ne protesto. Yürüyüşe eşlik eden polisler dahi orda görevli olduklarının farkına varmadılar. Adeta yürüyüşün birer parçasıydılar. kimseye uyarı yapmak zorunda dahi kalmadılar. Ara sıra kısık sesle hemen yanındaki arkadaşa sorulan kim tertip etti bu etkinliği? hangi dernek? gibi soruların hepsi havada kaldı. Zira ne bir dernek ne bir örgüt nede bir kuruluş yoktu bu anlamlı yürüyüşün arkasında. Kim mi vardı? Özgecan gibi genç, onun gibi tertemiz, onun gibi asil birkaç genç insan vardı sadece.

Belkide kalpleri öylesine temizdi ki her düşünceden insan katılıverdi kalabalığa.Konu kadına şiddetin kınanması, Özgecan'ın unutulan bir cinayet olarak kalmamasıydı. Öyle de oldu. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu bu grup arkasına erkeklerin desteğini alarak ilerledi. En çok erkekler alkışladı en çok onlar 'helal olsun be' dedi.

kadin-siddet6

BİR KADINA NE VERİRSENİZ...!

Toplanan kalabalık adına basın açıklaması yapan o müthiş gençlerin belkide en özverilisi olan Ebru Çelik, bir çırpıda öyle şeyler söyledi ki gözlerden dökülmek için bahane arayan yaşları farketmemek mümkün değildi. Mesaj açıklamanın son cümlesinde gizliydi sanki; 'Bir kadına ne verirseniz onu daha büyük bir hale getirir. Bir sebze verirsiniz size yemek yapar, bir ev verirsiniz size yuva yapar, bir gülücük verirsiniz size kalbini sunar' İşte bunlardı heyecanlı dudaklarından dökülenler. şüphesiz sonrasında kopan alkış fırtınasını fazlasıyla haketmişti...

VAZGEÇMEK KORKAKLARIN İŞİ

Yürüyüşün sonunda herkes Özgecan için ne kadar üzgünse onu anıp yaşadığı insanlık dışı duruma tepki gösterdiği için de bir o kadar mutluydu...Aslında duygu yoğunluğuyla yazdığım bu yazı böyle bitecekti. Lakin o kocaman kalpli gençlerden bir diğeri olan Şeyda gözleri dolu bir şekilde yanıma geldiğinde niyetimi de değiştiriverdi. Özgecan için, kadına karşı şiddete hayır demek için Rize'de bir araya gelen grup bence Şeyda ve Ebru gibilere çok şey borçlu. Dilerseniz son sözleri Şeyda ile aramda geçen konuşmayla söylemiş olalım

Şeyda: Merhaba ben Şeyda Osma geldiğiniz için teşekkür ederim

- Rica ederim

Şeyda: Özgecan'ın ölümü ne ilk nede son olacak belki ama bizim gibi gençler her zaman şiddet gören kadınlara destek olmak için meydanlarda olacağız

- Peki her geçen gün artan şiddet gün gelir sizi de yormaz mı?

Şeyda: Asla yormaz, dünya artık çok daha az sevgiyle dönüyo belki ama sonuç olarak hala dönüyor ve vazgeçmek korkakların işi...

İşte kocaman kalp ve yüreğe sahip gençler demiştim ya hani, neyi kastettiğimi anlamışsınızdır...

ROTAHABER/ÖZEL:MUHAMMET ÇOLAK

Open all references in tabs: [1 - 4]

Leave a Reply