Geçimsiziz vesselam!

Geçimsizler, İlk bakışta zannedildiği gibi bir ‘kişisel gelişim’ kitabı değil, aksine müzmin geçimsizlerden oluşan bir toplum için yazılmış bir ‘toplumsal gelişim’ kitabı.

MURAT GÜZEL / AÇIKGÖRÜŞ KİTAPLIĞI

ündelik hayatta diğer insanlarla yaşadığımız sorunların temelinde sadece sorunlara yol açan konular mı vardır, yoksa zaman zaman incir çekirdeğini doldurmayacak meseleleri ölüm-kalım savaşına çeviren kişilik farklılaşmaları ve hatta kişilik çatışmaları mı? Profesyonel psikoloji bilmek, bilmesek de en azından psikolojinin temel kavramsal setine ve çözümleme tarzına aşina olmak, bu tür kişilik farklılıklarından kaynaklanan sorunları çözmemizde ne kadar yardımcı olabilir bize? Dün kavga ettiğimiz patron yada işçiyle kavgamızın temel sebebi acaba o işin yapılma tarzı mı yoksa daha farklı türden bir sorunun kendini duyurma tazı mı? Ya eşlerimiz, çocuklarımızla yaşadığımız geçimsizliklerde kişilik farklılıkların rolü nedir?

İnsan ilişkileri sırasında sıkça karşı karşıya kaldığımız sorunlarda kişiliklerin de önemli bir payı bulunduğunu gösteren, kişiliklerin ve mizaç farklılıklarının oluşturduğu gerginlik ve sorunların üstesinden ancak bu farklılıkların hakkının verilerek giderilebileceğine inanan bir kitap Geçimsizler. Kitabın önsözünde Prof. Dr. Erol Göka, genç bir doçentken ehliyet alabilmek için gittiği sürücü kursunda yetkililerin kılı kırk yaran tutumları ile “insan ilişkileri” konusundaki lakaytlıkları arasındaki tezada dikkatinin çekildiğini ve bir proje-fikir olarak bu kitabın ilkin o sıralarda zihninde ışıdığını belirtiyor. Sürücü kurslarında meslekten hekimlere ve sağlıkçılara ilk yardım derslerini, makine mühendislerine motor derslerini, otomobil yarışçılarına otomobil aksam ve kullanımı derslerini zorunlu tutanların insan ilişkileri konusundaki o garip vurdumduymazlıkları, özgürlük alanlarının despotik ve teknokratik bir uygulamaya dönüşmesinden duyulan korkuyla mı yorumlanmalı yoksa zaten bizatihi bu tür kurum ve kuruluşların kendilerine has mizaçları itibariyle bu tür ilişkilerdeki yetersizliklerine mi?

Toplumsal gelişimin el kitabı

İnsanların özgürlüğüne bırakılmış alanlarda, sorumluluğun da onların omuzlarında olması icap eder elbette. Prof. Dr. Göka, buna dikkat çekerek “Bu konular medeni insanların bizzat kendilerinin bireysel ve toplumsal çabalarıyla halledilecektir. İş; insanın ve toplumun başına düşmektedir. İşin ehli olanlar topluma yol gösterecek, insanlar da uzmanların rehberliğinde belli ölçülerde aydınlanan yollardan hangisinde, nasıl yürüyeceklerine kendileri karar verecektir” diyor.

Geçimsizler, temel psikoloji bilgisi ile geniş kitlelerin dilini buluşturmayı amaçlayan, insan ilişkilerinde yaşadığımız birçok sorunun aslında kişilik farklılıklarının dışa vurumundan kaynaklandığını, bu farkların bilinmesiyle bu sorunların önemli bir bölümünün de çözüm yoluna girebileceğini gösteren bir kitap.

İlk bakışta zannedildiği gibi bir “kişisel gelişim” kitabı değil yani, aksine belki de müzmin geçimsizlerden oluşan bir toplum için yazılmış bir “toplumsal gelişim” kitabı.

muratgzl@gmail.com

Felsefenin kurucu babaları

Kurucu Düşünceler, kültürün ve düşüncenin belli başlı kurucu uğraklarının doğuşunu betimlemeyi, bu uğrakların kaynaklarına gitmeyi amaçlıyor. Felsefe tarihi alanında pek çok başarılı çalışmaya imza atan Jacqueline Russ yönetimindeki uzman bir ekip tarafından özgün bir yöntemle hazırlanmış olan kitapta, felsefe tarihinin Yunan düşüncesine indirgendiği klasik bakış açısı terk ediliyor ve Doğu düşüncesinin temelleri de gün ışığına çıkartılıyor.  Fikir alanında Yunan geleneği kadar Kitab-ı Mukaddes’in bildirisini, Hıristiyanlığın temellerini, Çin düşüncesini, Budacılığı ve İslam felsefesini kapsayan bu çalışma, insanlığın düşünsel mirasını oluşturan kültürel biçimler bakımından zenginliği ve farklılığıyla göze çarpan bir sentez sunuyor.

Felsefe Tarihi-Kurucu Düşünürler, Ed. Jacqueline Russ, Çev. İsmail Yerguz, İletişim, 2011

Selçuklu Türkleri ve İslam

Türk düşünce ve inanç tarihi, coğrafî bakımdan Selçuklu devrine doğru genişlerken fikrî bakımdan da derinleşir. Selçuklu Devleti’nin kuruluşuyla İslâmiyet, siyasî ve fikrî açıdan kendisini muhafaza edecek çerçeveye kavuşur. Oğuz Türklerinin kurduğu bu devlet, çok geniş bir sahada hüküm sürdüğü için, bu dönem İslâm algısının, bütün bir İslâm dünyasını ve düşüncesini temsil edecek güç ve potansiyele sahip olduğu söylenebilir. Bu yönüyle Selçuklu İslâm tasavvuru, Osmanlı asırlarına kadar Türklerin Müslümanlığına ait hemen her şeyi içine toplar. Fatih M. Şeker’in kitabı, Osmanlı’da kemâle erecek çizginin en önemli aşaması olan Selçuklu tecrübesinin iç bünyesini, kendi hakikat ve imkânları içinde kuşatma iddiasında.

Selçuklu Türklerinin İslâm Tasavvuru, Fatih M. Şeker, Dergah, 2011

Leave a Reply