Batman Dark Knight Rises filminden önce psikoloji part 2

İYİNİN VAROLMA SAVAŞINDA

Peki, kazanan kim oluyor?
-Joker elbette…

Batman, bütün yaşanılanların ardından, aslında kahraman olmanın hiçbir şey ifade etmediğini görüyor ve kendisini sınırlayan bütün değer yargılarından vazgeçiyor.

Çünkü o aslında kahraman olmak için yaratılmamıştı. O, halkın gezdirdiği bir gösteri kuklası olamazdı. Çünkü kendi iç dünyasında, toplumun asla anlayamayacağı oranda fırtınalar kopuyordu. Bu yüzden Kara Şövalye olmayı seçti… Ve o da Joker gibi bu yolla özgürlüğüne kavuştu belki de.

Belki de bu yüzden, Batman olarak doğanlar, tarih boyunca hep Kara Şövalye'ye dönüşmek zorunda kalmıştır.

Buradan yola çıkarak: Bunlar konuyla ilgili ilk aklıma gelen felsefi sorular...

1. Kendinizi Joker'e mi yakın görüyorsunuz, yoksa Batman’a mi?

2. Joker gibi bir lideri mi tercih edersiniz, yoksa Batman tarzı birisini mi?

3. Hangisi, felsefi olarak daha tutarlıdır?

4. Her zaman kurallara uymak, sonsuz adaleti getirir mi?

5. En kötü düzen bile düzensizlikten iyi midir?

Joker aslında iyiliğin kahramanıdır.

İyinin var olma savaşında iyiliğe anlam katandır. Dünyanın bin cümlelik sorularını bir bedende toplayıp, ayna gibi dünyaya tekrar yansıtma görevini üstlenerek kuralları hiç eden, bilinçaltı savaşçısıdır.

Yaşadığı dünyanın adalet duygusunu sindirememiş ve dışkılamıştır. İntikamından arta kalan benliğini ifade edişi ise; elenmiş, budanmış, şekillenmiş ve özümlenmiş var olma güdüsüdür. Her davranışını ve eylemini hür iradesiyle ortaya koyan jokerin yine var olma nedenlerine yenilişi tesadüf ve bilinçsizce değildir.

Hiç olmaya filmin final sahnelerine doğru/cehenneme giden ölümcül düşüşünde bile, kahkalarını atmakta ve yine kendisini ortaya koymaktadır. Aslında Kahkaları iyiliğin pençesinden kaçamadığında sustu. Batman ise misyonunu sergileyerek jokeri ölüm düşüşünden çekip alıyor.

Batman, iyiliğin işçisidir. Maskesinin altında da güçlüdür. Kaybedilmemesi icap eden savaşı temsil eder. Kişisel nitelikleri toplum tarafından kabul görmüş, kahramanlık apoletini takmış, ikon olmuş bir insan. Maske altında ise, başarılı ve zengin.

Batman aydınlıkta daha güçlüdür ki kendisi gibi bilindik iyiye dair olan her şeyi yaşamaya çalışan ötekilerin içinde sıradanlaşmış ve ötekileşmek için maske takmıştır. Karanlıkta ise karşısında kendisini hiç kimseye bağlı hissetmeyen, bencil ve hayvani dürtülerini kontrol edebilen, içini dışına çıkarmış joker vardır. İroniler, ironiler ardı ardına dark knightta...

Yazının Part 3’ünde Resmini koyacağım karakter ise başlı başına bu çatışmanın ürünüdür. Ve 1. soruya cevabım bu karakterden yana olacaktır, ancak önermede yeri yoktur.

1. Kendinizi Joker'e mi yakın görüyorsunuz, yoksa Batman’a mı?

Yazı tura atan karakter diyorum. Hep seçimlerim vardır ve bunu kendi irademle yaptığımı sanırım... Çoğu zaman iradesiz olduğumu ve edimlerimi tamamen dışsal kaynaklara teslim ettiğimi hissederim.

2. Joker gibi bir lideri mi tercih edersiniz, yoksa Batman tarzı birisini mi?

Bu soruya yazı tura atarak cevap versem :))

3. Hangisi, felsefi olarak daha tutarlıdır?

İkisi de tutarlıdır, velev; Kişisel yargılarımın etkisi altında mıyım bilemem SİYAH ve KAN EMİCİ bir canlıyı kendisine ikon seçmiş kurtarıcı, kimin dünyası için çaba sarf ettiğinin bilincinde değil gibi…

Kendisi için her kaynağın açık olduğu dünya için mi? Soluk alıp veren(!) diğer ırkdaşlarının var olma hürriyeti için mi? Önemli olanın ne olduğuna hür iradesiyle karar verirken milyonlarca dolara kibrit çakabilen jokeri biraz daha tutarlı görüyorum…

2012 ÇORUMUN BİR KÖYÜ

... Kulakların Efendisi: '' HANS ZİMMER'den Kaos Ritimleri...

http://www.youtube.com/watch?v=KipH9GLuiiIfeature=related 

Leave a Reply