Erkan ÜNAL – Facebook mutsuz ediyor

« Önceki Haber

02.02.2012 Perşembe - 23:55

Sonraki Haber »

Erkan ÜNAL - Facebook mutsuz ediyor

Okunma Sayısı: 75

Bir kişinin profiline bakarak o kişinin ne tarz müzikler dinlediğini, nerede ve nasıl yaşadığını, ne iş yaptığını, nerelere gidip nerelere gitmediğini hatta sosyoekonomik ya da psikolojik durumunu bile kestirmek mümkün. Bu yeni hayat rejiminin yarattığı ruh hali de elbette akademik araştırmaların konusu, özellikle de Facebook kullanıcıları söz konusu olduğunda. İnsanlar en güzel fotoğraflarını, en eğlenceli ve mutlu anlarını koyarak kendilerini gösterdikleri bu ortamda araştırmalar yapmak da dolayısı ile psikolojinin konusu. İnternet üzerindeki psikoloji ise siberpsikoloji olarak tanımlanıyor ve bunun temelleri oluşturan bir altyapıyı da Facebook kullanıcıları ve eğilimleri hazırlıyor.
Utah Valley Üniversitesi’nin yaptığı yeni bir araştırmaya göre Facebook’u yoğun olarak kullanmak bizi üzüyor, daha mutsuz olmamıza sebep oluyor. Nedeniyse arkadaş listemizdeki insanları ‘mutlu görmek’. 425 lisans öğrencisi üzerinde yapılan araştırmanın katılımcıları Facebook arkadaşlarının kendilerinden daha iyi hayatlara sahip olduklarını ve daha mutlu olduklarını düşünüyorlar. Çok geniş bir araştırma grubu olmamasına rağmen üniversite öğrencileri arasında yapılan bu araştırma gençlerin Facebook’u daha çok ciddiye aldıklarını, insanların kendi hayatları ile diğer hayatları daha çok karşılaştırdıklarını ortaya koyuyor. Sosyolog Hui-Tzu Grace Chou ve Nicholas Edge‘in araştırmasına göre gerçek hayatta arkadaş olunmayan Facebook ‘arkadaşları’nın hayatlarının araştırma grubundakilere çok daha görkemli görünüyor. Sadece Facebook’tan tanıyıp gerçek hayatta görüşmediğimiz insanların bizden çok daha iyi hayatlara sahip olduklarını ve çok daha mutlu yaşadıklarını düşünüyoruz. Bu durum ise Facebook kullanıcılarının kendilerini daha mutsuz hissetmelerine sebep oluyor. Sorunun çözümünün ise Facebook’tan olabildiğince uzak durarak, gerçek ilişkilere daha çok zaman ayırmak olduğu aşikar.
Daily Mail gazetesinde yer alan yukarıdaki araştırmaya bir ilave daha yapalım. Stanford Üniversitesi'nde yapılan araştırma kapsamında yaşları sekiz ile on iki arasında değişen 3 binden fazla kız çocuğuyla görüşüldü. Araştırma sonucunda çocuklardan daha fazla yüz yüze iletişim kuranların, internet üzerinden iletişim kuranlara göre daha mutlu oldukları tespit edildi. Sonuçları değerlendiren uzmanlar, çocukların yüz yüze iletişim sırasında toplumsal ve duygusal gelişimlerini daha sağlıklı bir şekilde yaşadıklarını bu sebeple de mutluluk seviyelerinin daha yüksek olduğu yorumunda bulundular. Araştırma ekibindeki psikologlar ayrıca, kız çocuklarının Facebook gibi sosyal iletişim ağları üzerindeki arkadaşlarının hemen hepsinin kendilerinden daha mutlu oldukları izlenimine kapıldıklarını bu sebeple de mutluluk eşiklerinin yükseldiğini tespit ettiler. Ekipte yer alan uzmanlardan Profesör Roy Pea, çocukların gelişimleri sırasında insanların yüzlerinde oluşan ifade ve tepkileri anlama becerisi edindiklerini ve bu becerinin bir hayli zor edinildiğini belirtiyor. Pea bu sebeple sürekli olarak ekrana odaklanan çocukların, yüzde oluşan ifadeyi anlama becerisini edinemeyebildiklerini söylüyor ve yemek masası gibi sosyal ortamlarda çocuklarla yüz yüze diyalog kurulmasının önemine dikkat çekiyor. Araştırma ekibinde yer alan bir diğer uzman ise anne babaların çocuklarına yapacakları "benimle konuşurken yüzüme bakmalısın" uyarısının bir hayli anlamlı olduğuna dikkat çekiyor ve çocukların yüz yüze iletişim kurmaya teşvik edilmeleri gerektiğini belirtiyor.
Evet, yukarıda aktardığım iki araştırmada da facebook’un insanları mutsuz ettiğinden bahsetmiş. Facebook’u birebir çevirdiğinizde “yüz kitabı” gibi bir anlam çıkıyor. Facebook hızla artan Social Media(Sosyal Medya)’nın en başta geleni. Ancak Facebook’daki “yüz” kelimesi ve Social Media’daki “social” kelimesi kendi içinde büyük çelişki oluşturuyor. Çünkü ne facebook insanlarda yüz yüze iletişimin sıcaklığını ve samimiyetini sunabiliyor, ne de sosyal medya bizleri gerçek manada sosyalleştiriyor. Zaten bu çelişki sebebiyledir ki insanları mutsuz yapıyorlar.
Yukarıdaki iki araştırmaya ben de kendi tecrübelerimden katkıda bulunmak isterim. Facebook gibi sosyal medya araçlarının bir dezavantajı da insanları klavye başında yüz yüzeyken olamayacağı kadar cesaretlendirmesidir. Sanal ve sorumsuzca yapılan muhabbetlerin sonu çok farklı noktalara gelebilmekte, asayiş olaylarına dahi konu olabilmektedir…
Tabii ki yukarıda yazdıklarım facebook gibi sosyal medya araçlarını aktif olarak kullananlar için geçerli. Ara sıra veya ticari amaçlı kullanımın bir zararı olduğunu düşünmüyorum.

İnsanlar gördüm, vakitlerine sizin dinar ve dirheminize olan hırsınızdan daha hırslı idiler.
-Hasan Basri

Tüm Yazıları

Leave a Reply