Tüp bebek tedavisi; anne ve baba adayları için, bedensel, duygusal, sosyal, finansal, cinsel ve dini yönlerden, stres verici bir süreç olarak geçebilmektedir. Bu tedaviye başlamalarıyla hayatlarında birçok şey değişmektedir. Çiftlerin, bu sürece uyum sağlarken psikiyatrik destek almaları büyük yarar sağlamaktadır. Tüp Bebek tedavisi meşakkatli bir tedavi süreci olmasının yanı sıra çoğunlukla çocuk sahibi olamayan çiftlerin başvurduğu en son tedavi seçeneğidir. En son tedavi seçeneği olması, eğer tedavi olumlu sonuçlanmazsa tüp bebek hastalarının hayatları boyunca annebaba olamayacakları ihtimalini düşünmelerine ve yoğun bir kaygı hissederek sürece başlamalarına sebep olmaktadır. Bunun yanı sıra tüp bebek tedavisi, gidişatı ve sonucu konusunda hastaların çok az kontrol sahibi olabildiği bir süreç olduğundan, bu kontrol edilemezlik ve geleceğin belirsizliği de kaygıyı arttırmaktadır. Tüp bebek tedavisi sırasında kullanılan bazı ilaçların da ruhsal durum üzerine olumsuz etkileri olabilmektedir. İlk girişimlerde çoğunlukla anne baba adayları, yüksek motivasyon ile her söylenilene harfiyen uymakta ve umutla olumlu sonucu beklemektedir. Ancak bu tedavilerde başarısız girişimler yaşanma olasılığı vardır. Her başarısız girişimden sonra anne baba adayları umutların, emeklerin, zamanın ya da paranın kaybıyla ilişkili yas süreci yaşamaktadır. Tekrarlayan başarısız tedavi girişimleri, anne baba adaylarının hem bireysel olarak ruhsal durumlarını hem de aile evlilik ilişkilerini olumsuz etkileyebilmektedir. Tekrarlayan kayıplar ve tutulamayan yaslar kişileri depresyona sürükler. Gebe kalınması halinde ise nispeten riskli bir gebelik süreci yaşanmakta, tüp bebek ebeveynleri her türlü riski en düşük düzeyde tutabilmek için fazlaca kontrolcü ve kuralcı davranabilmektedir. Benzer şekilde ileri gebelik haftalarında yaşanabilen düşükler, evlat kaybı olarak yas tutmalarına sebep olmaktadır ki bunların her biri psikiyatrik açıdan önemle ele alınması gereken durumlardır. İşlenmemiş yas işi, çevreden gelen bebek beklentisinin hissettirdiği baskı, artan kaygı ve depresif şikayetler hem yeni tüp bebek denemelerinin başarısını olumsuz yönde etkilemekte, hem de eşlerin hayat kalitesini düşürmektedir.
UZMAN DESTEĞİ ALIN
Bu stresli döneme hastaların büyük çoğunluğunun kolaylıkla uyum sağladığı gözlemlenmektedir. Çiftler kendi aralarında bu durumla başetme stratejileri geliştirebildiği gibi; bu dönemde edindikleri yeni iletişim şekilleri ve duygusal yakınlığın artması gibi uzun vadeli yararları olmaktadır. Bu süreçlerin yönetilmesi, anne baba adaylarının kişilik özellikleriyle, evlilik ilişkileriyle, sağlıklı baş etme yöntemleri kullanmalarıyla, geçmiş kayıpları ve tutulmamış yasları ile yakından ilişkilidir. Rahatsızlık verici düzeyde endişelilik, huzursuzluk, isteksizlik, iyi hissetmeme, mide bulantısı, vücutta uyuşmalar, baş ağrıları gibi sebebi bulunamayan bedensel şikayetler yaşama, uyku, iştah ve enerji düzeyinde değişiklikler ile, tüp bebek süreciyle aşırı uğraş gibi kaygı ve depresyon belirtileri gösteren çiftlerin ise mutlaka bir psikiyatri uzamından destek alması önerilmektedir.
Uz. Dr. GÜNEŞ BERK