DSM-5 İçin Düşünülen Boyutsal Değerlendirmeler

Çeviri: Filiz ÖZYAPRAK / Aktüel Psikoloji


Ruhsal
bozuklukların tutarlı tanısında ortaya çıkabilecek zorluklardan biri tek bir
hastada görünen belirtiler ve diğer faktörler yelpazesini değerlendirmektir. DSM-IV
de dahil olmak üzere önceki versiyonlarda, bozukluklar her ruhsal hastalığın
semptomlarını belirleyen bir liste ile kategorilendirerek tanımlanmış ve düzenlenmiştir.
Bu kategorik sistem çerçevesinde, kişide ya bir belirti vardı ya da yoktu, ve bir
tanıya ulaşmak için belirli sayıda semptomun mevcut olması gerekliydi. Bu sayıya
ulaşılmadığı takdirde, bozukluk tanısı elde edilemezdi.

Bozukluklara
ilişkin belirtilen mevzubahis kriterler, ruhsal bozuklukları olan hastaların
tanısı için kullanılan önceki tanısal yönergeler üzerinde büyük bir ilerleme
kaydetmesine rağmen, bu tanısal sistem pratikte sorun teşkil etmektedir. Bozuklukları
için bu belirli kriterleri ruhsal bozukluğu olan hastalara tanı için
kullanılabilir önceki tanısal yönergeleri üzerinde büyük bir gelişme iken, tanı
bu sistem ile gerçek dünya sorunları vardır. Kategorilendirilmiş sendromlar ile
bireyin şahsi deneyiminde göze çarpan belirtiler realitede her zaman
örtüşmemektedir. Örneğin, şizofren bireyler sıklıkla şizofreni tanısı
kriterleri ile örtüşmeyen diğer belirtiler gösterirler – örneğin uykusuzluk, depresyon
ve anksiyete belirtiler mevcut olabilir. Ayrıca, tanı kriterlerinin ”evet /
hayır” çerçevesinde oluşu dolayısıyla (örneğin, bireyde bir bozukluk var mı,
yok mu?), DSM-IV’te genellikle hastalığın şiddetini açıklamak için bir yöntem bulunmamaktadır,
ve bu nedenle hastanın tedavisinin işe yarayıp yaramadığının belirlenmesi için
de belli bir yöntem mevcut değildir.

Bugünlerde, DSM-5
Çalışma Grupları, klinik uzmanların boyutsal değerlendirmeler ışığında ruhsal
hastalıkların belirtilerini ve şiddetini tespit edebilmesine yardımcı olmak
için ilave yöntemler düşünmektedir. Bu yöntemler, klinik uzmanların, hastaların
deneyimleyebileceği bir dizi belirtiyi sistematik olarak değerlendirmesine izin
verecektir. Örneğin, hastanın tanısına bakılmaksızın, depresif ruh hali,
anksiyete düzeyi, uyku kalitesi ve madde kullanımı hakkındaki bilgiler klinik
uzmanlar için önem taşıyacaktır. Boyutsal değerlendirmeler, klinik uzmanların
belirtilerin hem varlığı hem de şiddeti üzerine, ”çok şiddetli”, ”şiddetli”,
”orta” veya ”hafif” gibi, değerlendirme yapmalarına izin verecektir. Bu derecelendirme,
belirtiler tamaman ortadan kaybolmasa dahi tedavinin gelişiminin izlenmesini
sağlayan bir metod oluşundan ötürü hastanın tedavi ile ilerleyişini
gözlemleyerek de yapılabilir. Bu yöntem, ruh sağlığı profesyonellerini yalnızca
birincil tanılarına bağlı olanları değil, hastanın tüm belirtilerini
kaydetmeleri yönünde teşvik edecektir.

DSM-5 Çalışma
Gruplarının şu anki görevi, mevcut bilimsel kanıtları incelemek, şu anda gözden
geçirdikleri belirli hastalıklar için uygun boyutsal değerlendirmelerin neler
olduğunu belirlemek, ve bunların nasıl uygulanacağına yönelik klinik uzmanlara
spesifik tavsiyelerde bulunmaktır.

DSM-5 Şeması Nasıl Değişiyor?

DSM-5 için önerilen
çerçeve, mevcut kılavuzda hem zaafların temel sebepleri hem de semptomların
karakteristiği baz alınarak oluşturulan 16 bölümü tekrardan sıralamıştır. Bu
bölümler, daha büyük ruhsal bozukluk gruplarının etyolojisine ilişkin ortak
potansiyelleri yansıtmak için nörogelişimsel, duygusal ve bedensel gibi genel
kategorilere göre düzenlenmiştir.     Bu tür değişiklikler, daha kapsamlı tanı ve
tedavi yaklaşımlarını kolaylaştırmayı amaçlamakta ve tanı kriterlerine yönelik
araştırmaları teşvik etmektedir.

 Yeni Şema Hangi Süreçlerden Geçmiştir?

Tanısal Spektrum
Çalışma Grubu, DSM-5’deki bozuklukların nasıl düzenlenebileceğine, ve nöroloji,
beyin görüntüleme ve genetik ilerlemelerin bozuklukların düzenlenmesinde ortak
belirtilerden daha fazlasını içeren bir çerçeve önerip önermediğine ilişkin
inceleme yapmak üzere görevlendirildi. DSM-5 Çalışma Kolu tarafından yapılan sunumun
akabinde, Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü yetkilileri ile görüşmeler yapılmıştır.

Kaynak: dsm5.org 

Leave a Reply