Hekimoğlu,Üstadın o meşhur sözünü hatırlattı

Zeynep Kaçmaz'ın haberi:

Pedagog Ali Çankırılı, birçok Batı ve eğitim klasiklerinden yaptığı çeviri ve kendi yazdığı telif kitaplarıyla tanınıyor. Çankırılı, yazarlık hayatına Hekimoğlu İsmail'in teşvikiyle başlar. "Elime kalem veren ve 'yaz' diyen Hekimoğlu ağabeye çok şey borçluyum." diyor ve ekliyor: Hekimoğlu İsmail'in bana en büyük tavsiyesi "Manayı şekle feda etmeyeceksin." sözüdür.

Pedagog Ali Çankırılı, Gazi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü mezunudur. Ancak hadiseleri yorumlaması, pedagoji hocasının dikkatini çeker ve tavsiye üzerine psikoloji bölümüne devam eder. Mezun olduktan sonra Amerika'da çocuk psikolojisi ve davranışları konusunda yüksek lisans ve araştırmalar yapar. Daha sonra NATO'da işe başlar, orada yurtdışına gönderilecek personel ve ailelerine İngilizce öğretir, psikolojik danışmanlık yapar. 1980 yılında Hekimoğlu İsmail ile yolları kesişir. Çankırılı, Hekimoğlu İsmail ile ilk tanışmalarını şöyle anlatıyor: "Eğitimin önemi üzerine bir sunum yapıyordum, ana-baba okullarının öneminden bahsetmiştim. O yıllarda Türkiye'de henüz ana-baba okulları yoktu. Pedagojinin bilinmediği yıllardı ve o tür kitaplar hep yurtdışından çeviriydi. Anlattıklarım, Hekimoğlu ağabeyin çok hoşuna gitmiş. 'Ne güzel şeyler anlatıyorsun, bunları yazsana!' dedi. Meğer kendisi de yazarmış, ama gizli tutuyormuş. 'Ağabey, yazacağım da ne olacak?' dedim. 'Hele yaz, bana getir, belki yazdıkların bir kitap olur.' dedi. O hevesle eve gittim, başladım yazmaya. Birkaç makale yazıp götürdüm. Hem okuyor hem gülüyordu. 'Ağabey, neden gülüyorsun?' dedim. 'Kardeşim, anlatırken ne güzel konuşuyorsun; yazarken neden kendini sıkıyorsun?' dedi. 'Şu cümlede ne demek istiyorsun?' diye sorduğunda başladım açıklamaya. 'Kardeşim, okuyucu aklından geçeni ne bilsin, söylediğin gibi yazsana!' dedi. Üstad Bediüzzaman'ın manayı şekle feda etmediğine dair o meşhur sözünü hatırlattı."

Çankırılı'nın birkaç makalesi gazetede yayımlanır. Bir yayınevi de anneler için çocuk gelişimi ve eğitiminden bahseden bir kitap yazmasını ister. Gece gündüz demeden iki sene çalıştığını ve 500 sayfalık bir kitap hazırladığını belirtiyor. "Bana göre çok değerli, bilimsel bir eser ortaya çıkmıştı." diyen Çankırılı, kitabı kendinden emin bir şekilde yayınevine götürür. Çankırılı, "Editör, 'Hocam, güzel bir ders kitabı hazırlamışsın, bunu kime okutacağız?' dedi. O anda moralim sıfıra indi, çok üzüldüm. Kitabı 150 sayfaya indirmemi, çoğu ev hanımı olan anneler okuyacağı için mümkün mertebe akademik dil kullanmamamı söyledi." diyor. İlk kitap denemesinde çok şey öğrendiğini ifade eden Çankırılı, mananın geri planda kalmaması için akademik bir dil kullanmamak gerektiğini belirtiyor. Ayrıca Çankırılı, editörle çalışmanın önemli olduğunu gördüğünü söylüyor.

Çocuklarımıza hikâye yazdırırdık

Çocuk eğitimi üzerine onlarca kitap yazan ve konferanslar veren Ali Çankırılı, acaba nasıl bir baba? 37 yıllık evli olan Çankırılı, Hasan Sait ve Nurdan isimli iki çocuğa sahip, ayrıca bir de 2,5 aylık torunu bulunuyor. 'Eşim çok iyi bir babadır.' diyen Satı Hanım, kızının kendisine açamadığı konuları sadece babasıyla konuştuğunu söylüyor. Çocukları büyütürken dikkat ettikleri hususları sıralayan Satı Hanım, bunları şöyle açıklıyor: "Öncelikle onlara davranışlarımızla örnek olmaya çalıştık, seçenekler sunarak seçme hakkı tanıdık, aile toplantıları düzenledik, özgüven aşıladık ve sorumluluk verdik. Ayrıca para karşılığında hikâye yazdırdık. Okudukları bir hikâyeyi 'Siz olsaydınız bunu nasıl yazardınız?' derdik ve yazmalarını isterdik. Puanlama yapar, yazdıklarına göre ücretlendirirdik. Onlar 'para kazanıyoruz' derlerdi, ancak bu yöntemin en büyük getirisi kitap okumaya alışmalarıydı."

Zaman

Leave a Reply