Yeni nesil kariyer fırsatı: Psikoloji
Ümit Öncel | 09 Nisan 2012 | Yorum Yok
Tweet
Her gün milyonlarca kişi internete saatlerini geçiriyor. Birbirleri ile iletişim kuruyor, araştırma yapıyor, yeni şeyler keşfediyor ve alışveriş yapıyorlar. İnternet büyüdükçe bir yandan daha fazla insan dijital dünyada zaman geçirmeye başlıyor ve aynı zamanda tüm bu insanların bulunduğu internette, internet odaklı işlerin sayısı artıyor.
Bugün artık yeterli bir olgunluğa erişmiş olan dijital dünyayı daha iyi anlayabilmek, insanların internet üzerindeki motivasyonlarını tanımlayabilmek ve onları nelerin memnun edeceğini ayırt edebilmek her zamankinden daha önemli hale geldi.
Yüz yüze iletişime benzer etkileşim özelliklerine sahip olan internet aynı zamanda yüz yüze iletişim esnasında karşınızdakine dair edinebileceğiniz pek çok bilgiyi, aranızdaki ekran nedeniyle erişilmez kılıyor. İşte bu yüzden toplulukları, müşterilerini daha yakından tanımak isteyen çoğu büyük internet şirketi psikologlarla çalışıyor.
Dijital dünyanın pek çok açıdan gerçek dünyadan bir farkı kalmadı. İnternette de benzer şekilde seviniyoruz, üzülüyoruz, hırslanıyoruz, cesaretimiz kırılıyor, para kazanıyor ve para harcıyoruz. En temele indiğinizde tüm motivasyonlar her iki dünyada da aynı. Ama işi biraz daha özelleştirmek istediğinizde dijital yaşamın kısıtlamaları önünüze engeller çıkartıyor.
Potansiyel müşteriler e-ticaret sitenizin hep aynı sayfasından siteyi terk ediyorsa bunu bir veri olarak kabul ederek, o sayfa ile ilgili sorunu tespit etmeye çalışmak son derece mantıklı. Ama bu soruna sağlıklı bir çözüm üretebilmek için kullanıcıların psikolojini ve söz konusu sayfanın onların psikolojisine etkisini veya psikolojilerinde neden olduğu değişimi tanımlayabiliyor olmanız gerekiyor.
Eğer benzer bir sorun fiziksel bir mağazada yaşansaydı, sadece gözlemle bile kullanıcının mağazayı terk etme nedenini beden dilinden anlamak mümkün olabilirdi. Hatta o müşterilerle konuşmak ve sorunu tam olarak kendilerinden dinlemek bile bir seçenek olarak düşünülebilirdi.
Fakat söz konusu olan bir e-ticaret sitesi ise elinizde müşterilerin siteyi terk etme oranları ile ilgili rakamlar ve müşterileri sitenizden kaçıran bir sayfadan başka bir şey yok. Bu durumda sayfada hatalı olabileceğini tahmin ettiğiniz detayları içgüdüsel olarak değiştirip, bu sefer işe yaramasını ummak bir çözüm olabilir ama işe yaramayabileceğini de göze almanız gerekiyor.
Diğer akla gelen seçenekler benzer durumdaki diğer örneklere dair bilgiler (ve şanslıysanız çözümler) bulmaya çalışmak ya da bu konuda uzmanların görüşlerini araştırmak olabilir. Ama bunların kaçı sizin özel durumunuza yüzde 100 cevap verebilir? Diyelim ki kabul edilebilir oranda cevap verdi, hızla değişen dijital yaşam alışkanlıklarında benzer bir başka bir sorununun ne zaman karşınıza çıkacağını söyleyebilir misiniz? Muhtemelen hayır.
Üstelik konu sadece e-ticaret ile sınırlı değil. Pazarlama da psikolojinin önemi zaten biliniyor, dijital pazarlama da farklı değil. Oyunlar psikolojinin çok önemli olduğu diğer bir konu. Doğrudan satış yapılmayan, örneğin içerik sitelerinde de ihtiyaç çok farklı değil. Bugün internet üzerinden doğrudan veya dolaylı iş yapan herkesin öncelikli derdi dönüşüm oranını (conversion rate) artırmak.
Bunu sağlarken de milyonlarca internet kullanıcısı ile bugün artık bire bir iletişim kurmanın, kişiye özel yaklaşımları tercih etmenin neredeyse bir zorunluluk olduğunu unutmamak gerekiyor.
İşte bu yüzden geleceğin parlayan alanlarından biri psikoloji olacak. Her bir kullanıcı/müşteri ile aradaki ekranların neden olduğun kısıtlamalara rağmen en sağlıklı iletişimi kurabilmek, onların beklentilerini, motivasyonlarını, tatmin kaynaklarını tanımlayabilmek ve sitenizi/işinizi ona göre düzenlemek/dönüştürmek bu yüzyılın en önemli konularından biri.
Bugün Türkiye’de üniversitelerde psikoloji bölümleri en yüksek puanlı bölümlerden biri değil ama sosyal web’in yükselişi sosyal yaşamın her alanınu olduğu gibi bu durumu da değiştirecek. Üstelik sadece birkaç kısa yıl içerisinde.
Open all references in tabs: [1 - 4]