Çocuklarımızın eğitim hayatlarında başarıyı elde edebilmeleri için çalışmaları oldukça önemlidir. Ancak doğru ve verimli çalışıp çalışamadıkları kesinlikle çok daha önemli olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocukların daha verimli ders çalışmasını sağlayacak önerilerde bulundu.

Bir çocuğun oturup saatlerce kitaplara gömülerek ders çalışması, okul yaşantısında başarılı olacağı anlamına gelmemektedir. Evet, çocuğumuzun çalıştığını söyleyebiliriz ama verimli çalıştığını söyleyebilmemiz için dersin başında geçirdiği süreye bakmak yeterli değildir. Önemli olan uzun saatlerce çalışmasından ziyade çalıştığı bilgileri öğrenerek kalıcı hale getirebilmesidir. Bu da ancak verimli bir çalışmayla mümkün olabilir. Her çocuk çok farklıdır, bu farklılık sahip oldukları becerilerde de görülür. Bu yüzden her çocuk için verimli çalışabilme yöntemleri de farklılık gösterir.

Çocuğunuzun becerilerini ve dikkat alanlarını öğrenin

Çocukların çalışamaması durumu ile ilgili sıklıkla kullanılan cümlelerden biri ‘dikkatini toplayamıyor’ cümlesidir. Çocuğun dikkatini toplayamaması aslında kullanıldığı kadar basit anlatılamaz, çünkü dikkatin çok farklı alanları vardır. Tek bir dikkatten söz etmek çok da mümkün değildir, herkes farklı dikkat alanlarında farklı seviyelerde becerilere sahiptir. Bu sebeple herkesin kolay ve verimli şekilde öğrenme yolu kendine özgüdür. Çocuklarımıza bu becerilerini göz ardı ederek sadece ‘çalış’ demek, onlar için yeteri kadar yol gösterici olamamaktadır. Bu sebeple öncelikle yapılacak değerlendirme ile çocuklarımızın becerilerinin yaşıtlarına göre ne durumda olduğunu öğrenmek, hangi becerileri hangi alanlarda yaşıtlarına kıyasla daha gelişmiş durumda, hangi becerilerinin ise daha geliştirilmesi gerektiğini öğrenmek, bireysel olarak çocuğumuzun daha verimli çalışabilmesini sağlamaya yardımcı olmaktadır.

Çocuklarımızın sahip oldukları güçlü becerileri ve dikkat alanlarını bularak kendileri için kolay olabilecek öğrenme yöntemlerini kullanmasını sağlamak daha önce öğrenmekte zorlandıkları pek çok şeyi öğrenebileceklerini onlara göstermenin en etkili yoludur. Çoğumuz gibi çocuklarımız da daha zevk alarak yaptıkları aktivitelere daha istekli bir şekilde katılım sağlayacaklardır ve bu da çalışmaya karşı daha istekli hale gelmeleri anlamına gelmektedir.

Güçlü yönlerini kullanarak öğrenmekte zorluk çektiği dersleri anlamasını kolaylaştırmak, çocuğun o derse karşı sahiplenmiş olduğu olumsuz tutumları da değiştirmeye başlayacaktır. Öğrenme sürecindeki olumlu tutumun, öğrenmeye pozitif katkı sağladığı göz önünde bulundurulursa; çocukların zevk alarak çalıştıkları dersleri daha kolay öğrenebileceklerini söylemek mümkündür.

Peşin hükümlü olmayın!

Çocuklarımızı ‘çalışmıyor’ gibi hükümlerle yargılamadan önce beceri alanları ve seviyelerinin değerlendirilmesini sağlayarak, onlar için daha keyifli ve daha uygun olan yollarla verimli çalışabilme fırsatı sunabileceğimizi hatırlamakta fayda vardır.