A.Baki Karakol

Bugün, Fetullah Gülen ile Başbakan arasındaki “derin kavga”yı ve “uyanık dev”i yazacaktım. Haftaya bıraktım. Umarım, ertelemeyi gerektirecek önemli gelişmeler olmaz.

Bugün önceliği, Amerika’da, Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan’a verilen “Diktatörün Psikolojisi” adlı kitap aldı.
….

Anımsayacaksınız: Başbakan, 14 Mayıs 2013 Salı günü, eşi, kızı, Bakanları ve içinde gazetecisinin, işadamının vb yer aldığı iki uçak dolusu insanla ABD’ye gitti.

Başbakan’ın, ABD’ye gidiş nedeni, Suriye konusunda, ABD Başkanı Obama ile görüşmek, Başkan Obama’yı, ABD askerlerinin karadan Suriye’ye girmesine ikna etmekti.

Edemedi.

Kendisi “ikna” edildi, yurda gönderildi.
….

Başbakan’ın başına gelenler kadar, eşi Emine Erdoğan’a, “Diktatörün Psikolojisi” adlı kitabın verilmesi önemli ve dikkat çekiciydi.

Fakat… Bu gelişme, en hızlı biçimde, gündemden kaçırıldı.

Bunun nedenini anlamamak için saf olmak gerek.

Saf, kendileri olmalı ki, yaptıklarının anlaşılmayacağını ve gelişmenin unutulup gideceğini sandılar.
….

“Diktatörün Psikolojisi” kitabı, ABD’de, Georgetown Üniversitesi ile Türkiye İş Kadınları Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği “Barışın inşası ve gelişmede iş kadınlarının rolü" toplantısında Emine Erdoğan’a veriliyor.

Kitabı veren, anılan üniversitenin öğretim üyesi İranlı Psikoloji Profesörü Fathali M. Moghaddam’dır.

Bu kişi, aynı zamanda, kitabın yazarıdır.
….

Yandaş yalaka gazetelerde yer alan habere göre, İranlı Psikoloji Profesörü Fathali M. Moghaddam, kitabında, “Psikolojik süreçler olan saldırganlık, sadakat, korku ve geleneklere bağlılığın diktatörlüğü sürdürme ve geliştirme aracı olarak nasıl kullanıldığı”nı konu alıyormuş, “Demokrasi ile diktatör eğilimler arasındaki değişen ilişkiler”e değiniyormuş ve “demokrasileri, diktatörlüğe dönüştüren unsurlar”ı anlatıyormuş.
….

Kitap, yazarı tarafından Emine Erdoğan’a verildiği anda çekilen fotoğrafta, yazar kadar, Emine Erdoğan da keyifli, gülücükler atıyor görünüyor.

Kitabın İranlı yazarının keyifli olmasını, gülücükler atmasını anladım; Emine Erdoğan’ın keyiflenmesini, gülücükler atmasını anlayamadım. Anlayamadığım gibi, yadırgadım.
….

Suriye konusunda “savaş kışkırtıcılığı” yapan, ileride de “savaş kışkırtıcılığı”ndan, uluslararası mahkemede “savaş suçlusu” olarak yargılanacak, diye düşündüğüm Başbakan’a, birileri, eşi üzerinden ve gene o birileri, gene Emine Erdoğan üzerinden, dünyaya, “Başbakan’la ilgili” ileti mi (mesaj mı) vermek istedi?

Ve… O birileri kimler?

Başbakan’ı kullanan emperyalistler mi, ABD yönetimi mi, yoksa Suriye konusunda İran’ın da birlikte hareket ettiği Çin ve Rusya mı?

Bu ve benzer bir yığın sorunun yanıtı verilmeden, “gelişme”yi gündemden kaçırmanın, örtbas etmenin anlamı, amacı ne?
….

Şu temel soruyu en başta soralım: Başbakan’ın eşine, İranlı Psikoloji Profesörü’nün, “Diktatörün Psikolojisi” kitabını armağan etmesindeki ve armağan etmesine izin verilmesindeki “hedef” nedir?

Yazar, kitabının reklamını düşünmüş olabilir. Bu ayrı bir konu. Ana amaç, hedef nedir? Onu bilmek, onu aydınlatmak, aydınlığa kavuşturmak gerek.

Birileri, birilerine “ileti”, dahası “iletiler” vermek istemiştir ve kuşku yok ki, vermiştir. İşte o ileti ya da iletilerdeki ana özü nedir?

Bir Müslüman’dan nasıl diktatör yaratılır? Onu mu, yaşamsal deneyle görmek, göstermek istenmiştir?
….

Emine Erdoğan, bir büyük oyunda kullanılmıştır.

Kullanılmada, kullananlar kadar, kullandıranlar da pay sahibidir.

Onca profesyonel danışman ne iş yaparlar, neye yararlar?
….

Bu “kitap armağanı” olayında görülmüştür ki, Başbakan ve ailesi, yeterince kollanıp korunamamaktadır.

Bu çok büyük eksikliktir.

Bu boşluktan, usa (akla) hayale gelmedik şeyler girer, kolay da çıkmaz.
….

Öngörüm ve düşüncem o dur ki: Emine Erdoğan, diktatörü de, diktatörlüğü de bilecek yaşta, olgunlukta, donanımda biridir; İranlı Psikoloji Profesörünün kitabını okuyup öğrenecek, kitaptaki anlatılarla eşini karşılaştıracak, eşinin diktatör olup olmadığını veya olup olmayacağını öğrenecek değildir.

İyi hoş da… Eşinin, “diktatör” sözcüğü ile tanımlandığı süreçte, İranlı Psikoloji Profesörü Fathali M. Moghaddam’ın “Diktatörün Psikolojisi” kitabını alırken, Emine Erdoğan’ın “hoşnutluğu”na, yüzündeki gülücüklere ne demeli?

Profesyonel danışmanlar uyuyorlar mı? Nasıl bu kadar duyarsız olabiliyorlar?
….

Ülkem Türkiye ve halkım için üzülüyorum, içim kan ağlıyor!..

bakikarakol@hotmail.com
 

Leave a Reply