En yakın arkadaşlarınızdan biri bunalıma girdi ve siz de onun üzülmesinden hiç hoşnut değilsiniz. Şüphesiz onun hemen bu durumdan çıkmasını, rahatlamasını istiyor olabilirsiniz. Peki, ama ona böyle bir durumda nasıl yaklaşmalısınız? Uzman Psikolog Özge Altan Aytun konuyla ilgili harika çözüm önerileri sundu.
Arkadaşınız bu ağır ruh halindeyken onu anladığınızı söylemek, problemi çözmeye çalışmak ve aklınıza gelen tavsiyeleri sıralamak gibi yollara başvuracak ve çoğu zaman da onun olumsuz bir tepkisiyle karşılaşacaksınız. Çünkü sizi dinlemesi için öncelikle ona yani “bunalımdaki kişiye” ulaşmanız gerekir. Bunun için de sizi dinleyebilecek bir ruh haline ulaşması gerekir. Onunla konuşmaya çalıştığınızda şu yanıtları alıyorsanız yanlış yoldasınız demektir:
Düşmanca ve fevri tepkiler verir: Tabi oradan konuşması kolay… (Ona ulaşmanız imkansızdır.)
Saldırganca içini açar: Sen benim ne yaşadığımı biliyor musun da konuşuyorsun? (Sitemkar ve suçlayıcıdır ancak kendinizi savunmaya alabilir ya da karşı saldırıya geçebilirsiniz.)
Duygularını bastırır: Yok bir şey ya geçer herhalde. (Sizi konunun içine almak bile istemiyordur.)
Böyle tepkiler aldığınızda eliniz kolunuz bağlanmış hisseder, hatta siz de bunalıma girersiniz. Arkadaşınızı iyi olmayı istememekle suçlar, yardımcı olmaktan ziyade belki de onunla tartışma durumuna geçersiniz. İstediğimiz tabi ki bu değil.
İşte yapmanız gerekenler…
Yakın bir arkadaş olarak her durumda olduğu gibi bunalım durumlarında da ona iyi gelebilirsiniz. Peki, ama arkadaşınız size nasıl içini dökecek? Bunu nasıl başarabilirsiniz? İşte ipuçları…
Arkadaşınızın beden diline bakın: Kolları sımsıkı birbirine bağlı, başı önünde ve kaşları çatık birine mantıklı ve gerçekçi önermelerle yaklaşmanız hiçbir fayda sağlamayacaktır. Ona öncelikle fiziksel bir değişiklik yaptırın (Kollarını çözmesini istemek gibi). Fiziksel olarak yapılan bir değişiklik zihinsel bir değişikliği de beraberinde getirecektir ve size bir kapı aralanacaktır. Ancak bu açılan kapıyı çok iyi değerlendirmeniz gerekir.
Arkadaşınızın söylediği ne varsa ifade etmesi için ona bol bol zaman verin: İnsanlar içlerini döktükleri zaman ne kadar yüksek sesle haykırırlarsa haykırsınlar bu onları daha yıkıcı olabilecek davranışlardan uzak tutar. O yüzden endişeye kapılıp araya girmemeye özen gösterin ve onu dinleyin. Ne kadar zorlayıcı olursa olsun bu sırada söylediği şeylere itiraz etmeyin, savunmaya geçmeyin ve tartışmaya girmeyin. Bu içini dökme seansının sonunda arkadaşınız bir noktada susacaktır. Bu aslında içini dökenin de dinleyenin de bitkin hissettiği ve yeni bir bilgi girişinin olmaması gereken bir andır. Asla konuşma sırasının size geçtiğini zannedip konuşmaya çalışmayın. Çünkü karşı taraf sizi dinleyemeyecek kadar yorgundur. Arkadaşınız size içini döktükten ve bitkinlik evresine geçtikten sonra biraz durup basitçe “Biraz daha anlatsana” deyin. Bu onu rahatlatacaktır. “Biraz daha anlatsana” onu dinlediğinizi ve devam etmesini istediğinizi gösterir. Unutmayın, arkadaşınız bunalımlı ruh halindeyken sizi sıktığını ve her an onu dinlemek istemeyeceğinizi düşünerek geri adım atabilir.
Tam olarak içini dökmeden araya girmeyin: Çoğu kişi arkadaşı içini dökerken çözüm üretmek, tavsiye vermek ve savunmaya geçmek vb. nedenlerle araya girer ancak içini dökmeden araya girerseniz bu süreç asla istenildiği gibi bir rahatlama olmasını sağlamaz.
Ona empati kurduğunuzu gösterin: Devam eden süreçte biraz daha rahatlayacak bu hem arkadaşınızın beden dilinden hem de konuşmasından anlaşılacaktır. Artık hissettiği duyguları hissedebildiğinizi, onunla empati kurduğunuzu gösterebilirsiniz. Empati aşamasında dikkatli olun. Belki de buraya kadar yaptığınız konuşma arkadaşınızın rahatlaması için yeterli oldu. Onu gözlemleyin. İyi olacağını düşünüyorsanız devam edin. Bazen bunalımdan çıkmanın tek yolu sadece içini dökmektir. Empati aşamasında ise arkadaşınızın hissettiği şeye bir duygu atfedin. Örneğin; “usanmış”, “öfkeli” hissediyorsun? Öyle mi? Bu doğru mu? (Mutlaka ona onaylatın). “Ve bu kadar usanmış hissetmenin sebebi …..?” diyerek süreci tekrar edin. Asla kendi sıkıntılarınızdan örnekler vermeyin.
Durumun üstesinden gelmek için birlikte çözümler bulun: Daha sonra “Söyle bana, bu duyguyu hafifletmek için ne yapmak gerekir? Bunu mutlaka ona sorun ve çözüm üretmeyin. Sonra da “Bunun gerçekleşmesi için ben ne yapabilirim?” ve “Bunun gerçekleşmesi için sen ne yapabilirsin? diye sorun. Yakın arkadaşlarınızın incinme ve sizin tarafınızdan kontrol altına alınma korkusuyla koydukları mesafeyi kaldırdığınızda onlara kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Bundan sonra ulaştığınızda ve size içini dökebildiğinde, kendisini daha iyi hissedip durumun üstesinde gelmesi için neyin değişmesi gerektiğini kolaylıkla bulabilirsiniz.