Zaman değişiyor, haliyle dönemin anneleri de değişiyor. Yaşları 25-40 arasında değişen yeni nesil anneler, eskilerine göre çok farklı. İşte artıları ve eksileriyle şimdiki zamanda anne olmak...
ARTILARI
1. ARAŞTIRMACI
Şimdiki anneler daha araştırmacı, meraklı ve sorgulayıcı oluşlarıyla dikkat çekiyor. Çocuğun fiziksel sağlığı kadar eğitimi ve psikolojisine de önem veriyor. Gerek internetten gerek kitaplardan merak ettikleri soruların yanıtlarını arıyor, aynı durumdaki annelerle iletişime geçiyor, çözemediğinde eskiden olduğu gibi “Çocuktur geçer” deyip pedagogdan yardım istemekten çekinmiyor.
2. İNTERNETE MERAKLI
Yeni nesil annelerin en büyük avantajlarından biri de internet sayesinde bilgi kaynaklarına kolay erişebilmeleri... 20 sene önce internet bu kadar yaygın olmadığı için annelerin bilgi kaynağı genellikle aile büyükleriydi. Ancak artık internet var ve aradıkları soruların yanıtlarına hızlıca ulaşabiliyorlar. İletişim için sosyal medyayı tercih eden anneler, blogları takip ediyor, forumlara ve annelik gruplarına katılarak bilgi alışverişinde bulunuyor.
3. BİREYCİ
Yeni nesil anneler, çocukların tercihlerine küçük yaşlardan itibaren çok daha duyarlı. Tek başına karar alabilecek, özgür iradeli çocuklar yetiştirmeyi önemsiyor. Çocuk ne giyeceğinden nereye gideceğine kadar kendi karar verebiliyor. Yaşı kaç olursa olsun çocuklarının fikirlerini söyleme özgürlüğü olduğuna inanan anne-babalar, böyle davranması için çocuklarını teşvik ediyor ve onu bir birey olarak kabul ediyor. Bu da eski kuşaklara göre ne istediğini bilen, karar alabilen ve daha özgüvenli bir nesil yetişmesini sağlıyor.
4. ÇEVREYE DUYARLI
Şimdiki anneler hem kendi yaşamları hem de çocuklarının geleceği için çevrenin korunmasına ve ekolojik yaşama eskisinden daha çok önem veriyor. Özellikle şehirde yaşayan anneler, insan türünün devamlılığı için doğanın ve doğal olanın önemini yeniden keşfetti. Kendi çocuğu için besinlerden kıyafetlere organik olan ürünler satın almaya gayret ederken, bir taraftan geleceğe yatırım yapmak gerektiğini de düşünüyor. Bu yüzden yeşil alanların korunmasına, artırılmasına ve doğal tarıma destek veriyor. Bunun devamlılığı için de çocuklarına doğa sevgisini aşılıyor, onları doğaya saygılı bireyler olarak yetiştirmeye çalışıyor.
5. EĞLENCELİ
Hani eskilerin “Çocukla çocuk olma” diye bir lafı vardır ya; yeni nesil anneler bunun tam tersini yapıyor. Komik, eğlenmeyi bilen şimdiki anneler, çocuğunun oyunlarına katılmaktan ve yaptığı hareketler yüzünden “Çocukça görünür müyüm?” kaygısından çekinmiyor. Çocukları için oyunun vazgeçilmez bir öğrenme aracı olduğunu bildiği gibi, aynı zamanda birlikte oyunlar oynamaktan, gülmekten, eğlenmekten, şarkı söylemekten çok keyif alıyor. Böylece çocuğuyla arasındaki iletişim güçleniyor, yaşam enerjisi artıyor.
EKSİLERİ
1. MÜKEMMEL ANNE SENDROMU
Bir çocuk yetiştirmek dünyanın en zor işlerinden biri. Annelere bu konuda daha fazla iş düşüyor. Eskiden annelerin çalışma oranı daha düşük olduğu için çocuklarına daha rahat bakabiliyorlardı. Yeni nesil ise öyle değil. Çalışan annelerin sayısı gün geçtikçe arttığından farklı bir anne kuşağı var. Sabah kalkınca çocuğunu kucaklayıp ona kahvaltısını hazırlayan, bakıcısına ya da okula bırakıp işe koşturan, bütün gün gülümseyen bir yüzle masa başında çalışan kadın, akşam eve döndüğünde ayaklarını uzatıp dinlenmek tek hayaliyken çocuğuyla ilgilenmesi gerektiğinin farkında... Ondan uzak geçirdiği zamanın telafisi için sadece birkaç saati var ve bu eksiği kapatması için ekstra çaba göstermek zorunda hissediyor. Onun iyi beslenmesi, ruhsal ve zihinsel gelişimi için her şeyi yapmaya hazır. Ama bu onda gereğinden fazla stres, gerginlik ve kaygı yaratıyor.
2. GELECEK KAYGILI
Sadece anneler değil, şimdiki babalar da eskilere göre çocuğunun geleceğine dair daha fazla kaygı duyuyor. Küçüklükten itibaren yetişkinlikteki mesleğine kafa yoran, başarılı bir kariyer için sadece üniversitenin yeterli olmadığını bilen, dil öğrenimine önem veren bir nesil şimdiki... Gerekli eğitim ve becerileri çocuklarına kazandırmak için çabalayan anne-babalar, çocuklarına karşı da müdahaleci, kontrolcü ve kimi zaman baskıcı davranabiliyorlar. Bu da bağımsız bir birey yerine özgüvensiz, kaygılı, ailesine bağımlı çocuklar yetişmesine neden olabiliyor.
3. AŞIRI YÜKLEME
Elbette her anne çocuğuna mükemmel bir gelecek sunmak ister. Elbette iyi okullarda okusun, başarılı bir kariyeri olsun diye hayal kurar. Ama bir çocuk üç yaşında değil de dört yaşında yabancı bir dil öğrense ya da baleye gitse ne olur? Sırf yaşıtları gidiyor diye yüzmeye gitmek zorunda mı? İmkanlarınızı çocuğunuz için seferber etmenize hak verilebilir ama sistemin “Daha çok tüket, geride kalma” anlayışına kendinizi kaptırırsanız çocuğunuzu da mutsuz edersiniz, kendinizi de.
4. TEKNOLOJİ SINIRI
Teknolojinin bilgiye kolay erişim sağlamasının yanı sıra, kontrolsüz kullanım riski de var. Artık çocuklar konuşmadan hatta yürümeden önce akıllı cihazları kullanmayı öğreniyor. Bu bazı insanlara çok şaşırtıcı gelse de, inanın bir zeka belirtisi değil! Kaldı ki uzmanlar, çocukların üç yaştan önce bilgisayarla tanışmaması gerektiğini söylüyor. Ancak artık herkesin bir akıllı telefonu ya da evinde akıllı cihazları bulunuyor. Dolayısıyla çocuklar da bu cihazlara kolayca erişebiliyor ve bu çok kısa sürede bağımlılığa dönüşebiliyor. Şunu bilmenizde yarar var: Siz ne kadar çocuğunuza interneti yasaklamaya çalışırsanız çalışın, elinizden akıllı telefon düşmüyorsa çocuk sizin söylediğinizi değil, yaptığınızı yapar!
5. SUÇLULUK DUYGUSU
Günümüzde çalışan anneler, çocuklarına en iyi imkanları sunabilmek için çok çalışıyor, bu da çocuklarıyla daha az vakit geçirmelerine neden olduğu için kendilerini suçlu hissetmeye başlıyorlar. Ayrıca daha iyi, daha başarılı ve sağlıklı bir çocuk yetiştirmek adına yoğun bir sorumluluk duygusu taşıdıklarından çocuğun en küçük bir başarısızlığında kendini suçlayabiliyor. Eksik ya da yanlış ne yaptığını düşünerek kaygı ve endişe duyuyor. Çocuğun başarısızlıklarında “Neyi eksik yaptım?” ya da “Neyi yapmadım da böyle oldu?” diye sadece kendini sorumlu tutuyor. Ancak şunu unutmayın: Birincisi siz ona daha iyi gelecek sağlamak için çalışıyorsunuz, ikincisi çocuğunuzun geleceği sadece sizin kontrolünüz altında değil.