‘’Bakın futbolcularımız nasıl mücadele etti, bakın nasıl kıran kırana bir futbol oynandı, bunun neresinde şike’ gibi gerçeği yansıtmayan söylemler, taraftar psikolojisinin savunma kalkanı oluşturmak istemesinden başka bir şey ifade etmezler.
Takımına kara leke sürülmesinden ziyadesiyle üzülen taraftar psikoloji ve kendini aşamamış yönetici karakteri, şikeyi kapatmak için saha da oynanan oyuna ibreleri çevirmek isterler ve masa da ki pislikleri böyle kapatabileceklerini zannederler.
Fakat o pislik asla kapanmaz!
Şike işlerine bulaşmak için 11 futbolunun 11’ine bu teklifi yapmak şikeci adına intihar teşkil edeceği için, o aralarından en paragözü veya bu işlere meyilli olan kişileri seçer.
Ondan sonra seçtiği kişilere yine başkalarının vasıtasıyla para veya ona değer eşyalar hediye edileceğini vaat eder.
Bazı taraftarlar takımlarını vicdanlarında aklamak için şike saha da yapılır sözüne dediğim gibi sarılırlar ama öyle bir dünya yoktur.
Bir kulüp başkanının rakip kulüp başkanına; ‘ Ya mirim malum durumumuzu biliyorsun, hocaya söyle kendini fazla yıpratmasın’ demesi veyahut ‘dostum bugün hocayla konuşsan yedek ağırlıklı kadro tercih etse’ demesi ve yine ‘müdür senin takımı sırtlayan şu iki oyuncuyu bizim tarafa çekelim, söyleyin onlara yormasınlar kendileri aman ha’ demesi de şikenin birer portresidir.
Taraftar zanneder ki şike olduğu zaman topyekûn oluyor. Yine yok öyle bir dünya!
Bazen şike, Teknik direktöre teklifle, bazen takımdan birkaç futbolcuya teklifle, bazen takımın kalecisine yine başkaları aracılığıyla teklifle, bazen de iki kulüp başkanlarının anlaşmasıyla ve bundan kimsenin haberinin olmamasıyla oluyor.
Şimdi denilebilir futbolcu olmadan şike nasıl olur? Bal gibi olur. Nasıl mı?
İki kulüp başkanı kendi aralarında işi pişirir ve anlaşır. Malum maç, verilecektir.
İlk önce Teknik direktörün ağzı hafiften yoklanır, teknik direktör de bu işe razıyla iş kolaydı, teknik direktör o maçta as futbolcusunu kırk dereden kırk bahane getirerek oynatmaz ve keser.
Teknik direktör kabul ederse durum böyle işler ya kabul etmezse?
Bu sefer de takım da teknik direktör dâhil kimsenin haberi olmadan bir kobay aranır. Ya keleci kolay mevkii olduğu için seçilir ya da takımı sırtlayan ama karakteri gevşek olan birkaç futbolcuya bu teklif gider.
Onlar da kabul eder ve şike bu şekil de cereyan edebilir.
Ya da 2 başkan arasında şike yapılabilir.
O da şu şekil olur. Maçı vermeye gönüllü olan başkan ilk önce teknik direktörünün ağzını arar, ya şu maça pek asılmasak gibi söylemler yapar baktı teknik direktör pisliğe ortak olmaya gönüllü değil bu sefer futbolculara yönelir.
Yine kadavra olarak ortalarda paraya tav olabilecek futbolcu arar, bulursa işi kolaydır şike çabuk hayat bulur bulamazsa da yılmaz son çareye başvurur.
Son çare ne mi?
2 başkanın kendi aralarında ki şike pazarlığı.
Başkanlardan birisi diğerine bu maçı size vereceğiz diye söz vermiştir ama bu günahına ortak bulamadığı için sözünde duramayacağını düşünerek psikolojik şike işlerine girişir.
Psikolojik şike nedir?
Başkan sonuçta bir takımın genel müdürüdür. Yani işverenidir. Kimi bu şirkete alıp kimi almayacağının karar mercidir.
Bir takımdan bir kişiyi göndermek istiyorsa bunu yapabileceğini herkes bilir.
İşte bu bilinenlerin arasında başkan teklifini kabul etmeyen kâh teknik direktör kâh futbolcu olsun bu psikolojik baskıyı uygular. Siz maçı vermek istemediniz ha sizi kapının önüne bırakayım da görün siz baskısını onların üzerine aşılar.
Başkanın bundan kazancı nedir pekâlâ?
Bir çalışan, çalıştığı yer de mutsuzsa, huzursuzsa ve aklında soru işaretleri varsa üstüne üstelik şirketin genel müdürü tarafından inceden istenen görevi kabul etmediyse önemli toplantıya morali bozuk çıkar.
Moral bozuk olunca da yenilginin gelmesi kaçınılmaz olur.
Başka bir durum da da başkan birilerine güvenmez ve şike yapacağız diyemez ama diğer başkana söz vermiştir, kesin yapmalıdır işte yine psikolojik şike yolunu seçer ve o maç öncesi ya teknik direktörü ya da takımının en önemli futbolcularını o maçtan soğutmak konsantrelerini bozmak için ne gerekiyorsa yapar.
Psikolojik Şike seçeneğinin oluşması içinde futbolcuya veya teknik direktöre hatta kimselere gerek yoktur, 2 başkan arasında bile dediğim gibi yapılabilir.
Sporseverlere Saygı ve Sevgilerle