Alışveriş Bağımlılığı Milyonlarca Kişiyi Etkiliyor

Alışveriş
sezonunun devam ettiği Amerika'da her gün milyonlarca insan alışveriş
merkezlerine adeta akın ediyor. Bu insanlardan bazıları ise herhangi bir
ihtiyacı olmadığı halde kendini alışveriş yapmak zorunda hissediyor. Alışveriş
onlar için ihtiyaçtan öte bir hastalık. Uzmanlar, alışveriş hastalarını tıpkı
uyuşturucu, alkol ve sigara bağımlıları gibi görüyor. Hatta bazı uzmanlara göre
bu hastalığın tedavisi uyuşturucu bağımlılığından daha zor.

Alışverişkolik
olarak adlandırılan bu insanlar ihtiyaçlarının ötesinde para harcayarak
kendilerini rahatlatmaya çalışıyor. Bu hastalık zihinsel ve duygusal zorluklar
yaşayan kişilerin kendi dürtülerini kontrol edememesinden kaynaklanıyor.

Yaş, ırk ve
cinsiyet ayrımı gözetmeksizin birçok insanda görülebilen bu hastalık, zaman
zaman yuvaların yıkılmasına bile neden olabiliyor. Çocuğunu evde tek başına
bırakıp alışverişe giden anneden tutun, banka hesaplarındaki paranın hepsini
harcayan babalara hatta ailesinden gizli alışveriş yapan öğrencilere bile
rastlamak mümkün.

Stanford
Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre Amerika'da kadınların yüzde
6'sı, erkeklerin ise yüzde 5.5'i alışveriş bağımlısı. Erkeklerin daha çok
elektronik cihazlar, CD, kitap, kamera, fotoğraf makinasına ilgi gösterdiğini
belirten Psikolog April Benson, kadınların ise daha çok makyaj malzemesi, takı
ve ev araç gereçleri satın altığını söyledi. Hastalığın ilk olarak 19. yüzyılda
teşhis edildiğini belirten Benson, bu sorunun sadece Amerika'da değil dünyanın
birçok yerinde var olduğunu belirtti.

Hastalığın
sadece zengin insanlarda görülmediğini vurgulayan Benson "Bu tarz
insanlar, kredi kartı borçlarını ya da harcadıkları enerji ve zamanı hiç
dikkate almıyor. Onlar için alışveriş o an büyük bir ihtiyaç, sanki bir alkol
bağımlısı gibi. Fakat alkol ve uyuşturucu bağımlıları alışverişkoliklere göre
daha hızlı tedavi edilebilmektir." dedi.

Alışveriş
bağımlılarının alkol ve uyuşturucu bağımlılarına kıyasla kendilerini çok daha
fazla gizlediklerinin altını çizen Benson "Günümüzde birçok kişi,
alışveriş bağımlısı olanları zayıf ve zavallı olarak gördüğünden, pek çok
bağımlı insan kendini deşifre etmemeye çalışır. O yüzden herkesin bu konuda
dikkatli olması gerekir." şeklinde uyarıda bulundu.

Şu ana kadar
bu hastalık için herhangi bir ilaç tavsiye edemediklerini söyleyen bir başka
Psikolog Bonny Forrest ise "Bu rahatsızlığı alkol bağımlılığı ve yemek
alışkanlığı gibi düşünebiliriz. Bunu hafife almamak lazım." dedi. Bu
bağımlılıkları arabanın frenine benzeten Forrest, "Araba freninin
hidroliği yoksa fren tutmaz. Alkol ve alışveriş de öyle. İnsan, dürtülerinin
önüne geçemiyor ve alışveriş yaparak mutlu olmaya çalışıyor." şeklinde
konuştu.

Terapist ve
Yaşam Koçu Dianne Long da alışveriş yapma rahatsızlığının insanların sosyal
yaşamında çok ciddi sorunlar oluşturduğuna değindi. Bu durumu kronik hastalık
olarak niteleyen Long "Nasıl bazı insanlar yemek yiyerek kendini mutlu
hissediyorsa, alışverişkoliklerin durumu da aynı. Ancak alışverişe gidip yeni
bir şeyler alırlarsa kendilerini iyi hissediyorlar. Onlar için yeni alınmış
materyal çok önemli." dedi.

Bağımlılar
alışveriş yaptıktan sonra kendilerini suçlu, utangaç ve mahcup hissediyor.
Alışverişkolilerin kendi rahatsızlıklarını ciddi bir problem olarak görmeyip
normal karşıladıklarını hatırlatan Long, bu sorunun eşler arasında arasında
boşanmayla sonuçlanan sıkıntılara neden olduğunu vurguladı. Bu hastalığa
yakalanan bazı gençlerin, kredi kartı ile aldıkları yeni eşyaları ailelerinden
saklamak için arkadaşlarının evinde muhafaza ettiğini anlatan terapist
"Harcamalar artınca, çiftler arasında sorun başlıyor. Daha sonra insanlar
birbirine yalan söylemek zorunda kalıyor. Çünkü elinde değil, o alışverişi
yapmak zorunda. Bunun yanında hasta olduğunu da kabul etmemesi işleri
zorlaştırıyor. Hastalar bu durumu çok ciddiye almıyor." ifadelerini
kullandı.

ALIŞVERİŞ
BAĞIMLILIĞIN SEBEPLERİ NELER?

Uzmanlar
alışveriş bağımlılığını özellikle, kredi kartları, alışveriş siteleri ve sosyal
çevreye bağlıyor. Yine aynı uzmanlar kredi kartlarının getirdiği taksit
imkanlarına ve şirketlerin başlattığı indirimlere insanların aldanmaması
gerektiğinin altını çiziyor. Özellikle çocuklarına zaman ayırmayan ailelerin bu
eksikliği hediyelerle kapatmaya çalışmasının çocuklar üzerinde son derece
olumsuz bir etkiye sahip olduğuna dikkat çekiliyor.

Parasal
sorunlarla büyüyen insanların, ellerine iyi imkanlar geçtiğinde çok farklı
hareket ettiklerini belirten Benson "Bu tarz insanlar zamanında ekonomik
problemler yaşadıkları için, paraları olduğu zaman kendilerini alışveriş yapmak
zorunda hissediyorlar. Bu durum da onları son derece olumsuz etkiliyor."
şeklinde konuştu.

4 AYDA 100 EL
ÇANTASI ALDI

Elizabeth
Deiter (22), milyonlarca alışveriş bağımlısından sadece biri. 4 ayda yaklaşık
100 el çantası aldığını belirten Deiter, düştüğü bu durumdan utandığını
söylüyor. Alışveriş konusunda kendisini çok kötü hissettiğini dile getiren
Deiter "Biliyorum bir an önce bu çılgınlığa bir son vermeliyim."
itirafında bulundu.

"Moralim
bozuk olduğu zaman kendimi daha fazla alışverişe vermek zorunda
hissediyorum." diye konuşan Deiter rahatsızlığının evliliğini tehlikeye
attığını söyledi: "Çok para harcadığım zaman eşimle tartışıyoruz. Bir gün
eşim banka hesaplarını kontrol ederken 400 dolar harcandığını fark etmiş. Bana
sorduğunda parayı nereye harcadığımı hatırlamadığımı söyledim. Bu şekilde
harcamaya devam edersem evliliğimizin tehlikeye gireceğini söyleyerek beni
tehdit etti."

PEKİ
BAĞIMLILIĞI ÖNLEMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR ?

Öncelikle
insanların alışveriş bağımlılığının bir hastalık olduğunu kabul etmesi
gerektiğine değinen terapist Long, "İnsanlar bu rahatsızlığı kendilerinde
fark ettikleri anda, hemen psikologa başvurmaları gerekir. Alışveriş
merkezlerinden uzak durmak lazım. Doktora danışmadan kesinlikle ilaç
kullanılmamalı.

Etrafınızdaki
insanları dikkate alarak alışveriş çılgınlığına dahil olmamak gerekir. Hayat
arkadaşınıza sorunu açık bir şekilde anlatmalısınız. İhtiyaçlarınızın dışında
fazladan hiçbir şey almamaya dikkat edin ve insanlardan bağımlılık hastalığı
ile ilgili yardım istemeyi ise asla ihmal etmeyin." şeklinde tavsiyelerde
bulundu.

Psikolog
April Benson ise insanların asıl ihtiyaçlarını tespit edip ona göre harcama
yapmasının önemini vurguladı. İnsanların kendilerini üzgün, endişeli ve mutsuz
hissettikleri zaman alışveriş merkezlerinden uzak durması gerektiğini
hatırlatan Benson, "Kimse tek başına alışveriş yapmamalı. Kendinizi bir
başkası ile kesinlikle kıyaslamayın. Herkes kendi gücüne göre alışveriş yapar.
Bazı hastalarıma alışveriş masrafları ile ilgili çeşitli testler yapıp onlara
sonuçları anlatarak, yapılmaması gerekenleri anlatıyorum." dedi.

CİHAN

Leave a Reply