Anlamlı bir hayat için geleceğe bakın :
Anı yaşadığımızda ve farkındalık çalışması yaptığımızda – düşüncelerimizi, duygularımızı ve hislerimizi kontrol etme – mutlu oluruz ve bu durum, bedenimiz, beynimiz ve ilişkilerimiz için çok önemlidir. Aynı zamanda, geleceğe bakmak da hayatımıza anlam kazandırır. Bu duruma prospektif psikoloji denir. Bu konseptin özü, insan aklının karmaşası çözüldüğünde daha iyi anlaşılmıştır. Aslında geleceği tahmin edecek şekilde evrim geçiriyoruz. Bu nedenle entellektüellik sadece bildiklerinizden ibaret değildir. Geleceği nasıl bildiğiniz ve nasıl hareket ettiğinizdir. Peki anı yaşarken geleceği nasıl düşüneceğiz? Örneğin, çevresine yardım eden insanlar daha mutlu olduklarını ve hayatlarının anlam kazandığını söyler. Ancak yapılan bir araştırmada, yardımsever insanların, yardım etmeyenlerden daha mutsuz olduğu görülmüştür. Ayrıca hayatın anlamlı olması konusu da dengeyi bozmaktadır. Geleceğe odaklanmak ve insanın gelecek üzerinde kontrolü olduğuna inanmak, hayatın anlamlı olması ile ilişkilidir. Mutluluk, yaşadığımız anla ilgili olsa da, hayatın anlamı gelecekle ilgilidir. Bu ikisini bir araya getirerek, hayatta anlam, amaç ve mutluluğu yakalarız.
Pek çoğumuz için işten kopmak iyi bir şeydir :
Çok çalışıyoruz. Tatil yaparken bile aklımız işte kalıyor. Tatilin olumlu etkisi de çok kısa süreli oluyor. Tatilden döndükten sonra 4 hafta içinde, insanlar tatil öncesinde olduğu kadar yorgun oluyor. Düzenli olarak işten kopan insanların ise duygusal yorgunluğu daha az, tatmin duyguları ise daha çok. Bu, iş yerinden gelen e-maillere bakmamak, akşamları ya da izin günlerinde işi kesinlikle düşünmemeyi gerektiriyor. Aynı zamanda kişi kendini dinlenmiş ve yenilenmiş hissediyor. Böylece iş hayatında daha enerjik ve verimli olabiliyor.
Evimizi biz şekillendiririz, sonra da evimiz bizi şekillendirir :
Bu, çevresel psikolojide çok önemli bir noktadır. Çevremizde gördüklerimiz, hem zihinsel durumumuz hem de sosyal etkileşimlerimizle çok yakından ilgilidir. Kişinin biyolojik ve psikolojik ihtiyaçları çevreden karşılansa da, mutluluğu sağlayan etkenler de vardır. Çevremizdeki pozitif özelliklere odaklanarak, tatmin duygumuzu arttırabiliriz. Örneğin, etrafında yeşillik alanların bulunduğu yerlerde yaşayanlar daha az stresli olur. Yeşillik alanlarda yürümek stres hormonu kortizolü düşürür ve bilişsel fonksiyonu arttırır. Yeşil alanların diğer bir faydası da, sosyal bağlantılar ve güvenlik duygusunu artırmasıdır. Bunun aksine, yeşil alanların eksikliği de, yalnızlık ve sosyal destek eksikliğini getirir. Kendi mutluluğumuzu ve çevremizin mutluluğunu şekillendirme gücüne sahibiz.
(HThayat)