Hayat doğumla başlar…

Yetişkinlerle aile sorunları, ilişkiler ve bireysel sıkıntı konularında psikolojik destek veren Sibel Deniz Toledo, bir yandan İstanbul Psikodrama Enstitüsü’nde psikodrama eğitimi alırken, bir yandan da Ticaret Üniversitesi’nde Uygulamalı Psikoloji Yüksek Lisans yapıyor. Ancak bu röportajımızda kendisinin farklı bir uzmanlık alanından bahsetmek istiyoruz. Hamilelik ve doğum psikologluğu, doğuma hazırlık eğitimi ve doula’lık...

 Kendinizi Şalom okurlarına tanıtır mısın?

1980 doğumluyum, ailemin tek çocuğuyum. Lise yıllarımdan beri tek hayalim psikolog olmaktı. Üniversite sınavında gönlümdeki ilk tercihim olan Boğaziçi Psikoloji bölümünü kazanınca, hayalime ilk adımımı da atmış oldum. 2002 yılında mezun oldum. Mezuniyetin ardından, çeşitli anaokullarında psikolog olarak görev yaptım. Üç sene, İhtiyarlara Yardım Derneği’nde yaşlılarla da çalıştım.

 Söyleşimizin konusu, hamilelik ve doğum psikologluğu, doğuma hazırlık eğitimi ve doula’lık alanına nasıl geçiş yaptınız?

Üç yıldır İstanbul Psikodrama Enstitüsü’nde psikodrama eğitim aldım. Buradaki amacım, psikodrama tekniği ile yani eylemi de katarak, kişilerin kendileriyle ilgili farkındalıklarını arttırmak ve beden kayıtlarını pozitif yönde değiştirmek. Eğitmenim Neşe Karabekir, eş zamanlı olarak, İstanbul Doğum Akademisi’nde (İDA) doğum psikoloğu ve doğuma hazırlık eğitmeni olarak da hizmet veriyor. Bu eğitimlerden birine katıldığımda, bir doğumun coşkusunu yoğun bir şekilde hissedip bu konuda da uzman olmak istediğime karar verdim.

 Bu alanı sizin için özel kılan şeyden bahseder misiniz?

Hayat doğumla başlar. Bir bebeğin doğumu ne kadar ‘keşke’siz olursa, hayata o kadar bir sıfır önde başlayacaktır. Araştırmalar göstermiştir ki, pek çok psikolojik sorunun kökeni, bebeğin anne karnında ve doğumda yaşadıklarıyla direkt olarak bağlantılıdır.

 Hamilelik ve doğum psikologluğu, doğuma hazırlık eğitimi ve doula’lık kavramlarını biraz açar mısınız?

Üçü de birbirine çok bağlı ancak yine de farklı konular. Hamilelik ve doğum psikoloğu, hamilenin hamilelik süresince yaşadığı korkular, kaygılar ve bazen de geçmişten taşıdığı travmatik deneyimlerle çalışır. Hamile kadının tüm bu zorluklarını, kendisini dinledikten sonra, onu bu konuda derinlemesine bilinçlendirerek üstesinden gelmesini hedefler ve baş etmesine yardımcı olur.

 Hamilelikte yaşanan bu kaygıların sebebi genelde nelerdir?

İki temel kaygı konusu görülür.  İlki, doğumun kendisinden duyulan korku. İkincisi de bebeğin ve annenin kendi sağlığına dair kurguladığı endişeler. Bunların başlıca sebebi, normal doğumun tamamen doğal bir olay olduğunu unutup bazılarının bunu adeta bir hastalık olarak değerlendirmesidir. Çevresinde, normal doğuma dair edindiği yanlış ve ürkütücü bilgilerle de bu kaygıların beslenmesi. Üstelik pek çok doğum doktoru, hamile kadına yeterince zaman ayırıp rahatlatıcı bir destek sunamamaktadı. İşte tam da burada, yani kaygıların arttığı, soruların cevapsız bırakıldığı noktada, doğum psikoloğu devreye girmelidir.

 Bu bahsettiğiniz nokta,  hamileliğin başlarında mı yoksa sonlarına doğru mu oluyor?

Bu kişiye göre değişir. Kimi anne adayları en baştan itibaren çok kaygılıyken, kimisi de doğum yaklaştıkça korku üretmeye başlarlar.

 Peki, doğuma hazırlık eğitimi nasıl bir süreçtir?

Bu bir grup eğitimidir. İki gün süren, on sekiz saatlik eğitim sürecine genelde hamileler eşleriyle birlikte katılır. Hamileliğin herhangi bir döneminde alınabilir.

 Bu eğitimdeki konu başlıkları neler?

Temel konu başlıkları: Doğumun Kendisi, Gevşeme ve Nefes Egzersizleri, Doğum Tercihleri, Doğuma Psikolojik Hazırlık, Doğum için Yardımcı Teknikler gibidir. Hepsinin, kendi içlerinde ayrıldığı birçok konu ve teknikler de var.

 Doğum tercihleri derken neyi kastediyorsunuz?

Doğumda anne pek çok şeyi talep edebilir. Rutin uygulamalardan kaçınabilir, yani mesela hastaneye girer girmez, tıbbi olarak gerek duyulmadıkça damar yolunun açılmasını reddedebilir. Hareket özgürlüğü ve mahremiyeti konusunda çok hassas olabilir. Yani yatağa bağlı kalmayıp, yürüyebilir, pilates topuyla rahatlatıcı alıştırmaları yapabilir. Bebeğin dünyaya gelme anına kadar, istediği ıkınma ve nefes tekniklerini uygulayabilir. Doğumdan sonra, her şey yolundaysa, bebeğiyle kesintisiz ten tene teması talep edebilir.

DOULA’LIK YURT DIŞINDA ÇOK SIK RASTLADIĞIMIZ BİR KAVRAM OLMAKLA BİRLİKTE, TÜRKİYE’DE YENİ YENİ DUYULMAYA BAŞLADI. NEDİR DOULA’LIK?

 Doula, doğum destekçisidir. Temel görevi, hamilenin doğum anına yaklaştığına haberci olan bir takım sinyallerin başladığı andan itibaren, bebek doğana dek, yaşayacağı süreçte anne adayının yanında bulunarak kendisine, psikolojik ve fiziksel destek vermektir. Bu destek, sözlü motivasyonun yanı sıra, anne adayının fiziksel rahatlaması adına uygulanan bazı masaj teknikleri, ayrıca gevşeme ve nefes egzersizlerini kapsar.

DOULA’LIK NE KADAR ZAMANDIR ÜLKEMİZDE AKTİF OLARAK UYGULANIYOR?

Bu henüz çok yeni fakat çok da arzulanan bir uygulama olmaya başladı. Her anne adayının doğum esnasında kesintisiz desteğe ihtiyacı vardır. Hele bir de yanında çocuğun baba adayı veya bir aile büyüğü yoksa. Ancak, yanında aile büyükleri veya eşi olmasına rağmen, uzman bir destek, anne adayını her açıdan rahatlatır. Şöyle ki, tecrübelerime dayanarak, doğum anı yaklaştıkça, bazı hamilelerin kaygılı aile büyükleri, ona destek olmak yerine, durumu daha da zorlaştırabiliyor.

 

ANNE ADAYLARINA ŞALOM ARACILIĞIYLA AKTARMAK İSTEDİĞİNİZ BİR MESAJ VAR MI?

Bir annenin mutluluğunu garantileyecek olan, bebeğini ‘keşke’siz, kaygısız, bilinçli ve sevgi dolu bir doğum ile dünyaya getirmesidir. Bu aynı zamanda bebeğin de, mutlu bir yaşama doğru attığı ilk adımı olacaktır.

 

 

Çocuğunuzun davranışları kontrolden çıkıyorsa… CEZA MI? ÖDÜL MÜ?

Ödül-ceza sistemi, aile ile çocuk arasında kurulan işbirliğini temel alarak, dav...

Leave a Reply