VI. Avrupa Pozitif Psikoloji Kongresinin Ardından

Avrupa pozitif psikoloji kongresinin altıncısı bu yıl Moskova’da yapıldı. Katılımın oldukça yüksek olduğu kongrede, araştırmacılar pozitif psikoloji ile ilgili birbirinden ilginç araştırmalarını sunma olanağı buldular.

Modern anlamda psikoloji bilimi genç bir bilimdir. Nihayetinde 120-130 yıllık bir geçmişinden söz edilebilir. Temelde insan davranışlarını ve bu davranışların arka planında yatan süreçleri incelemeyi hedefleyen psikoloji, büyük oranda normal dışı davranışlara yani ruh sağlığı bozukluklarına odaklanmıştır. Bu anlamda insan davranışlarının olumsuz yanını temsil eden melankoli, nevrozlar, korku, kaygı ve depresyon gibi ruh sağlığı bozuklukları araştırmacıların daha çok gündeminde olmuştur.

Doğal olarak da psikoloji denildiğinde insanların aklına, sadece ruhsal bozukluklarla ilgilenen bir bilim dalı gelmektedir ve bu imaj halen kırılamamıştır.

Psikoloji biliminin ruh sağlığı bozukluklarına bu kadar çok eğilmesinin birkaç önemli nedeni vardır. İlk dönem psikolojiyle ilgilenen bilim adamlarının büyük çoğunluğunun tıp ve psikiyatri kökenli olmaları bunlardan biridir.

Normal dışı davranışların ilgi çekici olması ve araştırmacıları cezbetmesi de bir başka neden olarak görülebilir. Üçüncü bir neden ise ruh sağlığı bozuklukları ile ilgilenmenin maddi getirisinin daha yüksek olmasıdır.

1980’lerden sonra pozitif psikoloji akımı başlamış ve psikoloji ile ilgili çalışmalar yapan bilim insanları insan davranışlarının olumlu yönleriyle de ilgilenmeye başlamışlardır. Bu anlamda pozitif psikolojiyle ilgili olarak başta mutluluk, iyimserlik ve yaşam doyumu olmak üzere, insanları geliştirmeye yönelik pek çok konu ile ilgili çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Kongrede bu anlamda konu çeşitliliğinin oldukça fazla olması ayrıca sevindiricidir.

Mutluluğu artırmaya yönelik deneysel çalışmalar, yaşamın anlamı, affedicilik, psikolojik dayanıklılık, yaşam amaçları belirleme, minnettarlık, aşk, özgecilik, öz-saygı, cinsel yaşam kalitesi ve psikolojik iyi oluş kongrede sunumu yapılan konu başlıklarından bazılarıydı.

Biz kongreye iki araştırmayla katıldık. Oldukça ilgi gören bu çalışmalardan ilki, özgeciliğin (diğerkamlık, yardımseverlik) mutlulukla ilişkisini ortaya koyan bir araştırmaydı. Bu çalışmada, özgeci davranışlarda bulunmanın bireyin mutluluğuna önemli düzeyde katkı yaptığı sonucuna ulaştık. İkinci çalışma ise, besleyici ve zehirleyici ilişki tarzlarının mutluluğu nasıl etkilediği ile ilgili bir çalışmaydı.

Bu araştırmayla ilgili sonuçlar da, bencil, aşağılayıcı, öfkeli vs. ilişki tarzlarının mutluluğu olumsuz etkilediğini ortaya koymuştur. Besleyici ilişki tarzları dediğimiz, açık, saygılı, ilişkide karşı tarafı değerli ve önemli hissettiren ilişki tarzının ise, bu ilişki tarzına sahip bireyleri mutlu ettiğine yönelik sonuçlar elde ettik.

Kongrenin, katılımcıların çok olması, pozitif psikoloji ile ilgili öncü bilim adamlarının da kongreye katılmaları gibi nedenlerle oldukça verimli geçtiğini söyleyebilirim. Kongre vesilesiyle, St. Petersburg ve Moskova’yı da gezme olanağı bulduk. Özellikle St. Petersburg harikaydı, görülmeye değer bir şehir. Türkiye’den de farklı üniversitelerden 8-10 kişilik bir araştırmacı grubu kongredeydi. Bu kongrenin İstanbul’a da çok yakışacağını düşünüyorum. Umarım ilerleyen yıllarda, İstanbul’da da bu kongreyi gerçekleştirme imkanı buluruz.

Dr. Tayfun Doğan
Psikolojik Danışman

1.20120723102737.jpg

Leave a Reply