Erbakan soyadından boşanmak

O halde yetkililere soruyorum bu milletin köklü ailelerine sahip evlatlarına “evlik eğitimi” kampanyasıyla, ailelerin korunmasına gerek yok mudur?

Boşanmak, toplumsal bir sorundur

Konferans ve söyleşilerimde sürekli söylüyorum; “Boşanmak, kişisel değil daha çok toplumsal bir sorundur”. Psikiyatris ve psikologlar genellikle bu durumu görmezler. Onlardan bunu tespit ve tahlil etmeleri de beklenmez. Çünkü psikiyatrlar insanı tıbbi ve anatomik bilgiyle incelerler.

Toplumsal özellikleri ve sosyal yapıyı analize katmak zorunda da değillerdir. Asıl çarpıklık bu meslekte değil, onları TV programlarına varıncaya dek her fırsatta ortaya çıkartıp, kendilerinden toplumsal yapı analizi yapmalarını isteyenlerdedir.

Psikiyatrlar toplumsal olanı bilmez

Psikiyatrların tedavi edecekleri hedef kitle, normal dışı davranışı kendi içinde küçük bir takıntı olarak kalmayıp, sosyal alana, ilişkilerine sıçrayarak çevresindekilere zarar vermeye başlamış olan, nüfusun % 2-3’ü oranındaki insanlardır. Bunların dışında kalan, sorunlarını ilaç kullanmadan çözebilecek % 98’lik büyük kitleye tutarlı tespit ve tahliller üretecekler ise sosyoloji, sosyal psikoloji, sosyal hizmetler ve pedagoji ile ilgili bilim dalları ve uzmanlarıdır.

Psikoloji, bize uygun teknikler geliştirmeli

Yeri gelmişken değinelim; Psikoloji ise insanı, “birey” tarafıyla inceleyip, sosyal bağlardan arındırarak baktığı ve batı literatürü şartlanmışlığıyla farklı olan doğu toplum yapılarını göz ardı ettiği için bize uymayan çarpık reçeteler sunabilmektedir. Psikoloji bize uygun teknikler geliştirmediği sürece psikologlar, evlilikleri düzelten değil boşanmaları artıran bir işlev üstlenmeye devam edeceklerdir.

Evlilik Eğitimi Sosyoloji ve Sosyal Psikoloji işidir

Bu yüzden az da olsa belediye ve bazı kurumların verdiği “evlilik eğitimlerinin” faydalı olabilmesi de, bizim toplumsal yapımızı tanıyan uzmanlara “eğitimcilerin eğitiminin” verdirilmesine bağlıdır. Yoksa genelde yapıldığı gibi kendine gelen ve mutsuz evliliği olan kadına psikolog, “kendi “bireysel” mutluluğun için kocandan boşanabilirsin” telkininde bulunduğu gibi; verdiği “evlilik eğitiminde” de “bireyci” yüklemelerle bir başka “toplumsal gerçeği” inkâr etmiş olacaktır. O’da; “Batı toplumlarında toplumun ayrıştırılmayacak temel birimi “birey” iken bizim gibi doğu toplumlarında “aile”dir”.

Kısacası bizim insanımız, aile içinde yaşamıyorsa mutlu olamaz ve yaşanılan süreç boşanmaların katlanarak artmasıyla devam edecek olursa, toplumun ayrıştırılmayacak temel birimi ailenin dağılmasıyla, büyüklüğüyle övündüğümüz bu güçlü toplum da parçalanır. Meseleyi hiçbir kişi ve kurum hafife alamaz. Hafife alıp da bir şey yapmayan her kişi ve kurum çok büyük vebal altındadır.

Ailenin parçalanmasına 20 yıl kaldı!

Yoksa bu milletin ve ailesinin parçalanmasına ve ülke bütünlüğünün ve topraklarının yok olmasına 20 yıl kalmıştır. Dağılma sürecini bütünleşmeye döndürmek için de yapılması gereken başlıca ve yegâne tedbir, hemen bugünden başlayarak, bize has içerikle bütün bekâr, boşanmış ve evlilere “evlilik eğitimleri” kampanyasının yapılmasıdır.

Daha önce de söylemiştik; Bize özgü içerik ile titizlikle hazırladığımız “evlilik atölyesi” modelini isteyen kişi ve kurumlar alıp uygulayabilir. Bu konuda istenilen katkıyı yapmak ise her zaman boynumuzun borcudur. Beyaz Kalpler ile birlikte atölye çalışmasına katılmak isteyenler ise aşağıdaki iletişim adreslerinden bize ulaşabilirler.

Erbakan’la evlilikleri hatırlamak

Peki, bugün evlilik eğitimlerini yeniden ele alan yazı yazmamızın nedeni nedir? Bu konuyu gündeme getirişimizin sebebi hangi olay olmuştur? Hemen söyleyelim; “Rahmetli Erbakan’ın kızı Zeynep hanımın kocasından boşanması haberi”..Haberi Radikal yazarı Ömer Şahinden öğrendik. Olay bize bu konudaki eğitimlerin önemini ve gereğini yeniden ve derinden hissettirdi… Erbakan’ın hayatındaki kaygıları hatırlattı…

Rahmetli Erbakan dünya ilimlerinde büyük deha olmasının yanında manevi ilimlerde de büyük aşama kaydetmiş, bunu da bizzat hayatında yaşayarak göstermiş bir büyük maneviyat önderiydi. O batının insan zihinlerini iğdiş ettiği büyük kültürel sömürüye “önce ahlak ve maneviyat” ilkesiyle dimdik karşı durmuştu. Biz kendimizi, o büyük dava ve devlet adamını layık olduğu gibi anlatmak bakımından yetersiz görüyoruz ve onu gerektiği gibi tarif edememekten dolayı çekiniriz. Onun üzerinde büyük emeği olanlar yıllardır ülkeyi yöneten aktörler durumundadır desek şimdilik yetecektir.

Erbakan’ın Nermin hanım ve aile sevdası..

Erbakan’ın en önemli özelliği ise, bütün şartların aleyhine olmasına rağmen ve tek başına yozlaşmaya ve batıcılığa karşı doğuyu, İslamı, bizi ve geleneği savunmasıdır. Ömrü boyunca aile değerlerinin koruyuculuğunu üstlenmiştir. O kadar ki hayatı boyunca koca bir düzenle mücadeleden etkilenmeyen dev adam, Nermin hanımefendinin vefatı sonrasında ona duyduğu büyük sevgi nedeniyle, beli bükülmüş, adımları küçülmüş ve adeta yıkılmıştır. O zamanlar anlam verememiştim. Evet, O Dev Çınar hiçbir başka şeyle değil sadece hanımına karşı duyduğu derin sevdasından yıkılmıştı…

Kızları Zeynep hanımın boşanma kararında insani bir zaafın payı yoktur kanaatindeyim. Kapitalist sistemin bizi içine çektiği, “karşılıklı zaaf düzeni” yani “sosyal zaaf” sonucu bir karar olması kuvvetle muhtemel. Olumsuz toplumsal yapıdan herkes etkilenir. Belki de kararında, muhterem babalarının dava varisi olmak istemesindeki iştiyakı, rol oynamıştır.

Erbakan soyadından boşanmak ne demek?

Habere göre, Zeynep hanımefendi tekrar Erbakan soyadını almış. Erbakan soyadı ideali, maneviyatı, aile değerlerini, dinamizmi, mukavemeti ve istikrarı sembolize ediyor.. Asıl tehlike Erbakan soyadından boşanmaktır. Yani o soyadın temsil ettiği güçlü gelenekten boşanmak. Bu boşanma kararı yazının başındaki tespitin ne kadar önemli olduğunu da gösteriyor..

Türkiye’de yaşanılan gerçek; “Boşanmak, kişisel değil toplumsal bir sorundur”. Öyle bir babanın evladı Zeynep Erbakan’ın kesinlikle kişisel hata yaptığını düşünmüyorum. Karı ve koca her ikisi de iyi ve başarılı insanlar olabilir fakat ilişkileri kötü olabilir. Her köklü ailenin başındaki gibi Erbakan ailesi de toplumsal olanın etkisi altındadır. Toplum olumsuz bir değişim süreci yaşıyorsa siz de yaşarsınız. Bu da sizin kişiliğinizin zayıf olduğunu göstermez. Toplumun zayıflığını ve değişimin acımasızlığını gösterir. Boşanmak zorunda kalmış nice kişilik, değerleri ve aileyi korumak için çalışmaktadır.

O halde yetkililere soruyorum bu milletin köklü ailelerine sahip evlatlarına “evlik eğitimi” kampanyasıyla, ailelerin korunmasına gerek yok mudur? Hala bu konuda eyleme geçmeyen kişi ve kurumlar harekete geçmeyecekler midir? Neyi bekliyoruz?

A.B.D. Başkanının kızının boşanmasını mı!? Ne dersiniz?    

Selam, sevgi ve muhabbetle…    

Yrd Doç Dr. A. Muhsin Yılmazçoban

İlişki ve Evlilik Uzmanı

a.muhsinyilmazcoban@gmail.com  

http://www.facebook.com/#!/pages/Beyaz-Kalpler/205481566169258 

http://twitter.com/#!/Beyazkalpler

***

Katılımcılar “Evlilik Atölyesi” kaydı ve ilgili bilgiyi aşağıdaki iletişim adreslerinden edinebilirler.

Evlilik Atölyesi Çalışma Yeri: Erdem Der Seminer Salonu

Adres: Eski Londra Asfaltı No:33 Aker Plaza B Blok Kat:4/6 -Şirinevler Metrobüs Durağı- Bahçelievler / İSTANBUL

İrtibat Tel: 02125033351

Leave a Reply