Felsefe mezunları rehber öğretmen olmak istiyor-0316-8

FELSEFE MEZUNLARI REHBER ÖĞRETMEN

2013 FELSEFE MEZUNLARINA REHBERLİK SERTİFİKASI

Bizler felsefe ve sosyoloji öğretmenleriyiz.Hepimiz gerek dershanelerde gerekse devletimizin öngördüğü gibi ücretli olarak devletin okullarında rehber öğretmenler olarak çalışmaktayız. Bu işi alnımızın akıyla yüreğimizden gelen heyecanla, şevkle, insana, bireye verdiğimiz değerle fevkalade güzel bir şekilde yapıyoruz.

Günümüzün eğitim-öğretim şartlarında ülkemizde rehber öğretmenlere ne kadar ihtiyaç olduğu tartışılmaz bir gerçektir.Okuduğu okullarda rehber öğretmen yokluğundan dolayı rehberlik hizmeti alamayan ve bir şekilde çeşitli suçlara karışarak okullardan tamamen uzaklaştırılan binlerce öğrenci, olduğunu açıkça gösterilmiştir.

Yapılan araştırmalarda özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerimizdeki illerimiz başta olmak üzere tüm Türkiye’deki rehber öğretmen ihtiyacının milli eğitim bakanımız tarafından 19 bin olduğu belirtilmiştir.

Kaldı ki geçmişte 2003-2004-2011 yıllarında felsefe ve sosyoloji mezunları devlet kadrolarına rehber öğretmen olarak atanmışlardır.

Bir araştırma sonucuna göre Şırnak’ta bir rehber öğretmene 3240 öğrenci, Şanlıurfa’da 2934 öğrenci, Ağrı’da 2574 öğrenci, Batman’da 1925 öğrenci Muş’ta ise 1905 öğrenci düşmektedir. Bu sayılar diğer illerimizde de çok farklı değildir.

Bilindiği gibi rehberlik yaşamın başından sonuna kadar sürekli bir faaliyettir. Rehberliğin eksik kaldığı bir eğitim-öğretim de şüphesiz bir yönüyle eksik kalacaktır. Bu düşünceyle Meb okullarında rehber öğretmen olarak görevlendirmeyi arzu etmekteyiz.

Felsefe grubu öğretmenleri rehber öğretmen olarak atanabilecek mi 2013 GEREKÇELER:

Rehberliğin temelleri, akademik kaynaklarca tarandığında felsefe, sosyoloji ve psikoloji üzerine inşa edilmiş bir alandır. Bu anlamda felsefe grubu öğretmenliği yeterliliğine sahip öğretmenlerin, rehberlik alanında gereken teorik alt bilgiyi edinerek bu alanda çalışmaları mümkündür.

Dikkate alınması gereken bir başka nokta ise felsefe gurubu derslerinden birisinin de psikoloji dersi olduğudur. Bu noktada felsefe gurubu öğretmenliği salt felsefe öğretmenliği değildir.

Eğitim kuramcılarının vazgeçilmezi ve gelişim psikolojisinin temellerini oluşturan Jean Jack Rousseau bir filozoftur bizler felsefe öğrencileri derinlemesine bu bilgilerin eğitimini almanın yanı sıra çeşitli psikoloji eğitimleri ile bölümümüzü tamamladık. (klinik psikoloji,sosyal psikoloji,gelişim psikolojisi ,rehberlik ve danışma kuramları ,öğrenme psikolojisi, ruh sağlığı ve davranış bozulukları,psikoloji seminerleri….) Rousseau eğitime dair düşüncelerini ve eğitim anlayışını ayrıntılı olarak ve sistemli bir şekilde ‘Emile’ adlı kitabında açıklamıştır.

1762 yılında henüz ‘pedagoji’ den habersiz olunan bir dönemde yayımladığı bu kitapla yazar, düşünceleri ile eğitime ne denli önem verdiğini ortaya koymuştur.20.yy’ın başlangıcında İsveçli eğitimci Ellen Key, Rousseau ve Pestalozzi’yi takip ederek bir eğitim sistemi geliştirmiştir. Ellen Key’in çabalarıyla bu yüzyıl çocuk merkezli eğitimin yüzyılı olmuştur. B.Russel, J.Dewey ve M.Montessori de bu çizgiyi izleyenler arasındadır. Pragmatik felsefeye dayanan “İlerlemeci Eğitim”in temel özellikleri şunlardır: – Eğitim yaşamın kendisidir, yaşama hazırlık değildir. – İçerikteki bilgi mutlak doğru değildir, yeni durumlarda değişebilir.

Rehberliğin gizlilik, gönüllülük, bireysel farklara saygı gibi temel ilkeleri ilerlemeci eğitim felsefesinin kazandırdıklarıdır.Kaynağı ilerlemeci eğitim felsefesidir (pragmatizm ve varoluşçu felsefenin eğitimdeki karşılığı)

.Rehberlikğin temelleri bireyin kendini gerçekleştirmesi üzerine kurulmuştur.Kendini gerçekleştiren insan şüphesiz düşünen sorugulayan keşfeden insandır ve bu M.Ö 469-399 yıllarında Sokrates’in etik anlayışının ünlü sözü ile ortaya çıkar: ‘Kendini bil!’, ‘Kendini tanı!’ Yaşamda mutluluk insanın kendi benine ilişkin bilgide, insanın kendisi¬ne dair doğru kavrayışta yatar, çünkü, bir insan kendi doğasını, kendisini harekete ge¬çiren motifleri, zaaflarını ve sınırlamalarını, yeteneklerini, yaşamının gerçek amacını bi¬lirse eğer, bu bilgiye uygun olarak akıllıca ve bilgece davranıp, mutluluk nihai hedefine ulaşabilir.Dolayısıyla rehberliğin ilkeleri felsefeciler tarafından bilinen ,geliştirilen ve gerekliliğine inanılan ilkelerdir.

– PDR derneğinin iddia ettiği psikolojik danışma rehber öğretmenlerin zaten okullardaki kritik görevlerinden değildir ve mesleğin adı Rehber Öğretmenliktir.Klinik anlamda psikolojik danışma PDR mezunlarının da kolay kolay yapabileceği bir iş değildir.

Bu konuda adres olarak RAM’lar gösterilmektedir. ( Kaynak olarak Türkiye’de bu alanın kurucularından olan Sayın Yıldız KUZGUN’un Psikolojik Danışma Ve Rehberlik adlı kitabına bakılabilir). RAM’lardaki psikologlar, psikolojik danışmanın adresidir. Kişilik bozuklukları, davranış problemleri, korku ve kaygılar, nevrotik tutumlar vs. amaçlı psikolojik danışma ehliyeti Yüksek Öğrenim Kurumu tarafından PDR bölümlerine verilmemiştir. Dolayısıyla lisans eğitimine ve alınan derslere bakıldığında PDR bölümleri de psikolojik danışma yapamazlar.

Bunun yanında zaten okullar da psikolojik danışmanlık yapılacak yerler değildir. Okullardaki rehber öğretmenlerin görevi bu ihtiyacı olan öğrencileri ilgili adreslere yönlendirmektir. Ülkemizde hala süregelen bazı alanlarda öğretmen açığını kapatabilmek amacıyla öncelikle 2003 yılında daha sonra 2011 yılında felsefe ve sosyoloji mezunları yakın alan olan rehber öğretmenliğe, sınıf öğretmenleri sertifika programı ile yakın anadal olan zihinsel engelliler öğretmenliğine atamaları yapılmıştır.

Zihinsenl engeliller öğretmenliğine ve pdr bölümüne alan dışı atama 2011 şubat atamasında yapılmıştır. AB sürecinde hızlı yol alan ülkemizde mevcut rehber öğretmen açığı 15-20 yılda kapanmayacağı aşikârdır. – Avrupa ve ABD’de uygulanan eğitimle kaynaştırılmış modelde, rehberlik kazanımları psikoloji öğretmenleri (Türkiye’deki karşılığı felsefe grubu öğretmenliği içindedir-grubun psikoloji kısmı) tarafından sağlanmaktadır.

ABD ve Avrupa’da uygulanan modelin adı Uzmanlaşmamış-Merkezileşmemiş modeldir. (Bu model rehberlik hizmetlerini eğitimin bir parçası olarak görmektedir. Bu anlayışa göre rehberliğin amacı, öğrencilerin öğretimden en yüksek derecede yararlanabilmeleri için en uygun koşulları hazırlamak, akıl sağlığını geliştirici ve koruyucu önlemler almak, öğrencilerin kişisel planlamalar yapabilme ve yerinde kararlar verebilme gücünü geliştirmelerine yardımcı olmaktır.

Bu anlayışa göre, rehberlik hizmetleri eğitim programlarının ayrılmaz bir parçası olup, bir okulda öğrenci ile etkileşimde bulunan tüm personel bu hizmetlerin yürütülmesinden sorumludur. Özellikle öğretmenler rehberlik hizmetlerinde birinci derecede rol alan kimselerdir. Bir okulda eğer danışman varsa, rolü, öğretmen ve yöneticilere çalışmalarında yardımcı olmak, hizmetlerde eşgüdümü sağlamak ve toplum kaynaklarını rehberlik hizmetleri için seferber etmektir. Bu anlayışa göre aslında her öğretmen danışmandır, danışmanlar ise öğretmenlerin çalışmalarını kolaylaştıran teknisyenlerdir. Bu anlayışa göre okulda uzman danışman bulunması zorunlu değildir. Rehberlik hizmetlerinde bilgi vermeye ve grup rehberliğine ağırlık verilir.

Psikolojik danışma hizmetleri rehberliğin vazgeçilmez bir öğesi sayılmaz. Rehberlik uzmanları (danışmanlar) rehberlik politikasının saptanmasında hizmetlerin planlanmasında ve yürütülmesinde öğretmen ve yöneticilere, çocuk gelişimi konusunda ise anne-babalara danışmanlık yaparlar. Bu modelin en önemli yararları; tüm personel rehberlik hizmetlerinde aktif rol alacakları için hizmetlerin yürütülmesi kolaylaşır.

Öğretmenler öğrencilerini daha yakından tanımak gereğini duyar ve elde ettiği bilgileri öğretim faaliyetlerinin etkinliğini artırmada kullanabilir. Öğretmenler öğrencilerle daha uzun süre beraber oldukları için öğrencileri daha iyi tanır ve sorunlarına çözümüm bulabilirler.) – 2003 -2004-2011 yılında rehber öğretmenliğe atanan felsefe grubu öğretmenlerinin rehberlik mesleğini icradaki yetkinliklerinde müfettiş raporlarına ve öğrenci görüşlerine başvurulabilir, hem PDR mezunu hem de felsefe grubu sosyoloji mezunu rehber öğretmenlerin bulunduğu okul-okullarda performans farklılıkları incelenebilir (ki böyle farklar sadece bireysel farklarla sınırlı kalmıştır).

Dershanelerde çalışan felsefe sosyoloji mezunu rehber öğretmenler incelenebilir. Tüm bu gerekçeler göz önüne alındığında ben ve benim gibi felsefe ve sosyoloji mezunlarının rehber öğretmen olarak atanmasının, hem geleceğimiz olan çocuklarımızın, gençlerimizin zihinsel, sosyal, duygusal gelişimine katkı sağlayacağı, hem okul ortamlarının öğrenciler için daha güvenli olacağı ve ciddi bir istihdam açığını da kapatacağı ortadadır.

Leave a Reply