Dicle Üniv. "Boşanma Çalıştayı" Sonuç Bildirgesi

Diyarbakır Dicle Üniversitesi`nde yapılan
‘Boşanma Çalıştayı` sonuç bildirgesinde Aile içi iletişimi güçlendirecek
filmler ve dizilerin yapılması gerektiği ifade edilirken şimdi yayında
olan birçok dizinin aileye zarar verdiği ve denetim altına alınması
gerektiği vurgulandı.

Son yıllarda Türkiye’de artan boşanmalara çözüm aramak için Diyarbakır
Dicle Üniversitesi’nde yapılan ‘Boşanma Çalıştayı’ sona erdi. Çalıştayın
sonuç bildirgesinde önemli tespitlere yer verildi. Türkiye’de ilk kez
yapılan çalıştayda yeni evlenecek bireylere evliliklerinin güzel bir
şekilde devam etmesi için merhamet, fedakarlık, sabır, ve hoşgörü gibi
eğitimlerin verilmesi gerektiği vurgulandı.

TV dizileri denetime alınmalı

Dicle Üniversitesi’nde 2 gün boyunca sosyoloji masası, iletişim masası,
ilahiyat masası, hukuk masası ve psikoloji masasındaki katılımcılar
çalışmalarını yapmak üzere ayrı ayrı toplandı. Toplantılara katılan
akademisyen ve uzman 50 katılımcının fikirleri bildirge haline
dönüştürüldü. Çalıştayın sonuç bildirgesini Dicle Üniversitesi Rektör
Yardımcısı ve Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aytekin Sır
açıkladı. Dicle Üniversitesi Senato Odası’nda sonuçları açıklayan Prof.
Sır, halkın örf, adet gelenek ve inançlarıyla uyuşmayan ve aile
birliğini tehdit eden dizi ve programların denetim altına alınması
gerektiğine dikkat çekti.

Medya da içerik denetlenmeli

Köpeğin baba rolünde gösterildiği dizilerde babalık rolünün rencide
edildiğine vurgu yapan Sır, evlilik, anne ve baba olma eğitimlerinin
medya ve kurumlar vasıtasıyla yaygınlaştırılması gerektiğini anlattı. Bu
eğitimlerde merhamet, fedakarlık, sabır, anlayış ve hoşgörü dersinin
özellikle verilmesi gerektiğini dile getiren Sır, “Sağlıklı evlilikler
kurulabilmesi için evlenecek kişilerin evlenmeden önce konuyla ilgili
bir eğitim programına katılmış olmaları mutlaka aranmalıdır. Evlilik
okulu gibi hizmetlerin verilmesi ve ücretsiz hale getirilmesi gerekiyor.
Ayrıca Üniversitelerde ‘Aile öğretmenliği’ bölümleri kurulmalı ve
konuyla ilgili bölümler için seçmeli olarak ‘Aile eğitimi’ dersleri
okutulmalıdır” şeklinde konuştu.

Ailede sabır, sadakat, hürmet ve muhabbet olmalı

İlkokul çağındaki çocuklara kadın ve erkeğin rollerindeki farklılıkların
ders olarak verilmesi gerektiğini ifade eden Sır, aile kavramı ve aile
içi tartışmalarda uygun davranış modellerinin psikodrama yöntemiyle
verilmesi gerektiğine vurgu yaptı. “Aile içi iletişimi güçlendirecek
filmler, diziler, cep kitapları çoğaltılmalı ve ‘Kamu spotları’ ailevi
konularda da gündeme gelmelidir” diyen Sır, “Uzmanların danışmanlığında;
ailede sabır, sadakat, hürmet, muhabbet, fedakarlık hislerini ön plana
çıkaran televizyon dizileri, filmler, tiyatro, küçük cep kitapları gibi
farklı yayın türleri üzerinde çalışılmalıdır. Psikolojik danışma
hizmetleri yaygınlaştırılmalı, psikiyatrik hastalıklar ile ilgili
toplumun doğru bilgilendirilmesi medya ve eğitim kurumları aracılığı ile
yaygınlaştırılmalıdır” dedi.

Boşanma için hemen yasal yola başvuru yapılmasın

Boşanma sürecindeki bireylerin psikolojik bir değerlendirmeden geçmesi
gerektiğini hatırlatan Sır, mahkemenin gerekli durumlarda tedaviyi
zorunlu hale getirmesinin önemli olduğunu kaydetti. Boşanma davasının
aile içi özel konuların ortaya dökülmesinin evlilik sürecini olumsuz
etkilediğini belirten Sır, boşanma davalarından önce arabulucuya
başvurulması ve sorunun bu şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Özel hayat ortaya saçılıyor

İzdivaç programlarında da insanların pişman olacağı şeyleri paylaştığını
dile getiren Sır, bu tür programlarda özel hayatla ilgili bilgilerin
verilmemesi gerektiğine dikkat çekti. İnsanların sonradan pişman
olabileceklerini anlatan Sır, bu tür programların da denetim altına
alınması gerektiğini vurguladı.

Yılda 100 bin çift boşanıyor

Öte yandan Yerel Yönetimler ve Aile Sempozyumu’nda konuşan Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, “Ülkemizde yılda ortalama 600 bin
kişi evleniyor. Son 10 yıla baktığımızda yılda 100 bin civarında bir
boşanma gerçekleşiyor. Araştırmalar, bunların 80 bininin ikinci defa
yeniden evlendiğini ve 14 bininin de yeniden boşandıkları eşleriyle
evlendiğini gösteriyor.” dedi. Araştırmanın sonuçlarına göre, ‘Ben
mutluyum’ diyen ailelerin toplamı yüzde 60. Boşanma sebepleri olarak;
aldatma, şiddet, dayak, şiddetli geçimsizlik, içki ve kumar gibi konular
öne çıkıyor.

Boşanmalar niye artıyor?

Ak Parti milletvekilleri, boşanma oranlarındaki artışın sebeplerinin
araştırılması ve konunun çözümüne yönelik alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi için Meclis araştırması açılmasını istedi. Ak Parti Adana
Milletvekili Fatoş Gürkan ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığı’na
sunulan önergenin gerekçesinde, bir toplumun en önemli öğesinin aile
olduğu ifade edildi. Sağlıklı bir toplumun ancak güçlü ve mutlu aileler
tarafından tesis edilebileceğinin vurgulandığı gerekçede, “Aile
birlikteliğini oluşturan evlilik müessesesinin devamlılığı bu açıdan çok
önemlidir. Evlilik birlikteliğinin bitmesi hem tarafları hem çocukları
hem de kişilerin yakınlarını olumsuz etkilemektedir. Boşanma sayılarının
çok arttığı düşünüldüğünde bu olumsuzluk, sosyolojik bir sorun
oluşturarak toplumu da olumsuz olarak etkileyeceği açıktır” denildi. 

Leave a Reply