Tehlikeli İlişki

25 KASIM FİLMLERİ - TEHLİKELİ İLİŞKİ

Psikanalizi bulan Avusturyalı nörolog Sigmund Freud ve onun analitik psikolojinin öncüsü öğrencisi Carl Gustav Jung’u nasıl bilirsiniz? Aslında bu sorunun cevabı çok keskin cümlelere açılabilir. Ancak burada John Kerr’in romanı ile Christopher Hampton’ın oyununu kaynak alan yapıtın, ‘bastırılmışlığı açığa çıkaran cinsel fantezi’nin üzerinden iki figürün özel hayatıyla ilgili oluşturulan tabandan bir usta-çırak ilişkisi ürettiği kesin. “Tehlikeli İlişki” de bu ikiliyi hasta konumuna yerleştiren bir oluşumdan seslenirken; toplumsal, politik ve sinemasal açılımlarını 20. Yüzyılın başına uygun bir çerçeveden yapmış. Filmin Keira Knightley’nin ‘vamp kadın’ performansından darbe yemesine karşın düşünsel anlamda güçlü bir dramatik yapısı var. Cronenberg ise bedeni biraz iteleyip ‘psikoloji’yi ve ‘şiddet’i öne çıkardığı 2000’ler döneminin en klasik işini vermiş.

2000’lerde David Cronenberg’in ‘sıradan bireylerin bilinçaltında saklanan suçlar’ üzerine çektiği filmlerin esin kaynağı kuşkusuz bu kavramı ortaya çıkan Freud’dur. İsviçreli psikolog ve teorisyen Jung ise 1900’lerin başında ‘taht’a kurulup Yahudi Freud’un üzerine geçmiştir. Aslında bu noktada filmin Hıristiyan-Yahudi çekişmesi üzerinden yürüyen alt metinleriyle tartışmalar açtığı kesin.

Tehlikeli metodu psikoloğun kendisine uygularsan ne olur?

Zira Freud’un kibirli ve egosantrik halinin, Jung’ta sağduyulu, mesafeli ve meşgul iş insanına çevrilmesi bir şekilde taraf tutan bir açılım getirmiş. Ancak yönetmen Cronenberg’in derdi ‘tehlikeli metot’ üzerinden yürümek olmuş. O da nedir? Rus histeri hastası Sabina’nın Jung ile yaşadığı yasak ilişki ve karakterin bu özel hayattaki psikolojik açılmayla sektörde yükselmesi.

Gerçek bir evlilik karşıtlığı aşılayan bu damar üzerinden ilerleyen “Tehlikeli İlişki” (“A Dangerous Method”, 2011), Sanayi Devrimi’nin ortaya çıkıp böylesi düşünürlerin daha da önem kazandığı keskin bir kent burjuvazisi portresine odaklanmış. Christopher Hampton’ın diyaloglarından ve Cronenberg’in kapalı alandaki açı-karşı açı dengesini kurma becerisinden güç alan sinemasal dünyanın oyunculara odaklandığı kesin.

Jung ile Freud’un özel hayatı üzerine

Buna istinaden karşımıza çıkarılanın bir Mortensen-Fassbender şovu üzerinden usta-çırak ilişkisi filmine dönüştüğü de görülebiliyor. Ancak esas temasal açılımına ve omurgasındakilere baktığımızda daha farklı bir analize geçebiliyoruz. O da gerçek anlamda Freud-Jung ikilisinin Otto Gross’un lafıyla ‘özel hayat’ında olanlarla belli okumalar açısından çığır açtıktan sonra eserleriyle psikanalizi yürütmeleri.

Belki bu noktada Knightley’nin Rus öğrenci-metres tiplemesi konusunda baştan itibaren belirgin sıkıntılar oluşmuş. Ancak onun Jung’un mutlu mesut evlilik insanı modundan kurtulmasıyla birlikte ‘bilinçaltındaki seks güdüsü’nü açığa çıkarması, fantezisel açılımla yürümüş. Bu yürüyüşün izinde de karşımıza ‘özel hayattaki rahatlama’ kavramı çıkarılmış. Kadın karakter Sabina’nın bunu tez olarak kullanması ise şaşırtıcı değil.

Keskin inatları incelemeye alırken, Knightley’e takılmış

Zira “Tehlikeli İlişki”, psikolojideki seks güdüsünün önemi üzerinden yürüyen, yan karakterler yoluyla ilişkilerde kendini sınırlamanın yanlış olduğunu buyuran bir eser. En azından egosantrik durmaktan arınarak alt benliğini harekete geçirip sağduyuyla ilerlemek, bir şeylerin temelini oluşturabilir. Yahudi-Nazi çekişmesi de bu konudaki keskin inatlarla 2. Dünya Savaşı’na yol açmıyor mu zaten?

Cronenberg’in filmi belli ki bu soruları araştırmak istiyor. Bunu yaparken sesli sinemanın ilk döneminden derin odaklı teleobjektiflerden aldığı ‘alan derinliği’ tekniğini o zamandaymış gibi kullanması bir görüş getirmiş. Zira 1900’lerin ilk 10 senelik diliminde geçen hikayenin böylesi rotüşları ihtiyacı var. Elbette Howard Shore’un kalıcı müzikleri de bu duruma destek vermiş. Ancak aradaki ‘psikolojik cinsellik paydası’ Keira Knightley’nın dışadönük performansının ilk sahneden itibaren bu ilişkiyi zedeleme arzusu maalesef hedefine ulaşmış.

Her şeye rağmen yönetmenin kariyerindeki ‘psikanaliz odaklı’ dünyanın, 2000’lerdeki psycho-noir, anti-western ve gangster filmi örneklerinden sonra bir de biyografik film  şubesi bulduğunu söyleyebiliriz. Bu da kuşkusuz ‘body-horror’ı filizleyen ilk dönemi ile insan-beden ilişkisini olgun formüllerle soğukkanlı hale getiren 1988-2000 arasındaki ikinci döneminin ardından gelen, psikanaliz odaklı son dönemi için bir ‘tamamlayıcı’ işlevi yüklemiş “Tehlikeli İlişki”ye.

FİLMİN NOTU: 5.5

Leave a Reply