Kellikten Kurtuluşun Garantili Formülü...Tıkla yeter!..
20 Ocak 2012 Cuma - 17:20 - Cihan
Melikşah Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Psikiyatrist Yrd.
Doç. Dr. Zaliha Akkadın Candan, velilerin, çocukların başarısız oldukları derslerle ilgili onlara yardımcı olma yolunda çaba göstermeleri çağrısında bulundu.
2011–2012 eğitim-öğretim yarıyılı sonunda öğrencileri karne heyecanı sardı. Karnesinde zayıfı olan öğrencilerin karşılaştıkları sorunlar ve ailelerin çocuklarına karşı davranışları hakkında Melikşah Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Psikiyatrist Yrd. Doç. Dr. Zaliha Akkadın Candan, önemli uyarılarda bulundu.
Karnesinde zayıfı olan çocukların başarısızlık ve suçluluk hissi yaşayabileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Zaliha Akkadın Candan, çocukların bu durumda iki şey yapabileceğini belirtti.
Candan şöyle devam etti: “Birincisi, başarısız oldukları derslere daha fazla çalışarak başarılarını artırmaya yönelmeleri sallanmasıdır. İkincisinin de, kendilerini yetersiz ve beceriksiz hissederek `çevresi tarafından bu yönde kendilerini olumsuz etkileyebilecek geri bildirimler de alabilirler` kendilerini daha da bırakarak, `zaten ben yapamam, başaramam` duygusuyla daha başarısız olabilirler.”
Candan, karnesinde zayıfı olan öğrencilerin velilerinin doğrudan çocuklarına tepki ve ceza vermek yerine çalışma ve başarıyı teşvik için kullandıkları ödülden mahrum bırakma cezasını uygulayabileceklerini kaydetti.
Candan, “Aileler başarısızlığın altında yatan psikolojik, ailesel ve sosyal sebepleri de araştırmalı ve gerektiği zamanda profesyonel destek alarak çözüm için çaba sarf etmeli. Çocuklar, diğer kardeşleriyle ya da çevredeki başka çocuklarla karşılaştırılmamalı. Çocuklar kendi gerçekleri ile değerlendirilirse ancak o zaman doğru sonuçlar elde edilir. Anne-babalar, çocuklarına kimi zaman başarısız olabileceklerini ancak önemli olanın başarı elde etmek için gerekli çabayı göstermek olduğunu ve hatada ısrar etmemek gerektiğini telkin edebilirler. Çocukların değişik alanlara olan yatkınlıkları ve yetenekleri farklılıklar gösterebilir. Örneğin matematik dersinde çok başarılı olan bir çocuk sosyal bilimlerde aynı başarıyı gösteremeyebilir. Bu nedenle çocukların yetenekli oldukları alanlarda daha da geliştirilmesi, yeteneklerinin az olduğu alanlarda ise daha fazla destekleyici ve motive edici eğitim ve yaklaşımlar uygulanmalıdır.” diye konuştu.
"ÖĞRENCİLERİ SADECE OKUL BAŞARISIYLA DEĞERLENDİRMEYİN"
Öğretmenlerinde öğrencilerine yaklaşırken onları tek başına ders başarılarıyla değil de kişilikleri, tutum ve davranışlarıyla, kendilerine özel şartlarıyla ele almalarının önemini vurgulayan Candan, “Her bir öğrencinin başarılı oldukları alanlarda daha çok önlerinin açılması ve yeteneklerinin az olduğu derslerde ise başarı artırıcı yaklaşımlarla özel olarak ilgilenmeyi sunmalıdırlar. Öğretmenler mutlaka öğrencinin ailesiyle iş birliği içerisinde bu başarısızlıkların giderilmesini sağlamalıdırlar. Çocukları asla birbirleriyle doğrudan karşılaştırmamalı. Ayrıca rencide edici tutum ve davranışlar içerisine girilmemeli.” dedi.
Karnesinde zayıfı olan çocukların intihar teşebbüslerinde doğrudan sebebin karnelerindeki zayıf notların olmadığını belirten Candan, bu zayıflara aile ve çevrenin vereceği tepkilerin yanında özellikle ailenin beklentilerinin boşa çıkartmış olmasının verdiği suçluluk duygusunun olduğunu söyledi.
Karnesinde zayıfı olan çocukların intihar girişimlerinin çevresel faktörlerle daha çok ilişkili olduğunu söyleyen Candan, bu nedenle çocuklardan hem beklenti düzeyinin yüksek tutulmaması hem de çocuklara hiçbir surette ceza verilmemesi gerektiğini belirtti ve ekledi: “Öğrencilere kesinlikle hakaret edilmemeli, onlar, sevgiden mahrum bırakılmamalı, dışlanmamalı ve tembel gibi isimlerle alay edilmemelidir. Ayrıca intihara sebep olabilecek herhangi bir ruhsal hastalık ya da özellikle aile ve arkadaş ilişkileri ile bağlantılı travmatik durumlar ve kayıpların olup olmadığı araştırılmalıdır. Gerekiyorsa profesyonel destek alınması sağlanmalıdır.”
"VELİLERİN ÇOCUKLARINA ŞİDDET UYGULAMASININ ÇEŞİTLİ NEDENLERİ ÇEŞİTLİ OLABİLİR"
Velilerin çocuklarına şiddet uygulamasının çok farklı nedenleri olabileceğini belirten Candan, bu durumun velilerin kişilikleriyle, ruhsal hastalıklarının olup olmamasıyla, ailelerin ekonomik durumlarıyla ve iç dinamikleri ile ilintili olabileceğinin düşünülebileceğine dikkat çekti. Ayrıca çocuğa ait ruhsal ve davranışsal faktörlerinde söz konusu olabileceğini vurgulayan Candan, bu durumların araştırılarak gerekli tedbirlerin alınmasının sağlanabileceğini belirtti.
Hiçbir gerekçe çocuğa şiddet uygulanmasını haklı kılamayacağını belirten Candan, “Süreklilik gösteren şiddet durumlarında devletin müdahalesi ve velilerle ilgili bir problem olup olmadığının irdelenmesi ve gerekirse her türlü tıbbi, ekonomik ve sosyal yardımın yapılması gerekir. Ayrıca eğitim yoluyla çocuğa şiddetin bir eğitim yolu olmadığının öğretilmesi gerekir.” ifadelerini kullandı.