SOS Çocukköyü Derneği ve Kıbrıs Türk Psikologlar Derneği işbirliğinde organize edilen “Çocuk Hakları Paneli” dün gerçekleştirildi.
“SOS Köyü Derneği Tarafından Çocuk Hakları Farkındalığını Artırma Projesi” hakkında bilgiler veren Gözde Çeker, panelde yaptığı konuşmada, 17 Aralık 2009 - 17 Aralık 2011 tarihlerini kapsayan projenin AB tarafından finanse edilip, SOS Çocuk Köyü Derneği tarafından uygulandığını söyledi.
Çeker, yapılan bir araştırmada çocuk hakları istismarının en çok Alayköy bölgesinde görüldüğünün tespit edilmesi üzerine, Alayköy İlkokulu’nun pilot okul olarak seçildiğini anlattı. Proje komitesinin çalışmalarını çok titiz bir şekilde sürdürdüğünü anlatan Çeker, proje kapsamında öğretmenlere, öğrencilere, ailelere çeşitli eğitimler verildiğini, yarışmalar, sergiler, sağlıklı beslenme eğitimleri ve geziler düzenlendiğini söyledi.
Psikolog Emine Özkılıç da, “Projede İki Derneğin İşbirliği” konusunda yaptığı sunumda, Alayköy İlkokulu’nda uygulanan proje hakkında bilgiler verdi.
Projenin iki etaptan oluştuğuna dikkat çeken Özkılıç, projenin ilk aşamasının çocuk halklarının ne olduğu, ikinci aşamasının ise çocuk ihmal ve istismarından korunma yolları ile ilgili olduğunu kaydetti.
Proje çerçevesinde çocukların hak ve sorumlulukları hakkında bilgilendirildiğini belirten Özkılıç, çocuklara çeşitli aktiviteler düzenlendiğini, çizgi filmler, görseller, materyallerden yararlanılarak, çocukların hak ve sorumluluklarının ne olduğu konusunda bilgilendirildiğini anlattı.
Çocuk hakları konuşuldu
Panel, Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nda saat 10.00’da aileler, öğretmenler, sosyal hizmetler uzmanları ve vatandaşların katılımıyla yapıldı.
Moderatörlüğünü Dr. Zihniye Okray’ın yaptığı panelde, Uzman Psikolog Refia Erosal “Çocuk Hakları”, Doç. Dr. Ebru Çakıcı “Çocuk İhmal ve İstismarının Sonuçları, Psikolojik Boyutları”, Gözde Çeker “SOS Köyü Derneği Tarafından Çocuk Hakları Farkındalığını Artırma Projesi” ve Psikolog Emine Özkılıç “Projede İki Derneğin İşbirliği” konularında sunum yaptı.
Panelde ilk sözü alan Uzman Psikolog Refia Erosal, “Çocuk Hakları” konusunda katılımcıları bilgilendirdi.
Çocuk hakları sömürüsünün ilk kez 1874 yılında Mary Ellen tarafından gündeme getirildiğini anlatan Erosal, yapılan çalışmalar sonrasında 20 Kasım 1959 tarihinde ilk kez Çocuk Hakları Bildirisi İlkeleri yayımlandığını anlattı. Erosal, bundan yaklaşık 30 yıl sonra bu bildirinin genişletilerek, uluslararası bir yasa haline getirildiğini de kaydetti.
“18 yaşından küçük her birey çocuk”
Bildirge hazırlanırken çocukların yararlarının gözetilmesi, yaşam hakkı, çocukların görüş ve düşüncelerine değer verme gibi unsurların gözetildiğine dikkat çeken Erosal, bildirgede ilk olarak 18 yaşından küçük her bireyin çocuk olduğunun tanımı bulunduğunu söyledi.
Erosal, bildirgede; eşitlik ilkesi, çocukların ayrımcılığa teşvik eden uygulamalardan korunması, çocukların sağlıklı, onurlarının zedelenmeyeceği şekilde yetiştirilmesi, ad ve vatandaşlık verilmesi, yeterli beslenmesi, barınma, tıbbi bakım, eğitim hakkı, şiddet, istismar, ihmal, sömürüye karşı korunması, ticaret konusu olmaması, uygun bir asgari yaştan önce çalıştırılması gibi birçok konunun yer aldığına dikkat çekti.
Çocuk hakları konusunda da bilgi veren Erosal, her çocuğun sevilme, güvenilir bir aileye sahip olma, iyi beslenme, dinlenme, oynama, hata yapma hakkı olduğunu söyledi.
Çocukların hatalarına karşı toleranslı olunması gerektiğini, ceza verilecekse amacını aşmaması gerektiğini vurgulayan Erosal, çocukların başka birçok hakları yanında, en önemli haklarının iyi tıbbi bakım, eğitim alma, istismar ve fiziksel, duygusal ve cinsel şiddetten korunma olduğunu kaydetti.
Çakıcı: Çok ciddi istismar olayları var
YDÜ Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ebru Çakıcı da, “Çocuk İhmal ve İstismarının Sonuçları, Psikolojik Boyutları” konusunda yaptığı konuşmada, günümüzde çok ciddi istismar olayları yaşandığını kaydetti.
Günümüzde en ciddi olayların çocuklara bakmakla sorumlu kişilerin yaptığı davranışlar olduğuna dikkat çeken Çakıcı, istismarın ihmal veya kaza sonucu oluşabileceğini söyledi.
İstismarın dayak, şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet, ihmal gibi çok çeşitleri bulunduğunu ifade eden Çakıcı, çocuk istismarı ve şiddetin, çocukların üzerinde çok ciddi psikolojik sorunlara yol açabildiğini belirtti.
Şiddet ve istismara maruz kalan çocukların, hem içinde bulundukları dönemde, hem de erişkinlik yaşantılarında çeşitli psikolojik sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını anlatan Ebru Çakıcı, “şiddetin ne zaman geleceği bilinmeyen bir evde yaşayan çocuklarda davranış kalıpları istemsiz öğreniliyor. Sürekli şiddet gören çocuklarda, çeşitli kopmalar yaşanıyor. Okul başarısında düşüşler, gece altına kaçırma, erişkinlik döneminde ilişkilerinde başarısızlıklar, gelecekteki şemalarında olumsuzluklar görülüyor” dedi.
İstismarın sadece çocuğun bedenine yapılmış bir saldırı olarak algılanmaması gerektiğine de dikkat çeken Çakıcı, duygusal şiddete maruz kalan bireylerin erişkinlik yaşamlarında sürekli terk edilme korkusu içinde yaşadığını vurguladı.
Cinsel istismara uğrayan çocuklarda ise, başkalarının her davranışının cinsel olarak taciz edici gibi algılanmasının en yaygın sonuçlarından biri olduğuna işaret eden Çakıcı, istismarın diğer sonuçlarından bazılarının; ilişkileri cinselleştirme eğilimi, ilerleyen yaşlarda cinsellikten kaçınma, acı ya da olayları durduramama, çaresizlik hissi, olumsuz yaşam deneyimlerinden dolayı mücadeleci olamama hissi olduğunu anlattı.
Yapılan bir araştırmada, ihmal ve istismara maruz kalan çocukların ergenlik döneminde depresyon ve intihar girişimi oranlarının yükseldiğinin ortaya çıktığını ifade eden Çakıcı, “Çocuklukta yaşanan istismar, hem çocukluk döneminde psikolojik sorunlara hem de erişkin hayatında izler bırakmaya devam ediyor” dedi.
Psikolojide, “aynı ateş tereyağını eritir, fakat yumurtayı sertleştirir” diye bir söz kullanıldığına dikkat çeken Çakıcı, istismar sonrasında tedavi süresinin çok zor ve uzun süreli olduğunu, istismarı önleme çalışmalarının çok önemli olduğunu kaydetti.